''Abi!''
''B-Baekhyun?!''
''Abi biz evlenmeye karar verdik!''
''Ne?! Delirdin mi sen!''
*
''Chanyeol... Bana bu çocuğun ne demek istediğini anlatır mısın?'' diye sordu Junmyeon elini başına koyarak. Çünkü gerçekten, kardeşinin ne demeye çalıştığını anlayamıyordu.
Uzun boylu bir yanında oturan ve sürekli hareket eden sevgilisine baktı, ve birde karşısındaki abisine.
''Abi sana evlenmeye karar verdik diyorum!'' diye bağırdı Baekhyun dudaklarını büzerek ve onların gerginliğini es geçerek. Eski, olgun halinden eser yoktu sanki. Hafızası geri geldiğinden beri bir garipti ancak bu Chanyeol'ün hoşuna gidiyordu, sevgilisinin bu halleri onu güldürüyordu.
Junmyeon elini tekrardan başına yerleştirdi. Ardından, ''Ne evlenmesinden bahsediyorsun Baekhyun?'' diye sordu kardeşine. Yüz ifadesi aşırı ciddiyken kardeşi göz devirdi.
''Evlenmek deyince ne anladığını merak ediyorum, Junmyeon,'' dedi Baekhyun. Gözleri hafifçe kısılıp garip bir ifadeyle abisine baktı.
''...'' Junmyeon sustu, kardeşi doğru söylüyordu. Bir süre öyle bekleyince, kumral saçlı çocuk sabırsızca sevgilisinin yanında kıpırdandı ve kaşlarını çattı.
''Cevap ver,'' diye fısıldadı Baekhyun. Yüzü hem meraklı, hem de sevinçli görünüyordu.
Junmyeon güldü, ''Neyin cevabını vereceğim, tanrım!''
Baekhyun tekrardan pembe dudaklarını büzdü. ''Sana bir şeye karar verdik diyorum. Yoksa bizi kulaklarınla değil de başka taraflarınla mı dinliyorsun Junmyeon?'' diye mırıldandı kısa çocuk sesindeki garip tınıyla.
''Baekhyun, siz zaten 6 yıldır aynı evde yaşıyorsunuz ve zaten evli gibisiniz, tanrı aşkına, ne evlenmesinden bahsediyorsun?''
Chanyeol sustu. Junmyeon haklıydı.
''Bu işi yasal hale getirmek istiyor olamaz mıyız?'' diye sordu Baekhyun parmaklarıyla Chanyeol'ün uzun elini kavrarken. Uzun boylu olan o ince parmakları hissettiğinde öldüğünü zannetti, zaten her zaman böyle oluyordu... Baekhyun'un parmaklarını hissetmek gerçekten çok güzeldi.
Baekhyun'u tüm benliğiyle birlikte hissetmek çok güzeldi.
Junmyeon elini başına götürüp şakaklarını ovalayıp burun kemerini sıktığında derin bir nefes aldı. O sırada bir çift meraklı göz onu izliyordu.
''Ne bok yerseniz yiyin,'' dedi sandalyeden yavaşça kalkarak, hafifçe gerindi, ''İkiniz de yetişkinsiniz ve buna karışma hakkım tabii ki yok. Neyse, işe gidiyorum ben.''
Baekhyun bunu duyunca vücudunun ve iç organlarının her yerini bir sevinç dalgası kapladı, o kadar mutlu olmuştu ki bütün dünyaya bağırarak Chanyeol'ü sevdiğini söylemek istiyordu.
''Yaşasın!'' dedi hızla sandalyeden kalkarak, sevgilisi ise meraklı ancak mutluluk dolu gözlerle yandan onu izliyordu. Gerçekten çok sevinmişti.
Baekhyun gülümseyerek sandalyeye oturduğunda Chanyeol yaklaşıp onun yanağını okşadı. O kadar sevimliydi ki onu baştan aşağı tıpkı bir şeker gibi yalamak istiyordu.
''Bana öpücük ver,'' dedi küçük yavru köpek, gülümseyerek.
Chanyeol ona dayanamıyordu, hiçbir zamanda dayanamamıştı. Yavaşça ona yaklaştı, önce dudaklarını hafifçe kokladıktan sonra sert bir şekilde dudaklarını onunkilere bastırdı ve o onu öperken Baekhyun da onun omuzlarını okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Will Remember
Fanfiction''Bilmiyorsun. Nefes almanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun. Sanki göğsüne balon yerleştirmişler ve o balonun havası yavaş yavaş kaçmaya başlıyor. Ve eğer tamamen biterse, öleceksin. O şekilde nefes alıyorsun. Sen vücuduna batırılan iğnelerle ya...