Bölüm-10

3.2K 163 29
                                    

1 yıl sonra

"Sevgilim patlamadı mı mısırlar?"

"Geliyoo"

Bugün Rüya'nın ilk gösterim günüydü. İrem ve Ulaş mısırlarını patlatmış, televizyonun karşısına geçmişti. İçecekleri de aldıktan sonra koltuğa oturdular.

Bölümün sonuna yaklaştıklarında İrem uzun sessizliği bozdu.

"Ulaş sen oynama bu dizide"

"Neden sevgilim?"

"Seni böyle bi adam olarak görmek istemiyorum ben" Ulaş küçük bi kahkaha attı. İrem'in tek derdi ise Ulaş'a olayın ciddiyetini anlatmaktı.

"Bak sevgilim, tanıştırıyım. O Alaz Noyan, ben Ulaş Tuna Astepe. Farklıyız. Yani bu adam ben değilim" Bölüm bittikten sonra tabakları ve bardakları mutfağa götürüp yattılar.

1 yıl içinde olanlar;
İrem okuluna başlamıştı. Dışarı çıktıkları bir cumartesi gecesi magazincilerle karşılaşmış, birlikte olduklarını duyurmuşlardı. İrem'in hayatı birden değişti tabii. Gittiği okulda herkes tarafından tanınıyordu. Neyse ki mezun olmasına 1 hafta kalmıştı ki bu fazla ilgiden kurtulacaktı. Instagram'da Ulaş'ın fanları tarafından sevilmesi mutlu etmişti. Çoğu tanıyordu zaten İrem'i. İkisi için açılan fan sayfaları vardı. Ship isimleri bile belliydi. Ulrem.. Arada girip fotoğraflarını beğenip hikayelerine bakıyordu. Ulaş'a yalvarıyordu ama adam inat paylaşmıyor...

"Günaydın" dedi Ulaş gülümseyerek. İrem'de gülümseyerek cevapladı. Giyindikten sonra mutfağa geçtiler. Kahvaltılarını yaptıktan sonra İrem okula gitmek için çıktı. Ulaş'ta İrem'e yaptığı sürpriz için havaalanına gitti. İzmir'den annesini getirmişti. Uçak indiğinde turnikelerden geçen Nilüfer dışarı çıktı. Ulaş'ın yanına gitti. Selamlaştılar ve arabaya gittiler. Valizi bagaja koyup eve sürdü. "İrem'le hayat nasıl?" diye sordu Nilüfer.

"Valla hiçte zor değil. Hakkımda herşeyi biliyo zaten. Bu sayede çok uyumluyuz. Bende onu tanıyorum zamanla. Çok sıkıntı yaşamıyoruz."

"Sen daha bişey görmedin oğlum. İrem'i tanımak için 1 yıl yetmez" Konuşa konuşa eve geldiler. "Ben bi mutfağa geçiyim de İrem'in sevdiği yemeklerden falan yapıyım. Hem seninde midene adam gibi bi yemek girsin"

"Valla inanır mısın bilmem ama o kadar güzel yemek yapıyo ki. Hem sevdiğim yemekleri de biliyo"

"İrem ve yemek yapmak? Hayatta inanmam"

"E o zaman bırak o yapsın yemekleri. Görmüş olursun sende"

"Olur valla bende dinlenirim biraz"

***

Ulaş İrem'i okuldan alıp eve getirdi. Kapıyı açtıklarında içerden buram buram lahana sarması kokusu geliyodu. İrem kafasını Ulaş'a çevirdi. "Bak bakalım içerde kim var." İrem hemen mutfağa gitti. Annesini görünce boynuna atladı. Sımsıkı sarıldıktan sonra kendini tencereye gömdü. Neyse ki Ulaş'ta yerdi. Zaten pırasa dışında herşeyi severdi.

"Bizim ordan lahana almıştım. Sayende Ulaş oğlumun ne yiyip yemediğini de biliyodum. Yapıyım dedim." Sofrayı hazırlayıp yemek yediler. Çay içip sohbet ettikten sonra Nilüfer yatmaya gitti. İrem ve Ulaş'ta bulaşıkları makinaya yerleştirmek için mutfağa geçmişlerdi. Bişey söylemek için aynı anda birbirlerine döndüklerinde burun buruna geldiler. Gülümseyerek birbirlerine yaklaşıyorlardı ki Ulaş'ın telefonu çaldı. Ulaş oflarken İrem'de gülüyordu. Telefonun ekranına baktığında camsuyu - ay pardon - Cansu'nun aradığını gördü. "Cansu gereksizse hemen kapat"

"Ulaş o burda. Kapımda"

"Kim burda Cansu?"

"Üvey babam. Çıkmış hapisten yine dayandı kapıma"

"Bak şimdi, sakin ol ve pencerelere yaklaşma. Kapını kilitle ben en geç yarım saate ordayım." Telefonu kapattı Ulaş. Endişelenmişti. "İrem benim çıkmam lazım. Evden çıkma kapıyı da kitle. Gelicem ben"

"Bende geliyorum"

"Gelme desem de geliceksin dimi?" Başını salladı İrem.

"Arabadan inmiceksin, söz ver" çıktılar evden. Ne olduğunu sonra öğrenecekti. Yaklaşık 20 dakika sonra eve varmışlardı.

"Sakın arabadan inme, sakın!" Onayladı İrem ve inmedi. Her ne kadar tehlikede olan kişi Cansu olsa da, tehlikedeydi işte. Ulaş için de korkmuştu. Bu kadar olay olduğuna göre tehlikeli biriydi. Adam Ulaş'la hararetli bi şekilde konuşurken adam belinden silah çıkardı. İrem arabadan fırlayıp Ulaş'ın koluna yapıştı.

"İrem sana inme demiştim."

"Demek o meşhur İrem sensin."

"Ümit abi, bak. Sen zaten yeni çıktın içerden. Yine mi giriceksin?"

"Seni küçüklüğünden tanırım. Bu kızın neler yaptığını biliyosun. Öldürmeden bırakmam" O sırada Cansu indi aşağıya. "Baba dur. Tamam bak karşındayım işte. Ne yapacaksan yap hadi"

"Cansu uzak dur"

"Asıl sen uzak dur Ulaş. Onun derdi benimle. Bırak yapsın yapacağını."

"Yeter artık çok uzadı bu konu." dedi ve bir silah sesi yankılandı etrafta. Ulaş Cansu'nun önüne atlamıştı.

Suçlu kim sizce? Hadi yorumlara yazın ✒️

Gececi kurabiyelerime gelsin 🍪♥️

Hayran Sevgili | UlRemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin