no. 22

731 60 21
                                    

ludovico einaudi - oltremare


Bir sorun vardı.

Young Jae ile aramızda benim hala bilmediğim bir sorun vardı. Geçen bir haftada buna iyice emin olmuştum.

Soğuktu. Aramızda ilk tanıştığımız zamanlardan bile daha fazla mesafe var gibiydi. Ve sanki bu mesafe geçirdiğimiz her zaman diliminin ardından daha da artıyordu.

Artık telefonla konuşmuyor ya da mesajlaşmıyorduk. Gruptaki mesajlaşmalara bile katılmıyordu. Ortak noktamız artık neredeyse dönem sonu projesiydi.

Bir hafta boyunca neredeyse her gün okul çıkışında bile okulda kalmaya devam ediyor ve pratik odalarında çalışıyorduk. Beste konusunda çok fazla yol kat edebilmiş değildik; ancak diğer gruplara göre daha iyi bir yerdeydik.

Her şey iyiydi.

Tek bir şey hariç.

Dediği gibi olmuyordu. Eğlenmiyorduk.

Çalışıyorduk. Bitiriyorduk. Ayrılıyorduk.

Derin bir iç çekip ellerimi bacaklarımın altına sıkıştırdım ve ileri geri salladığım ayaklarıma baktım.

Yalnız hissediyordum.

Burnumu çektim. Ellerimi gözyaşlarının bıraktığı gergin his üzerinde gezdirdim.

"Ga Yoon?"

Gözlerimi şaşkınlıkla birkaç kırptım ve beni düşüncelerimden çeken sesin sahibine baktım.

"Oppa?"

Sesimin bu kadar zayıf çıkmasını beklemiyordum. Gereksiz bir mahcubiyetle dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Burada ne yapıyorsun? Dersiniz çoktan bitmedi mi?"

Yüzümü görebilmek için biraz eğildiğinde kaşlarının çatıldığını, alt dudağının soru işaretiyle hafifçe aşağı sarktığını gördüm. Cevap vermeden önce hafifçe öksürerek boğazımı temizledim.

"Bitti. Young Jae ile çalışmak için kalmıştık."

Elindeki lacivert bereyi kafasına takarken yanıma oturdu. Arkasına yaslandı ve ayaklarını karşıdaki banka koydu. Gözlerim çelloya tehlikeli bir şekilde yaklaşan ayaklarının güvenli sınırda kaldığından emin olmak ister gibi bir süre daha orada takılı kaldı.

"Young Jae nerede?"

Ona bakıp omuz çektim.

"Gitti." diye mırıldandım ve önüme döndüm. Gözlerimi ayaklarına, botunun yanındaki Harley Davidson amblemine diktim.

"Sen neden hala buradasın?"

Sorusuna karşılıp yeniden omuz çektim.

Düşünmek için?

Ağlamak için?

Zaten öyle değilmişim gibi davranıp yalnız kalmak istediğim için?

Aklımdan sessiz cevaplarımı geçirirken bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Bu sırada buranın birkaç hafta önce oturduğumuz bank olduğunu fark ettim.

Elimi kahve ile yaktığımda beni revire götürüp elime baktırdıktan sonra onu buraya kadar takip etmiştim. O da bir sürelik sessizliğin ardından Young Jae ve Yu Gyeom ile neden arkadaş olduğumuzu sorgulamıştı.

Gözlerimi Harley Davidson ambleminden çekip sağ elime çevirdim. İzi bile kalmamıştı. Ancak oradan bütün vücuduma yayılan sızıyı hissettim. Sanki ona sinirlenip elimi saran sargıya rağmen yumruk haline getirdiğimdeki gibi sızlıyordu.

Gardenia | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin