7

1.1K 112 9
                                    


   Günlerdir çıkmadığım odada sessizlik hakimdi. Yaşadığımdan bile emin değildim. Ortam o kadar sessizdi ki nefes alış verişlerim yankı yapıyordu boş odada. Her sabah cırtlak sesiyle öten aptal kuş yavrusu bile susmuştu şimdi. Sanki ruh halimi biliyormuşçasına susmuştu. Keşke kalbim de sussaydı. Keşke deli gibi atmayı kesseydi. Keşke o da bu sessizlik yarışını kazanmak isteseydi.

Canım yanıyordu. Bütün bedenim amansız bir acı içerisinde kıvranıyordu. Hiçbir ağrı kesici, hiçbir tıbbi yöntem acımı dindiremezdi. Modern tıbbın bile çözüm bulamadığı bu felakete aşk deniliyordu galiba.

Aşk gerçekten var mıydı? Ben aşka inanmazdım ki. Bu zamana kadar inanmadığım bir şeye nasıl kapılmıştım? Bu mümkün müydü?

Bu şeye benziyordu: inanmadığınız bir dinin ibadetlerini yerine getirmeye. Mantık silsilesi içerisinde kendine tutunacak bir dal bulamayan bir düşünce gibi, inanmadan uygulamak.

Genel olarak çoğu şeye inanmazdım ben. İnançsızlık doğamda vardı benim. Belki çocukluğumda yaşadığım şeylerden dolayıdır. Çünkü inandığım ve güvendiğim her şey beni yarı yolda yüz üstü bırakmıştı. Öz ailem bile.

Gözlerimi tekrar siyah boşluğa kapattım. O'nu düşlememeye çalıştım. Ama gözümü her kapattığımda büyük çikolataları ile bana masumca bakıyordu. Yattığım yatakta doğruldum ve kafamı ellerimin arasına alıp düşünmeye başladım. Mental olarak o kadar çok yorulmuştum ki mantıklı düşünemiyordum. Her gözümü kapattığım an karşımda beliriyor ve bana gülümsüyordu. Kokusunu solurken O'na dokunamamak, O'nu hissedememek çok zordu.

Hayal ettim. Sadece hayal ettim ve bu çıldırmama neden oldu. Kendime bir daha O'nu hayal etmeyeceğime söz vermiştim oysaki. Söz vermiştim çünkü O'nu hayal edince kendimi durduramıyordum.

O'nsuz geçirdiğim üç hafta sadece acı çekmiştim. Özlemiştim. Çok özlemiştim. Ama O başkalarına aitken  O'nun kokusunu solumak yasaktı bana. Denedim düşünmemeyi, hayal etmemeyi, istememeyi. Sadece denedim. Başarılı olabildim mi? Bu mümkün mü ki? Düşünmeden, hayal etmeden, istemeden duramıyordum.

Artık inanmıyordum Tanrı'ya. O, benim Tanrımdı. O'na tapıyordum artık. Ve O beni geçmişte işlediğim günahlar için cezalandırıyordu. Cezam O'nun tarafından verilecekse eğer razıydım. Yanıyordum. Kendi kokusuyla oluşturduğu cehenneminde yanıyordum. O'ndan başka gidecek yerim yoktu. Ve ben O'na gidecektim. Her şeyi göze alıp O'na gidecektim. Başkasının olması umrumda değildi. O'nu alana kadar vazgeçmeyecektim. Asla...
(+31 kelime)
                                                                                ie
                                                                            190205

PIANIST |JenLisa|(yeniden düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin