OKUL

Sokak Kafe

Rüyanın etkisinden titremeye başlamıştım. Bora benim için ne ifade ediyordu ki bu kadar bilinçaltıma işlemişti ?
Olm sen rüyanda Doctor Who'yla Dalek avlamışsın kızsın aq ne bekliyordun ki ? (Yazar bu rüyayı gerçekten gördü.)
Kes iç ses. Sus iç ses. Trajedi yaşıyorum şu an iç ses.

Yavaşça yataktan kalktım ve balkona çıktım. Kalbim çok ağrıyordu. Rüya da tuz biber olmuştu zaten. Çözmem gereken bir sürü şey vardı. Melisa kimdi ? Boranın ne alakası vardı ? Karşı camda sigara içen Cenk'i gördüm ve hemen içerden telefonumu alıp mesaj attım.

-Pişt yakışıklı.

Kafasını kaldırıp bizim balkona baktı. Sonra da cebinden telefonunu çıkarıp cevap yazmaya başladı.

-Demek yakışıklı olduğumu kabul ettin ha ?

- Zaten biliyordum ;);)))

- Elif sen iyi misin ?

- Ya bak ne diyeceğim sana, Melisa kim ?

- Ne alaka şimdi ?

- Yapma ama Cenk. Herkes Melisa'dan bahsediyor , lütfen anlatır mısın artık ?

- Bak Elif bu önemli bir konu. Yarın konuşalım ama kimsenin haberi olmayacak tamam mı ?

-Tamam. Hadi iyi geceler çok içme kafa yapar ;)))))

- Sütünü içmeyi unutma ;)))

Dil çıkartıp içeri girdim. Ama hiç uykum yoktu özellikle bu Melisa muhabbetinden sonra tüm uykum kaçmıştı.

Tabletimi açıp normalde kullanmadığım halde Facebook'a girdim ve Melisa Soydan yazdım.

Karşıma sarışın, büyük çerçeveli gözlük takan bir kız profili çıktı.
Tıkladım ve tabiki de çok güzel olduğu için kıskanmadım :))))))

Hadi be ordan koltuktan düştü kıskançlıktan.

Yav he he iç ses he.

Profil fotoğrafını kapattıktan sonra zaman tüneline baktım ve birçok baş sağlığı paylaşımları gördüm. İyi de bu kız neden ölmüş olabilirdi ? Borayla nereden tanışıyorlardı ?

Albümlerini açtım ve sarışın küçük bir kız ve dalgalı kahverengi saçları olan çok şirin bir erkek çocuğunun kolkola fotoğraflarını gördüm. Fotoğrafta Bora etiketleydi iyi de nasıl ?

Büyük ihtimalle annem tuvalete kalkmıştı. Beni uyanık görmemesi için tableti fırlatıp yatağa gömüldüm. Ve uyuyakaldım. Her zamanki gibi.

Ertesi gün Cenk'in mesajıyla uyandım.

- Uykucu tavuk uyan hadi Sokak Kafe'ye gidiyoruz.

- Eliiiiif.

-Lan kalksana !

- Günaydın. 14.40'da buluşalım by.

- Ne 14.40'ı Elif ben saate Geceyi görmeye gideceğim. Bir an önce halledelim 12.30'da Sokak Kafe'de ol yoksa Melisa'yı unut.

- Tamam.

Telefonu bırakıp kısa bir duş aldım. Saçlarımı kremleyip taradım. Üstüme yırtık kotumu, siyah tişörtümü ve deri siyah ceketimi giyip dışarı çıktım. 15 dakikalık kısa bir yürüyüşten sonra Cenk'in oturduğu masaya oturup elinden sigarasını aldım.

- Naabıyon Elif Naabıyon ?

- Sigaranı aldım ? Ya neyse hadi mevzuya gir hemen.

- Tamam nasıl istersen. Melisa'yı ilk okuldan beri tanırım. Gece ve Borayı da öyle. Gece anlatırdı bana . Gece yaklaşık beş yaşlarındayken Bora ve Melisa beraber oynarlarmış. Üçü hep beraberlermiş. Sonra Melisa taşınmak zorunda kalmış. Bora zor toparlanmış ama Gece'yle bir daha konuşmamış. Sanki Melisa'nın gitmesi onun suçuymuş gibi.

- Yani Bora Melisa'ya aşıkmış öyle mi ?

- Evet aynen öyle. Gece de o ikisinin arasında kalmamak için hep bir arkadaş ararmış tabi orada da ben devreye giriyorum yani.

- Peki Melisa neden ölmüş ? Sebebi ne ? Cinayet mi intihar mı tecavüz mü ne ?

-Imm şey.. Melisa intihar etmiş.

-NNEEE !?!

Şaşkınlıkla etrafıma bakarken hayal kırıklığı ile bizi izleyen Eren'i görmem beni mahvetti. Sahi ne zamandır oradaydı o ?