5

6.9K 405 83
                                    

Şuan saat gece 4 ve Bangtan ödül töreninden döndüğünden beri pratik odasında sergileyecekleri performansın pratiğini yapıyorlardı.

Orada sergiledikleri performansın ardından ödül almışlar ve dinlenmeden buraya gelmiştik.

Ben bile onların temposuna ayak uydurmaya çalışırken çok yorulmuştum. Onlar nasıl hala ayakta kalabiliyorlardı bir türlü anlayamıyordum.

Şu an bildiğim kadarıyla boş günlerine yerleşmiş olan -paragöz Bang tarafından yerleşmiş olan- ödül töreninde sergileyecekleri performans için çalışıyorlardı.

Onları izlerken gözlerimi kontrol edemiyordum. Beynim resmen komut vermeyi durdurup transa geçmişti. Onlar orada konuşuyordu ama ben algılayamıyordum.

En son gördüğüm görüntü ise Jungkook'un abilerine gülümsemesiydi.

Hyunglarla öylece yerde yatıyorduk. İki gün boyunca ödül törenlerinde performans sergileyecektik. Bazen gerçekten düşünmeden edemiyordum.

'Vücudum buna nasıl dayanıyor?' 15 yaşından beri bu sektördeydim. Sanırım sevdiğim işi yaptığım için güçlü kalabilmiştim. Ya da hyunglarım sayesinde...

"Mina uyuyakalmış."

Taehyung hyungun işaret ettiği tarafa doğru döndüm. Mina puf gibi olan yerd uyuyakalmıştı. Saçları dalgalar halinde aşağıya dökülmüş, elinde tuttuğu ajanda, program, telefon öylece yere düşmüştü.

Jimin hyung saatinden bakıp konuştu.

"Kız tabi uyuyakalır. Saat 4.30 olmuş." Namjoon hyung ayağa kalktı.

"Hadi toparlanın artık çıkalım biz de. Biraz olsun uyuyalım." Hepimiz onaylar mırıltılar çıkardık ve ayağa kalkıp hazırlanmaya başladık.

"Mina ne olacak?" Hoseok hyungun sorusuyla Mina'ya baktım. Çok masum ve güzel görünüyordu. Uyurken bile ....

Seokjin hyung Mina'nın olduğu tarafa doğru ilerledi. Kaşlarım istemsizce çatılmıştı bile.

"Ben Mina'yı kucaklarım. Yurda götürürüz uyur orada." Tam kollarını Mina'ya doğru uzatıyordu ki aceleyle bağırdım.

"Hyung dur!" Jin hyung korkarak geri çekildi. Hoseok hyung çoktan o meşhur ses efektini yapmıştı zaten.

Diğer hyunglarım da şaşırmıştı. Ben bile şaşırmıştım gerçi. Böyle bir çıkış beklemiyordum.

Ama o an Mina'ya benden başka birinin dokunacak olması düşüncesi beni germişti. Böyle bir şey istemiyordum. Ona kimse dokunmasındı. Seokjin hyung'un yanına gittim.

"Hyung ben alırım Mina'yı. Sen şu yerdeki eşyalarını al."

Mina'ya doğru eğildim ve onu nazikçe kucağıma aldım. Sanki kırılmaması gereken değerli bir eşyaymış gibi korkarak tutuyordum onu.

Mina kafasını boynum ile omzum arasında bir yere koydu ve bir şeyler mırıldanıp uykusuna kaldığı yerden devam etti. Gözüme çok tatlı görünmüştü. Jimin hyung yanıma geldi ve gülümsedi.

"Kook, ne oluyor kardeşim?"

"Yoksa sen Minaya karşı bir şeyler mi hissediyorsun?"

"Aşk gibi mesela?" Taehyung hyung da Jimin hyungun yanına gelmiş ve ikisi beni sıkıştırmaya çalışıyordu.

Aish lanet 95liler.

"Hayır hyung. Yok öyle bir şey." Jin hyung da onlara katılmıştı.

"Neden peki ben Mina'yı kucağıma alacakken telaş yaptın bu kadar?"

Doğruydu aslında. Çok telaş yapmıştım. Ona dokunmasını istememiştim. Ama neden?

Kaşlarımı çatmıştım ve kucağımda güzelce uyuyan Mina'ya rağmen onlara tekme savurmaya çalışmıştım.

O muhteşem üçlü ise gülerek kaçışmışlardı.

"Yoongi hyung, bir şey söyle ya!" Yoongi hyung sakinlikle konuşmaya başlamıştı.

"Tamam yapmayın yeter artık, ağlatacaksınız onu. Yok öyle bir şey diyorsa yoktur değil mi international playboy Jeon Jungkook?"

Hobie hyung kahkalarla yere yığılmıştı. Zaten bir kere Hobie hyung gülünce başta Yoongi hyung olmak üzere herkes gülerdi.

Şimdi de öyle olmuştu. Ama bir farkla.

Ben gülmüyordum... Hatta şuan surat ifademin kesinlikle sinirli küçük bir çocuğa benzediğine adım kadar emindim.

Namjoon hyung babacan bir tavırla geldi, gülümsedi ve omzumu sıktı.

"Sen yine de bir düşün Kook." Daha sonra üyelere baktı. "Hadi gidelim artık millet yorulduk bugün."

Hepimiz şirketten çıktık ve arabaya doğru ilerlemiştik. Herkes arabaya binmiş koltuklara yayılmıltı bile.

Ben ise kucağımdaki Minayı bırakmamış onunla birlikte koltukta oturmuştum.

Manager|♧|Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin