8

6.5K 381 89
                                    

Şu an onları izliyordum. Şu an her şey iyi gibi görünüyordu. Sesler, danslar, gösteriler...

Ama ben Jungkook için aşırı endişeliydim. Sahneye çıkmadan önce hiç iyi görünmüyordu ama sahnede nasıl bu kadar mükemmel ve kusursuz olabiliyordu?

Sanki yaklaşık yarım saat önce yıkılacakmış gibi duran kişi o değildi.

Şu an idol sahneleniyordu. Herkes son hareket olan yere çöküp poz verme hareketini yaptıktan sonra ışıklar kapandı ve kapanır kapanmaz da tüm üyeler öylece yere yığıldı.

Kalbim sıkışıyordu resmen. Onların yanına gitmek, hepsinin elinden tutup biraz dinlenin çok iyisiniz demek istiyordum. Hem de hemen.

Ama onlar daha nefeslerini düzene sokamadan yerden kalktılar, insanları ve diğer idolleri selamladılar ve oturma alanlarına ilerlediler.

Jungkook'un yüzü sapsarıydı. Üyelerin hepsi farkındaydı iyi hissetmediğinin ama şu an ellerinden bir şey gelmiyordu.

Bir süre sonra ödül töreni için isimleri anons edildi ve birlikte sahneye yürümeye başladı. Hepsi çok bitkindi. Jin bile yorgunluktan farketmeyip Jungkook'a çarpmıştı.

Ama buna rağmen hepsi gülümsüyor, asla kötü olduklarını hissettirmiyordu. Çok güçlülerdi.

Diğerleri bir nebze daha iyiydi ama Kook ödülü tutarken bile elleri titriyor, derin nefesler alıyordu.

Sanki onunla beraber ben de acı içindeydim. Onun almaya çalıştığı ama alamadığı her nefes benim ciğerlerime saplanıp kalıyordu.

Böyle hissetmem normal miydi?

Jungkook'un Tae'nin kulağına yüzünü buruşturarak bir şeyler söylediğini gördüm. En sonunda sahne arkasına ilerleyecekken Jungkook sendelemişti. Yığılmak üzereydi.

Tam yanına gideceğim sırada görevliler yanına gitti ve onu benim olduğum yere doğru getirdiler.

"İyiyim tamam, teşekkür ederim." Acı bir şekilde gülümsedi. Tam bana dönmüş adımını atacakken yere yığıldı.

Onun yanına nasıl gittim, onun yerde öylece yatan bedenini nasıl kucağıma aldım hiç birini hatırlamıyordum. Tek hatırladığım o anki duygularımdı.

Paramparça olmuş kalbim ruhuma saplanıyor, acı içinde bağırmasını sağlıyordu. Tek hissettiğim şey buydu.

"Kook aç gözünü lütfen! Kapatma gözlerini! Bak iyi olacaksın tamam mı? Kook!" Ağlamamı durduramıyordum. Kafası kucağımdayken saçlarını okşuyordum.

Bana gözleri yarı açıkken baktı ve gülümsedi. O kadar zorluyordu ki kendini gözlerini açık tutmak için...

"Menajerim benim için çok mu endişeleniyor?" Sesi titrek ve oldukça kısık çıkmıştı. Kelimeleri zor anlamıştım.

Bu sesi hiç sevmemiştim. Ben onun melek sesini seviyordum.

"Sus be aptal. Sakın gözlerini kapatma tamam mı? Bana bak, Mina'ya bak."

Ben bunları söylerken çoktan bilincini kaybetmişti. Ama son söyledikleri beynimin içinde yankılanmıştı.

"Ben sana hep bakıyorum zaten."

Ve geriye kalan benim haykırışlarım, hıçkırıklarımdı.

(Bölüm somu diyormuşum falan )


Genç kızın acı dolu haykırışları yankılanıyordu koridorda.

"Yardım edin lütfen! Kimse yok mu ya! Yardım edin!"

Manager|♧|Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin