Yasemin'in Deniz'i (TAMAMLANDI)

24. BÖLÜM: Benim İki Yolum

Yasemin'den;

Yine alnıma silah dayadılar.

"Abi senin sorunun ne ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sordum. Yani bahçede otuza yakın koruma var.

"Kardeşimi alıp gideceğim." dedi.

"Kardeşin kim?"

"Yağmur."

"Yağmur diye biri yok burada."

Ama şu an nasıl rahatım artık alıştı bünyem silahı o kadar kabullenmişim ki.

"Sen kurşun geçirmez falan mısın?"

"Ben kurşun geçirmez değilim sen beceriksizsin." dedim ve elinden silahı çekip aldım. Arkadan kızların korkulu sesleri geliyor.

"Sen ne yaptığını sanıyosun?" diye bağırdı.

"Salak ev basıyorsun silahına bir şarjör tak bari. Hem senin Yağmur gibi zeki bir kızın abisi olman imkansız. "

"Senin ne işin var burada?" dedi Yağmur.

"Hadi gidiyoruz." dedi ve kolundan tutup çekmeye başladı.

"Üç saniye içinde kızın kolunu bırakmazsam..."

"Ne yaparsın?"

"Abi şunu alın dedim güvenlik görevlilerine."

"Sen kendini ne sanıyorsun ha senin işin bitti."

"Evet evet kesin işim biter." dedim ve kapıyı kapattım.

"Hadi yüzükleri takalım." edim bizimkilere dönüp hepsi büyük bir şaşkınlıkla bana bakıyor.

"Kızım sen iyi misin?" dedi babam.

"Artık alıştım ben siz beni boş verin. Hadi yüzükler nerede?"

"Sen tak kızım yüzükleri." dedi Cem'in babası Cemil amca.

"Ben mi?"

"Evet."

"Tepsiyi kim tutacak peki?" diye sordu annem. Yani annem de benim evlenmem ne kadar meraklı.

"Ben zaten tepsi tutmam. Gonca sen gel tepsiyi tut." dedim yardımcımız.

Sonra salonun ortasına geçtik. Bir tarafımda Cem bir tarafımda Yağmur.

"Evet yani bu güzel ve özel görevi bana verdiğiniz için teşekkür ederim. İki can dostumun bu mutlu günlerini ifade etmek için kelime bulamıyorum. Allah hayırlı uygrulu eylesin inşallah." edin ve kurdeleyi tam keserken.

"Makas kesmiyor damat bey."

"Yüzlük yetermi kanka yanıma çok para almamışım." dedi ve cebindeki yüz lirayı çıkarttı.

"Yeter yeter dedim parayı alıp tepsiye koydum."

Sonra da kurdeleyi kestim. El öpme meselesi falan tamamlandı. Cemler gittiler ev biraz sakinledi.

"Ben artık gideyim." dedi Yağmur.

"Hayır bir yere gitmiyorsun burada kalacaksın."

"Ama..."

"Bak biraz önce seni kaçırmaya çalıştılar olmaz bu gece buradasın."

"Ama..."

"Hadi gidelim yatalım daha yarın bir sürü işim var. 50. Yıl kutlaması hazırlanacak, Kerem ve Aslı ikna edilecek, iki tane toplantı var, şantiye gidilecek, sonra 3 tane daha toplantı var." dedim merdivenlerden çıkarken.

"Senin işinde zor."

"Evet ya çok zor."

"Elin nasıl?"