3. Bölüm - I said I love you back.

8.6K 666 120
                                    

''İyi olacaksın,''dedi Joonmyeon kardeşine yavaşça sarılırken, ''Şu 3 gün boyunca seni çok özleyeceğiz.'' Sarışın çocuk kardeşine kocaman gülümsedi, onun mutlu bir şekilde gidip, mutlu bir şekilde dönmesini istiyordu. Ve öyle olmasını da umuyordu.

''Evet, iyi olacağım,''dedi Baekhyun da ona doğru sırıtırken. Onlar birbirlerine sarılırken,Chanyeol ve Hara da arkadan onlara bakıyorlardı. Uzun boylu olanın bakışları çok garipti.

Acı çekiyordu. Ve bu bakışlarından belliydi. Acısı tam derinlere işlenmişti.

Korkuyordu.

Baekhyun'a bir şey olacağından korkuyordu.           

Baekhyun'a bir şey yapacaklarından korkuyordu.

Neden korkuyordu ki? Aslında bunun nedeni çok basitti.

Baekhyun ve Chanyeol sevgili oldukları günden beri birbirlerinden ayrılmamışlardı. Baekhyun, her zaman bir bebek gibi Chanyeol'ün yanında olurdu ve Chanyeol onu korurdu. Ona bir şey olmasına asla izin vermezdi. Ancak... Bu sefer Baekhyun'un yanında olamayacaktı.

Ya ona bir şey olursa?

O sırada omzundaki bir eli hissetti Chanyeol. Bu Hara'ydı, kafasını çevirince genç kadının ona kocaman gülümsediğini gördü.

''Üstündeki gerginliği 10 kilometre öteden bile fark edebilirim sanırım,''diye fısıldadı Hara, ''Sakin ol Chanyeol.''

Uzun çocuk yutkundu. ''Neden öyle hissetmiyorum?''

''Sadece... Kuşkulusun. Ama emin ol ki ona hiçbir şey olmayacak.''

Chanyeol gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. ''Onunla gitmeliyim.''

''Chanyeol,''dedi genç kadın gülümseyerek, ''Her şeyin üstüne yemin ederim ki iyi olacak, endişelenmene hiç gerek yok. 3 gün.''

''Birbirimizden hiç ayrı kalmadık,''dedi Chanyeol kafasını eğerek, ''Endişelenmem çok normal.''

''Anlıyorum ama sakin olman gerek. Rahatla. Baekhyun iyi olacak.''

Chanyeol neden buna inanamıyordu? İnanmak istemiyordu belki de.

''P-Peki...''dedi istemeyerek. İyi değildi.

*

Chanyeol direksiyonu yavaşça otoparka çevirirken radyodan gelen müziği dinleyen Baekhyun'da ona bakıyordu. Sevgilisi aşırı gergin görünüyordu, ona dokunduğunda içinde biriktirdiği tüm kuşkuyu üstüne püskürtecekmiş gibi.

''Beni özleyecek misin?''diye sordu Baekhyun gülümseyerek.

Chanyeol gülümsemeye başladı, bu onu güldürmüştü. Onu tabii ki de özleyecekti, hemde deliler gibi.

''Elbette özleyeceğim, orayı gitmeni istemiyorum, hatırlatırım bunu.''

''...'' Baekhyun gülümsemeye devam ederek baktı, bir şey demedi.

''Yalnızca 3 gün Chanyeol, bunu kaç söyledim hatırlamıyorum ama... Sapasağlam bir şekilde geri döneceğim.''

Chanyeol durdu ve gözlerini kapadı, vücudunu çiviyle koltuğa sabitlemişti sanki. Terminale gidip Baekhyun'u otobüsüne bindirmek o kadar isteksizce geliyordu ki.

''Peki, tamam, buna inanıyorum.'' Chanyeol arabayı yavaşça çizgilerin üstüne park etti. Anahtarı arabanın girişinden güçlü bir şekilde çıkarken Baekhyun meraklı gözlerle onu izliyordu.

''Öyle görünmüyor,''dedi.

Chanyeol kafasını çevirip ona baktı ve elinden geldiğince içten bir şekilde gülümsemeye çalıştı.

''Ben iyiyim Baekhyun, sende iyi olacaksın.''

''Buna sevindim.'' Baekhyun dişlerini göstererek sırıttı ve arabanın arkasındaki çantasına uzandı. 3 günlüğüne gideceği için yanına aldıkları çok azdı.

''Gitmeden önce beni öp,''dedi Chanyeol. Çocuğa yavaşça yaklaştığında Baekhyun titredi. Ona her zaman heyecan veren şeylerden biri geliyordu işte. Öpücükler. Ama sıradan olanlardan değildiler, Chanyeol'ün öpücükleriydi bunlar.

Uzun boylu olan dudaklarını yumuşak bir şekilde Baekhyun'unkilere bastırınca küçük olan titredi ve onun dudağını ısırdı. Bu Chanyeol'ün hoşuna gitmişti. Bir kez daha öptükten sonra geri çekildi. Kollarını sıkı bir şekilde ona doladı ve kulağının arkasını öptü.

''Seni deli gibi özleyeceğim,''diye fısıldadı.

''Ben de seni,''diye mırıldandı Baekhyun onun boynuna doğru.

Geri çekilince Chanyeol onun gözlerine bir kez daha baktı.

''Seni seviyorum,''dedi son kez.

''Ben de seni, hem de çok.'' Baekhyun gülümsedi. Ve arkasını dönüp arabadan çıktı.

Chanyeol ise arkasından bakakalmıştı.

*

1. gün.

Chanyeol ertesi gün uyandığında çok garip hissediyordu. Bu tıpkı şeye benziyordu, kolunun veya bacağının gövdesinden ayrılması gibi.

Kafasını sıcak battaniyeden kaldırınca gözleri yatağın köşesine kıvrılmış minik bedeni ve o bedeni örten battaniyenin üstünden fışkıran parlak ve kumral saçları görememişti. Onun yerine kocaman bir yorgan yığını vardı.

Onu uyandıran öpücükler de yoktu.

Çünkü öpücüklerin, saçın ve minik bedenin sahibi olan kişi burada değildi.

Chanyeol yorganlara baktıktan sonra gözlerini açıp kapadı ve yavaşça esnedi. Hiçbir şey yapmak istemiyordu, ne yapabilirdi ki zaten? Sevgilisi şu anda hiç gitmediği bir yerdeydi ve Chanyeol onu deli gibi düşünmekten az kalsın beynini felç edecekti.

Eğer Baekhyun şu anda burada olsaydı ona sakinleşmesini söylerdi. Ve saçlarını okşardı. Onu öperdi. Ve böylece Chanyeol kendini bulutlarda hissedip rahatlardı.

Bugün okul vardı ancak Chanyeol hiç gitmek istemiyordu. Şu anda tek istediği şey Baekhyun'un yanında olabilmekti. Onun güvende olup olmadığını görmek istiyordu.

Battaniyeyi üstünden itti ve yatakta doğruldu. Kalkınca yataktan gelen metalik sesler kulaklarının içini doldurmuştu. Başı hafif bir şekilde dönüyordu ve eklemleri acıyordu. Bir süre ayakta durdu, ardından kafasını çevirip gardırobun yanındaki boy aynasına baktı.

Dudakları şişmişti ve olduğundan daha dolgun görünüyorlardı. Cildinin renginin ise kutuplardaki kardan farkı yoktu, aşırı solgundu. Ellerini kaldırdı yavaşça ve ince uzun parmaklarında göz gezdirdi. Bu parmaklarla Baekhyun'un tüm vücudunu ezberlemişti. Tenin her santimini ezbere biliyordu ve şu anda parmak uçlarıyla o yumuşak cilde dokunmak istiyordu. Ama büyük bir problem vardı.

Baekhyun burada değildi. Bilmem kaç kilometre ötede bir otelin konferans salonunda şu an aptal bir adamı dinliyor olmalıydı. Tanrıya şükür ki bir şey olmadan sağ salim oraya varmıştı.

Chanyeol aynaya bir kez daha umutsuzca baktıktan sonra kapıyı kapatıp odadan çıktı ve hemen köşedeki tuvalete girdi.

Ev aşırı sessizdi, Hara ve Joonmyeon işe gitmiş olmalıydı. Oysaki normalde bu saatlerde hep evde olurlardı, bugün her şey çok garipti. Chanyeol yalnız hissediyordu, öyle ki yalnızlığı avuçlarında besliyordu sanki.

Tuvalete girince direk musluğa yöneldi ve açıp buz soğukluğunda olan suyun kase şekline getirdiği avcuna akmasını sağladı. Su, yüzüyle buluşunca tüm tüylerinin ürperdiğini hissetmişti Chanyeol. Saç dipleri bile bu ferahlatıcı hisle diken diken olmuştu.

Havluyu eline alıp yüzünü kuruladığında gözleri tekrardan aynaya takıldı. Dudakları hala şişti ve teni de beyazlamaya devam ediyordu.

Normalde bu kadar solgun görünmezdi ama bugün... Gerçekten tuhaftı. Yalnız, sessiz ve garip hissediyordu.

Chanyeol o an, Baekhyun olmadan gerçekten yaşayamayacağını fark etti.

*

Love Will RememberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin