Önünde diz çöken Ulaş ve açılan yüzük kutusuna bakıyordu İrem. Etrafı pırlantalarla süslenmiş taşı zümrüttendi.
"Evet, birleştiririm!" dedi gözlerinden yaşlar dökülürken.
Yüzüğü mutlulukla parmağına taktı Ulaş. Ayağa kalktığında dolan gözlerini okşadı İrem.
"Ağlama, artık mutlu olma vakti. Çok şey yaşadık. Bir sürü badire atlattık. Arrık mutlu olma vakti sevgilim."
***
^5 ay sonra^Ulaş ve İrem zorlu geçen düğün hazırlıklarından sağ salim kurtulmuş 2 gün sonraki düğünlerine odaklanmışlardı. Öykü düğün gününe kadar aynı evde kalmalarını yasakladığı için son bir haftadır ayrı evlerde kalıyorlardı.
Bu akşam İrem'in kınası ve bekarlığa vedası vardı. İlk önce ailelerle birlikte kına yapılacak, daha sonra gençler bekarlığa vedada eğlenecekti.
Dolabının kapağında asılı olan bindallıya baktı İrem. Ne taşlı yollardan çıkıp gelmişlerdi bu düzlüğe.
Uzandığı yatağından kalkıp bimdallısının karşısına geçti. Elleriyle her karışını okşadı. Gözleri dolmuştu.
(şu kolye gibi olan şey yok)
Öykü kapıdan girdiğinde İrem'e gülümsedi.
"Kuzum, napıyosun sen orda?" dedi gülerek.
"Duygulandım işte. Ne çok şey atlattık bugünlere gelebilmek için. Bazı şeylerin kıymetini bilmek için onları yaşamamız gerekiyomuş demek ki."
"Öyle.. Hadi bakalım gelin hanım. Daha seni kuaföre yetiştiricez." dedi Öykü neşeli neşeli.
***
"Öykü abla ne gerek var abartıya? Siz maşaya devam edin lütfen."
"Kız gelinsin sen, gelin! Abartmazsan akşama gelen kızlardan ne farkın kalır?!"
İrem bir saattir kuafördeydi ve artık patlamak üzereydi.
Kuaför kadına kaş göz yapıp Öykü'yü geçiştirmesi için uyardı İrem. Sonunda saçı da bittiğinde tam istediği model oluşmuştu. Sadeydi.
***
(cemi iremin lise arkadaşlığından ulaşın kuzenliğine atadım.)
Ulaş bekarlığa vedası için hazırlanmıştı. Aslerlik arkadaşları, kuzenleri ve abisiyle birlikte ayarladıkları mekana gitmek için hareket ettiler.
Efkârlı müzikler Ulaş'ın içini sıkarken konuştu.
"Of ne baydınız ya. İstemiyorum ben burda ot gibi oturmak."
"Kınayı mı basalım abicim ne istiyosun?" Abisinin dalga amaçlı verdiği fikir hoşuna gitmişti Ulaş'ın.
"Mantıklı aslında. Hadi gidelim!" dedi ve yerinden kalktı. Masadakiler de gülerek arabalara ilerlediler.
***
İrem'in kınası yakılmış, oyun havası moduna geçilmişti. Herkes neşeli neşeli göbek atarken zil sesiyle kapıya bakmak üzere Öykü hareketlendi.
(kına öykünün evinde)Ulaş elinde davulla içeri girdiğinde herkes kahkahalarla gülüyordu ona. İrem'in önünde diz çöküp davula rastgele vuruyordu.
Hep birlikte kınanın sonuna kadar eğlendiler. İrem'in eğlencesi için ayarlanan saat geldiğinde gençler evden çıkıp Öykü ve Fatih'in düğün hediyesi olarak organize ettikleri teknenin önüne geldiler.
(multideki elbise iremin parti şeyi işte)Tekne boğaz köprüsünün eşsiz ışıklarına doğru ilerlerken dalgaların sesine slow müzikler ekleniyordu.
İki aşık gözlerini birbirlerine kenetlemiş şekilde dans ederken birbirlerinin ağızlarından iki kelime döküldü;
"Seni seviyorum!"
aklıma yazıcak bi şey gelmiyo depresyone giricem.
ya diğer bölüm ya da bir sonraki final.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayran Sevgili | UlRem
FanfictionÜnlü oyuncu Ulaş Tuna Astepe ve ilk gördüğü günden beri ona hayran olan İrem Helvacıoğlu. Tanıştıkları gün ikisinin de hayatının dönüm noktası olacağını hangisi bilebilirdi ki?