Mesaj Yeşim'den gelmişti. Yazan şey;
'' Mert, bir haftaya perşembe İstanbul'da 15.00'da nörolojik hastalıklarda yaşam kalitesi ve nöropatik ağrılar hakkında bir seminer var. Katılmanı tavsiye ederim. Gelecek dönem için hazırlık olur. Sınıftakilere de haber versen iyi olur :)''
Çok şaşırmıştı. Kız Mert'in doğaçlama yalanını ciddiye almış, daha önemlisi aklında tutup gerçekten haber vermişti. Bunun şokunu atlatmaya çalışırken bir mesaj daha geldi;
'' Eğer saatleri o günkü eğitim programımla çakışmazsa ben de gelmeyi düşünüyorum.''
Bu... Resmen altın tepside sunulmuş bir fırsattı ve aklından geçen tek şey, '' Gitmeliyim!'' oldu.
Hemen şimdi bisiklete atlayıp İstanbul'a gitmemek için Hasan'la Kadir'i aradı. Konferansla 3 kişi konuşulabiliyordu. Tabi arayan tarafın dakikası 2 katı kadar gidiyordu ama olsun.
Mert her şeyi anlattıktan sonra Kadir:
- Vay, vaay ,Mert'e bak. Neler neler olmuş haberimiz yok, dedi gülerek.
Hakan:
-İlk görüşte aşk, iyiymiş, dedi.
Mert:
- Abi şaşırmalarınız bittiyse fikirleri alıyım. Ne yapcam ben?
Kadir:
''Kanka gideceksin o zaman İstanbul'a.
Mert:
''Zaten bisiklete atlayıp gidecektim, önce bi sizi arayım dedim.
Hakan:
-Kanka sen ciddi ciddi seviyo musun şimdi?
Mert:
-Yok ya şakacıktan!
Kadir:
-Kanka bunun bir üstü Mecnun zaten, sorulur mu öyle şey.
Hakan:
-Kanka önce bi sakin ol. Mantıklı düşünelim. O şey perşembe günüymüş, bir. Kızın gelip gelmeyeceği de kesin değil, iki. Gelmese ne yapmayı düşünüyosun, üç. Bilmediğin etmediğin yer hem de.
Mert:
-Doğru.
Kadir:
-Ama bence risk almaya değer.
Mert:
-Bu arada guruba da haber verelim, belki gelen olur.
Kadir:
-Şuan aydınlandım bir saniye.
Hakan:
-Noldu kanka?
Kadir:
-E biz de geliyoruz İstanbul'a! Kız gelirse biz ayrı takılırız. Sen de onla takılırsın.
Hakan:
-Oha! Bu ani kararlar pek bana göre değil, iki dakika müsaade edin geliyorum ben.
Mert:
-Abi... Çok mantıklı!
Hakan:
-Geldim.
Mert:
-Şoku atlattın mı kanka? dedi gülerek.
Kadir:
-Herkes biletlerini ayarlasın o zaman.
Mert:
-İkiniz de müsait olabilecek misiniz o gün?
Hakan:
-Abi saçmalama. Müsait olsak ne olmasak ne. Kardeşimiz için şuradan şuraya gitmeyecek miyiz?
Kadir:
-Herhalde yani. Bize de macera çıktı oğlum.
Mert:
-Bu arada nerede buluşcaz, saat kaçta buluşcaz?
Hakan:
-Ve nasıl denk getireceğiz aynı saati falan?
Kadir:
-Kanka bugün cumartesi değil mi?
Mert:
-Evet.
Kadir:
-Tamam, Herkes gidiş saatini hesaplasın bi.
Mert:
-Google'dan bakıyorum... Benim iki buçuk saat falan.
Hakan:
- Benim de üç saat kırk dakika.
Kadir:
-Benim bir buçuk saat. Oo ben harbiden yakınmışım ha. Farketmemişim. Güldü.
Hakan:
-Otobüsle mi geliyor herkes?
''Evet'' dedi ikisi.
-Tamam o zaman otobüs garında buluşuyoruz çarşamba günü.
Mert:
-Tamam anlaştık. Yarın tekrar haberlişiriz herkes biletini alsın.
Hakan:
-Saat kaça?
Kadir:
-İşte öğlen bir iki gibi orada olacak şekilde. Uygun mu herkese?
Onayladılar.
Mert:
-Tamam beyler, anlaştık o zaman.
Kadir:
-Aynen. Hadi Allah'a emanet olun, görüşürüz.
Hakan:
-Görüşürüz.
Mert:
-Siz de, görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mert
TeenfikceMert' in sınav sonucu açıklanıyor. Üniversite maceralarında onu neler bekliyor? Not: Yayımlanan bölümler en taslak halinde. Üstünden defalarca geçilmesi ve bazı düzeltmeler yapılması gerekiyor. Yine de eğlenceli ve sürükleyici olduğunu düşünüyorum...