Film akşamı

1.7K 57 2
                                    

Eve gelmiştik. Yiğit suskun bir şekilde oturuyordu. Gözlerinden akan yaşları benden gizlemeye çalışsada ben onların farkındaydım. Biraz cesaretimi toparlayıp Yiğit in yanına oturdum ve başımı onun omuzuna yasladım. "Özür dilerim. Seni çok endişelendirdim..ama ben de senin için çok endişelendim Yiğit. Asıl sana bir şey olsaydı ben ailene ne diyecektim..." Yiğit hıçkırarak ağlayarak bana sımsıkı sarıldı. "Çok korktum, sana bir şey olacak diye" Yiğit in sırtını ovaladım. " Sen benden de gözü yaşlı çıktın." Gözümden akan yaşları sildim. Aniden kapının zili çaldı. Kapıyı açmak için kalktım. Yiğit elimden tuttu. "Beraber açalım, eve de saldırabilirler." Tamam manasında başımı salladım. Yiğit ayağa kalktı ve kapıya doğru gittik. Gelenler kayın validem ve kayın babam dı. Ikisi de gözlerimizi kızarık görünce şaşırıp endişelendiler. Salona geçtik. Kayın babam, yani Zülfikar bey daha fazla dayanamayıp soru yağmuruna tuttu bizi. "Saldırıya uğramışsınız. Iyi misiniz?" Yiğit iyiyiz manasında başını salladı. "Peki bu haliniz ne? Kavga mı ettiniz?" Yiğit odaya git manasında işaret etmişti bana. Sesimi çıkarmadan odadan ayrıldım. 

Odamda olduğum halde konuşmaların sesi geliyordu. Istemeden de olsa kulak misafiri olmuştum. "Baba, Gizem den boşansam olur mu?" Bunu duyduktan sonra gözyaşlarıma hakim olamadım. Sebebini ben de bilmiyordum. Zülfikar bey sebebini sormuştu ve bunun üzerine Yiğit "Gizem beni hak etmiyor baba. Ve benimle olduğu sürece hayatı hep tehlikede olacak. Ona bir şey olmasından korkuyorum." Bunun üzerine kayınvalidem Münevver hanım konuşmaya başladı. "Oğlum. Anlaşamıyor musunuz yoksa?" Yiğit bir süre susmuştu. "Hayır anne, anlaşıyoruz. Dediğim gibi ona zarar gelmesinden çok korkuyorum." Bunun üzerine babası kahkaha attı. "Eee oğlum. Evlilik böyle bir şey. Eşine kol kanat germektir. Canının pahasına korumaktır. Sen evliliği oyun mu sandın?" 

Saate bakmıştım ve akşam yemeği saati yaklaşıyordu. Odamdan çıktım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Yemeği pişirdikten sonra masayı hazırladım. "Gizem, gelir misin bir saniyeliğine" Yiğit çağırmıştı beni. Önlüğü üzerimden çıkarıp salona hızlı adımlarla gittim. "Efendim Yiğit." "Üzerini değiştir, dışarda yiyelim yemeği ne dersin?" Hayır manasında başımı salladım. Herkes şaşırarak bana baktı. "Kızım hasta mısın yoksa?", dedi kayınbabam. Hayır manasında tekrar başımı salladım. "Ben akşam yemeğini hazırladım bile." dedikten sonra Yiğit yine kızarcasına baktı. "Artık defter tutacağım kaç kere 'kendini yorma' dediğime dair." Elimden gülmekten başka bir şey gelmemişti. 

Akşam yemeğinden sonra Yiğit in ailesi gitmişti ve biz başbaşa kalmıştık. "Gizem" Yiğit bana seslenir seslenmez bakışlarımı ona doğru çevirdim. "Pişman mısın?" Pişman olmam gereken bir şey mi vardı da ben mi bilmiyordum? "Neyi kast ettiğini anlamadım Yiğit " Yiğit boynundaki kravatı gevşetti. "Benimle evlendiğine pişman mısın?" "Pişman değilim. Belki de hayatımda başıma gelebilecek en iyi olaydı bu. Senin sayende güven nedir onu öğrendim. Birisinin senin hakkında endişelenmesinin nasıl bir his olduğunu öğrendim. Biri için endişelenmenin nasıl bir his verdiğini öğrendim. Benim için canını tehlikeye atabilen birisinin var olduğunu öğrendim. Senin aslında nasil birisi olduğunu öğrendim. Bu yüzden sana bunu rahat bir şekilde söyleyebilirim. Yiğit, iyi ki karşıma çıkmışsın. Iyi ki varsın hayatımda." Yiğit dediklerimi duyunca biraz şaşırmıştı. "Ama ilk başlarda sana kötü davrandım, seni tehlikeye de soktum.." Kızgın bir şekilde Yiğit in lafını kestim. "Öyle demeyi bırak. Geçmiş geçmişte kaldı. Hem kendi ailemde ben tehlike altındaydım zaten. Alıştım ben Yiğit. " Yiğit gülümsemişti hafiften. Sonra belindeki silahı çıkardı sehpaya koydu. Gözyaşlarını durdurabilmek için yukarıya doğru baktı. "Ağlama. Gözlerin şişer." Sadece bunları diyebilmiştim. "Olsun, senin için değer", diye mırıldanmıştı Yiğit. Utandığımdan duymamış gibi davranıp odama gittim. Pijamalırımi giydikten sonra mutfağa gittim ve mısır patlatıp salona gittim. "Git pijamalarını giy gel. Film izleyelim." Yiğit pijamalarımı görünce kıkırdamaya başlamıştı. "Komik olan ne?" Yiğit parmağıyla pijamama işaret etti. "Eee? Üzerinde unicornlar var diye komik mi?" Yiğit kendini kısa süreliğine gülmekten alabilmişti. "Düşünsene evi basıyorlar sen karşılarına çıkıp bu halinle savaşıyorsun. Ciddiyeti bozarsın" Koltuktaki bulunan kırlent i Yiğite doğru attım. Yiğit ise odaya kaçtı. 

Filmi izlemeye başlamıştık. Yiğit nedense korku filmi için ısrar etmişti ve ben şahsen korkulu şeylerden hoşlanmazdım. Izlerken saniye başı sıçrıyordum. Bunu farkeden Yiğit başımı dizlerinin üzerine koydu ve saçımı okşadı. "Korkmana gerek yok, ben varım." diye fısıldadı. Kalbim küt küt atıyordu. Nefes almakta zorlanmaya başlamıştım. Biraz yutkunduktan sonra dikkatimi filme vermeye başladım. "Eğer çok korktuysan başka bir film seyredelim" Yiğit e doğru baktım. "Iyiyim ben. Hem bitmesine az kaldı" Filmin bitmesine  az kalmıştı ki Yiğit in telefonu çaldı. "Müsadenle" deyip başımı dizlerinden kaldırıp bir kırlent koydu. Sonra da salondan ayrıldı. 

15 dakika olmuştu ve film bitmişti ama Yiğit hala gelmemişti. "Yiğit", seslendiğim halde Yiğitten bir cevap yoktu. Acaba bahçeye mi çıkmıştı ? Salonun bahçeye giden kapısından bahçeye baktım. Yiğit birisiyle konuşuyordu. Sehpadaki boş mısır kasesini aldım ve mutfağa gittim. Kaseyi yıkadıktan sonra dolaptan bir şişe su çıkardım ve sudan içtim. Yiğit mutfağa gelmişti. Biraz keyifsiz bir yüz ifadesi vardı. "Ben yatmaya gidiyorum. Iyi geceler" Yiğit daha fazla bir şey demeden yatak odasına gitti. 

Mafya Karısı #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin