Çocuktum ben daha. Sevgi nedir, özlemek nedir, acı nedir bilmezdim. Öğrendim düşe kalka. Genelde düştüm. Her başkasına seni seviyorum dediğinde bir kez daha düştüm. Ben, en saf duygularıyla ilk defa birine bir şeyler hisseden 15 yaşındaki kızdım. 16 oldum seninle beraber. Koskoca bir yıl oldun sen bana. Senden başkasını sevmedim. Bilirsin kızlar aşık olduğnda başkalaşırlar. Bilirsin. Çünkü, sen kızlardan anlarsın "kız"dan değil. Hiç bir zaman sadece beni sevmek istemedin ki sen. Yetmedim galiba sana. Hiç unutmam, bir gün sana "kaç kez aşık oldun?" demiştim. Sen "bırak aşık olmayı, aşka inanmam" demiştin. "Sen kaç kez oldun" dedin bana. Korktum aşka inanmayan bir adama aşık olmak acı verecekti, biliyordum. Korka korka "sayamadım" dedim. "Nasıl aşıksın sen böyle, önüne gelene aşık mı oluyorsun" dedin. "Hatırlamıyorum. Çünkü sen ne zaman gülsen aklım gider, sayamazdım bu kaçıncı gülüşün. Benimde kaçıncı aşık oluşum" dedim. Sustun. Tabi ya senin gibiler hep severdi. Severdi sevmesine de, bilmezlerdi bir ömür nasıl verilirdi bir gülüşe.
Ve sadece bir kadını sevin bayım. Bilirsiniz ki iki tane cennete varamazsınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Artık Tekiz
Non-FictionArtık tekiz. Sen ve beniz. Artık tek iz, kalbimdeki bitişimiz. Öncelikle unutulamayanıma yazdım bu yazıları. Sonra unutmak için yazdım. Fark ettim ki unutulmuyormuş. Bende hatırlamak için yazdım. Ama unutulmayanlar, hatırlanmazlar. Bende ezberlemek...