Bölüm-19

2K 124 34
                                    

Yeni karakterler; Elçin ve Barış. Yeni evli çiftimiz

Allah yardım etti de aksiyon yazabildim yani sonunda 🙏

'Alo, Öykü abla? Hazır dimi pasta?'

'Hazır ablam hazır. Sen mekanı ayarladın mı?'

'Evet tamam herşey.'

'Tamam canım, sen çıkınca bize bi mesaj at. Biz hazırlanırız. Hadi öptüm seni.'

Ulaş İrem'in doğum günü için bir sürpriz hazırlamıştı. İrem'e asla belli etmediler sürprizi. Hatta umutsuzluğa kapılmıştı İrem. Saat 18.30 civarıydı. İrem yan daireye taşınan yeni evli çifte hayırlı olsuna gitmişti. Eşi evde olduğu zaman Ulaş ile gelecekti.

Ulaş Öykü'den almasını istediği elbiseyi kutusuyla yatağın üzerine bıraktı. Yanında da ayakkabıları vardı. Kutunun üzerine küçük not kağıdını bıraktı.

Bu kutunun içinde güzelliğine güzellik katacak bir elbise var. Aslında güzel olmak için bu elbiseye ihtiyacın yok ama.. Kapıda seni bir araba bekliyor olacak. O seni bana getirecek sevgilim. Seni seviyorum..

İrem komşudan dönene kadar evden çıkması gerekiyordu.

Arabanın anahtarlarını alıp evden çıktı. Apartmanın yan sokağına park eden askerlik arkadaşının, yani İrem'i ona getirecek kişinin yanına gitti.

"Selim ya, nasıl teşekkür etsem ki sana?"

"Mutlu ol yeter devrem. Başka söze gerek yok. Yenge nerde?"

"Yeni birileri taşınmış apartmana onlara gitti. Ben kuru temizlemeden takım elbiseyi alıp mekana geçicem. Ben arayınca getirirsin İrem'i."

"Tamam devrem. Hadi selametle." dedi ve arkasından el salladı. (Ulaş'ı askere gitmiş gibi düşünün.)

***

İrem komşudan çıkıp arası en fazla 20 adım olan daire kapısını açtı. Kapıyı kapatmak üzereyken araya giren ayakla kaşlarını çattı. Kapı hızla ittirildiğinde sertçe İrem'in başına çarptı ve İrem bilincini kaybetmek üzereydi.

Kanayan başıyla yere düştü. Gözlerini açamasa da sesleri hala duyabiliyordu.
"Üzgünüm güzel kız. Beni buna siz mecbur ettiniz."

Sesinden erkek olduğu anlaşılan kişi İrem'in burnuna ıslak bezi bastırdı ve bilincinin tamamen kaybolmasına sebep oldu.

Adam İrem'i kucağına aldığı gibi merdivenleri inmeye başladı. Herşeyi o kadar planlıydı ki kapıda İrem'i almak için bekleyen arabayı bile öğrenmişti. Apartmanın arka kapısından İrem'i çıkardı ve onları bekleyen arabanın arka koltuğuna yatırdı.

***

"Devrem, yenge hala inmedi aşağı. Bana verdiğin saatten yarım saat geçti."

"Allah allah. Bi kapıyı çalsana devrem. Ben ararsam nerdesin falan der."

"Tamam devrem. Bi çalıyım ararım seni."

Selim binanın basamaklarını çıkıp daire kapısına geldi. Kapı aralıktı. Belinden silahını çıkardı. Temkinli bir şekilde içeri girdi.

Kapının yanındaki portmantonun üzerinde duran vazo yerdeydi ve paramparça olmuştu. Selim tüm evi gezdikten sonra İrem'in olmadığını gördü ve şüphelerinden emin olmak için kapıcıyı buldu. Girerken kamera görmüştü.

"Selamün aleyküm kardeşim. Başkomiser Selim Akın. Kamera görüntüleri lazım bana." dedi polis kimliğini çıkartıp.

"Hemen başkomiserim."

Tek tek tüm kayıtları inceledi. Apartmanın arka çıkışından çıktıklarını ve İrem'in baygın olduğunu görünce telsizini çıkardı.

"Tüm birimlerin dikkatine. Tüm birimlerin dikkatine. İrem Helvacıoğlu adına kayıp başvurusu yapılmıştır." diye anons geçti apartmandan çıkarken. Arka kapının açık olduğunu gördü. Dışarı çıktı ve yerdeki lastik izlerini fark etti. "Uzun kahverengi saçlı, yeşil gözlü. Plaka belirsiz araçla kaçırıldı. Siyah pick-up. Görenler aracı durdursun!"

Telsizini pantolonuna sıkıştırıp telefonunu çıkardı. "Devrem, ilk önce sakin ol tamam? İrem'i kaçırmışlar." Telefonun diğer ucundan gelen kahkaha sesiyle kaşlarını çattı Temmuz. "Yapma ya! Bizim çocuklardır o kaçıranlar." dedi ve tekrar iğrenç kahkahasını sundu. Selim kim olduğunu bilmiyordu telefondaki kişinin.

"Bana bak komiser, bu sinyalden yer bulma işlerine girme sakın. Bulamazsın. Hat korumalı. Senin devrem zeki çıktı ha?" dedi ve tekrar kahkaha attı. "Kimsin lan sen?!" Selim var gücüyle bağırmıştı. Ama telefon çoktan kapanmıştı.

(Doğum günü sürprizi, romantik anlar bekleyen okuyucularıma kaçırılma şoku 😋)

***

Öykü, Elif, Nilüfer... Hepsi Ulaş ve İrem'i arıyordu ama ikisi de açmıyordu. Selim İrem'i getirmesi gereken mekana giriş yaptı. Herkes ordaydı. Derin bir nefes aldı ve yanlarına gitti.

"Herkese merhaba. Başkomiser Selim Akın. Ulaş'ın askerden arkadaşıyım. İrem'i buraya ben getirecektim ama.. Ulaş'ta, İrem'de, kaçırıldı." dedi tek solukta. Başka türlü söyleyemezdi. Herkesin ağzı açık kaldı. Tepki veremedi kimse.

"O ne demek ya? Kim niye kaçırdı onları? Kime ne zararları vardı da kaçırdılar?" dedi sitemle Öykü.

Elif'in aklına İrem'le konuştukları geldi. Kelimeler kafasında tek tek birleşti.

'Cansu'nun üvey babası ailesiyle tehdit ediyormuş..'

'Ayırmasını istemiş bizi...'

"Ben biliyorum galiba! Cansu, Cansu'nun üvey babası. Adı neydi, neydi? Elif düşün, düşün. Heh! Ümit, Ümit Aktürk. Adım kadar eminim, o yaptı! Zaten Cansu'yu ailesiyle tehdit edip Ulaş'la İrem'i ayırmasını söylemiş. Neyin kiniyse bu! İrem'i de o vurdu ya hatta! Yenge hatırlasana, Ulaş anlattı ya bize. Hatta adam hapisten kaçmış."

Tüm bunları tek solukta söyledi Elif. Emindi onları kaçıranın Ümit Aktürk olduğuna. Kim suçu başkasında arardı ki zaten?

Ulremi gerçekten camsuyunun aman şey pardon cansunun üvey babası mı kaçırttı?

Hayran Sevgili | UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin