OKUL

Tost

Bu...bu kadarı fazlaydı. Cenk'e karşı atak yaptığımda misliyle karşılık veriyordu. Bundan sonra umursmayacaktım. Zaten her şeyin çözümü de umursamamak değil miydi ? Yükselen kahkalar içerisinden başımı dimdik tutarak sınıfıma gittim. Çantamı sırama bıraktım. Kantine indim ve kolalı topitop alıp kantinden çıktıktan hemen sonra beyaz okul kapısından hızlı adımlarla çıktım. Okuldaki huzur köşemden sonraki ikinci mekanıma doğru yol aldım.

Mekanıma vardığımda kolalı topitopumu deri ceketimin cebindeki paketine sardım. Hemen sonra pantolonumun cebindeki sigara dalını çıkarıp dudaklarım arasına koydum ve Bahaddinli çakmağımla yaktım. Çok sık sigara içmezdim sadece canım çok sıkkın olduğu zamanlar ve prensip olarak 3 ayda bir içerdim. Tam 4.nefesimi çekerken sigaram ve elim ıslandı. Gökyüzüne baktım fakat hiçbir ıslaklık yoktu. Sağımı solumu kontrol etmek için soluma döndüğümde Bora sırıtıp bana bakıyordu.

''Sigara ? O sigara bile senden uzun küçük kız.''

'' Elime ne diye tükürüyorsun ? Lama mısın ?''

Sürpriz bir şekilde bana yaklaşıp elimdeki ıslak sigarayı yere attı ve elini kendi cebine atıp kaliteli iki dal çıkardı. Birini kendi ince-kalın mükemmel uyumlu dudağına koyup birini de benim ince dudaklarıma koydu. Diğer elimdeki 'Bahaddinli' çakmağımı alıp kendi sigarasını yaktıktan sonra bana daha da yaklaşıp benim sigaramı yaktı. Tuhaf hissettirmişti. Aynı anda soğuyup sıcaklaştım. Gerçi heyecanlanınca hep böyle oluyorum. Neyse sigaralarımız bitene kadar hiç konuşmadık. Son nefesimi de çekip sigarayı yere atıp söndüğünden emin olmak için ayağımla çiğnedikten sonra arkamı dönüp okula doğru yürümeye başlamıştım ki arkadan ''Bekle.'' dedi.

Durdum. Yanıma geldi elimi tuttu ve artık BENİMSİN dedi.

Şaka şaka romantik komedi filmi mi bu ? Tamam sövmeyin sadece dalga geçtim.

Yanıma gelip ''Paran var mı ? İddia oynamam gerek '' dedi. Hani tüm kızlar '' ayy romantik odun '' der ya Bora katkısız gerizekalıydı.

''Ben iddiaya para vermem'' dedikten sonra arkamı dönüp okula yürümeye devam ettim. Bana hakaret ettiğine emindim. Bunu da umursamadan cebimdeki kolalı topitop paketini çıkarıp topitopumu ağzıma aldım ama çok kısa bir süre sonra ağzımı enfes bir kola tadıyla dolduran topitopum yok olmuştu çünkü Bora '' İddia parası yoksa topitop da yok'' deyip benimkinin yaklaşık 2 katı olan ayaklarıyla sırf ona yetişemeyeyim diye hızlı hızlı okula doğru yürümüştü ve kısa sürede de okula varmıştı. Allah'ım nereye düştüm ben ?

Dersimiz matematikti. İlk 2 ders matematik mi olur be ? Neyseki hoca en sevdiğim konuyu anlatmış ve iki ders de çok hızlı geçmişti. Ancak.. Diğer 2 ders edebiyattı ve benim de fena halde uykum gelmişti. Sonunda göz kapaklarımla verdiğim savaşı kaybettim ve yenik düştüm. Sıra arkadaşımın dürtmesiyle gözlerimi açtığımda hoca önümde dikiliyordu ve beni çöp kovasının yanına gönderip tek ayak cezası verdi. Belki ağırlık bakımından 1.sınıf düzeyindeydi ama 9.sınıfta bile ne kadar utanç verdiğini bilemezsiniz. Cezamı 2 ders boyunca çekip sonunda öğle yemeği için kantine doğru ilerlediğimde canımın tost çektiğini fark ettim. Kantine girdiğimde upuzun bir sırayla karşılaştım. Yaklaşık 10 dakika sonunda sıra bana gelmişti. '' Karışık tost.'' dedim ve siparişimi beklemeye başladım.

Sıcacık tostumu elime almış ilerlerken arkadan ince kalın - bu çocuğun da her şeyi ince kalın be - arası kadifemsi bir ses duyup arkamı döndüğümde kantinde tost kalmadığını ancak başka seçenekler bulunduğunu anlatmaya çalışan kantinci kadın ve Bora'yı gördüm. Bora sinirle arkasına dönünce önce bana sonra da ciğer görmüş kedi gibi tostuma baktı. Sonra da hızlı adımlarla bana yaklaşıp '' Ver.'' dedi. Normalde olsa çok yanlış bir anlam çıkarabilirdim ama tostu kastettiğini farkındaydım. Yine anlamazdan gelerek '' Neyi ? '' dedim.

''Tostu.''

''Çok beklersin.''

''Vermiyor musun ?''

''Vermiyorum.''

Panter gibi üstüme atıldı ancak harika reflekslerim sayesinde bir adım geri attım ve onun o ayımsı bedeni yalpalayıp üstüme yığıldı.

Kantinin ortasında elimde tost,üzerimde Bora yatıyordum.

Sanırım tost yemek isterken kendim 'tost' olmuştum..