Tesadüf

1.2K 65 4
                                    

Etrafıma bakıp durdum. Ancak nerde olduğumu belirten hiçbir işaret yoktu. 3. kez de etrafa bakınıp dururken Gölcük Ekmek Fırını adlı bir tabela gördüm. Oraya doğru ilerlemeye başladım. Hala yağmur yağıyordu. Bata çıka ilerleyerek fırının kapısına geldim. İçerisi çok sıcak görünüyordu. Kapıyı tıklayarak kafamı uzatıp:

" Merhaba, ben kayboldum. Birkaç dakikalığına burda dinlenebilir miyim ?" dedim. Fırındakiler ilk önce çok şaşırmış olsalar da hemen bana sandalye uzatıp sıcak bir çay ve simit verdiler. Parasını ödemek istedim ancak kabul etmediler. Hemen babamı aradım ve Gölcük Ekmek Fırını'nda olduğumu söyledim ve beklemeye başladım. Fırının adı bizim semtin adı değildi. Sanırım fırın sahiplerinin soyadıydı. Zaten beni soru bombardımanına tutmuşlardı. Ben de soru sormalıyım diye düşündüm ve Gölcük'ün soyadları olup olmadığını sordum. Fırıncı yaşlı teyze soruma olumlu cevap verince tahminimin doğru olduğunu anladım. Çayımın son yudumunu içtikten sonra dışarıdan korna sesi geldi. Babam olduğunu anladım ve her şey için fırıncılara teşekkür edip dışarı çıktım. Arabaya bindiğimde babam kızgın görünüyordu. Babam kızgınsa annemin dırdırını düşünemiyorum bile. Eve geldiğimizde annem tonlarca nutuk çekip bir daha asla böyle bir şey yapmamam gerektiğini söyledi. Ben de kurulanıp üstümü giyindim. Hemen sonra daha birkaç gün olmasına rağmen çok sevgili hocalarımızın verdiği ödevi yapmaya başladım. Saat 10'a doğru bittiler ve ben de ışığı kapattıktan hemen sonra yatağa uzanıp müzik dinledim. Ed Sheeran'ın sesi vücudumu müzikle yıkarken mesaj sesiyle müziğim kesildi. Bilmediğim bir numaraydı. Açtım ve okumaya başladım :

"Bu mesele orda bitmedi küçük cadı. Elimden kurtulamayacaksın."

Gördüğüm mesajla yatağımda doğruldum. Cenk gerçekten ciddi görünüyordu. Hafife almamam gerekirdi. Ama bende keçi inadı vardı ne yapalım ? Sözümün arkasında kalıp olanları unutmayacaktım.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Ertesi gün her zamanki rutin işlerimi halledip servis için aşağı indim. Cenk her zamanki gibi benden önce gelip en önü kapmıştı. Ben de her zamanki gibi en arkaya geçtim.
Okula geldiğimizde Cenk servisten inip gözden kayboldu. Gece de yanıma gelip olayı açıklama çabalarına devam etti. İçimde bir şeylerin ters gideceğine dair bir his vardı. Arka bahçeye gittiğimde bu hissin hiç de gereksiz olmadığını gördüm...

Ben ve neredeyse bütün okul Cenkle Gözlüklü Ayı'nın kavga ettiğini pörtlemiş gözlerle izliyorduk. Refleksle ya da içimdeki bir hisle kavgayı ayırmak için hızlıca koşup aralarına girdim. Ancak kavga bitti mi bilmiyordum çünkü sağ kroşeden yediğim sağlam bir yumrukla yere düşmüştüm. Bayılmadan önceki birinin bağırarak söylediği son bir cümleyi hatırlıyorum.

" Bora sen ne yaptın !?!?"

Bana Cenk vurmadığına göre... Gözlüklü Ayı'nın adı Bora'ydı..

Demek böyle öğrenecektim tesadüfe bakar mısın ?

OKULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin