"... Sizden de bu tatilde üyelerin özel hayatına saygı duymanızı bekliyor, onları rahatsız etmeyeceğinizi umuyoruz. BTS en kısa zamanda tekrardan güçlenmiş ve dinlenmiş bir şekilde karşınıza çıkacaktır." Okuduğum duyurunun ardından yüzümde bir gülümseme belirmişti. Uzun soluklu bir tatile çıkıyor olmaları hem beni hem de tüm fanları mutlu etmişti.
Dinlenmek onların en büyük hakkıydı.
Ama içimdeki kıpırtı beni rahat bırakıyordu. Artık Kook ile birlikte tatile çıkabilir, ben işten ayrıldıktan sonra rahatça birlikte geçiremediğimiz vaktimizi şimdi tadını çıkara çıkara geçirebilirdik.
Ama önce beyefendinin eve teşrif etmesi gerekiyordu. Yaklaşık bir buçuk saat önce gelmesi gerekiyordu ancak hala ne gelen vardı ne giden.
Telefonumu elime aldım ve isminin üzerine dokunarak kulağıma yaklaştırdım. Ancak duyduğum o uğursuz kadının sesi sinirlerimi bozmuştu. Ardından çalan zil ile birlikte gülümseyerek ayağı kalktım ve kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açar açmaz yüzümdeki gülümseme, o aradığı yüzü göremediği için oracıkta asılı kalmıştı.
"Siz miydiniz? Hoşgeldiniz çocuklar içeri geçsenize?" Sırasıyla merhabalaşıp gülümseyerek içeri giren Bangtan beylerin ardından kafamı dışarıya uzatıp bakmıştım.Cidden neredeydi bu çocuk?
Kapıyı kapatıp içeriye, salona, ilerleyip Tae'nin yanındaki koltuğa kuruldum."Kook nerede? O niye yanınızda değil?" Sevgilimi yaklaşık 2 haftadır görmüyordum ve canım aşırı sıkkındı. Sadece mesajlaşabiliyorduk ancak son 1 haftadır o bile yoktu resmen.
İki üç mesajın ardından gitmesi gerektiğini söyleyip çıkıyordu.
Evet, anlıyorum çok meşgul ve yoğun oluyor, hatta çok yoruluyor ancak sevgilimi çok özlemiştim.
Namjoon yutkunduktan hemen sonra üyelere baktı ve gözlerini hemen bana çevirdi. "Mina, Jungkook Busan'a gitti." Ne?
Umarım kulaklarım sağır olmuştur da ben yanlış duymuşumdur.
" Biz de şimdi gidecektik zaten, gitmeden hemen uğrayalım dedik." Hala umarım sağırımdır ve yanlış duyuyorumdur.
"B-bir saniye... Ne! Dalga nı geçiyorsunuz?! Şaka mı bu!?" Bana bakan gözler pek öyle gibi durmuyordu.
Evet, ben sağır olmamışım ve doğru anlamışım. Jeon Jeongguk adlı şahıs hiçbir şekilde haber vermeden almış başını çekmiş Busan'a gitmiş. Harika! Cidden harika!
"Bana neden haber vermedi Tanrı aşkına!? 2 haftadır doğru düzgün görmüyorum yüzünü ve habersiz çekip Busan'a mı gitti yani!?" Gözlerim dolmuştu ve kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.
Neden yaptı ki bunu? Ya elbette ailesini özlemişti ve gidip onları ziyaret edecekti. Ama bunu habersiz bir şekilde mi yapmalıydı? Hem de onu 2 haftadır görmeyen sevgilisi evde beklerken...
İsteseydi birlikte de giderdik, ama bu böyle olmamalıydı. Habersiz olmamalıydı. Ben onu burada beklerken olmamalıydı.
"Mina, ağlama lütfen.." Hobie söyleyene kadar aktığını fark etmediğim gözyaşlarımı sildim ve kafamı kaldırdım.
Demek ki ağlamak için kendimi hiç tutamamışım.
"Eminim mantıklı bir açıklaması vardır. Biz de biliyorsun bugün şirketteydik ancak tatil kararı verildikten beri birlikte değiliz ve sonradan öğrendik. Hem o böyle yapm-... "
"Benden uzaklaşmak istiyor." Sözü yarıda kesilen Jin ve diğerleri bir anda bana bakmıştı.
"Mina ne dediğinin farkında değilsin galiba. Kendine gel bence." Yoongi kaşlarını çatmış sinirli bir şekilde bana bakarken hiçbir şey umrumda değildi.
Aklımda benden iki haftadır uzak durduğu, aradığımda işi olduğunu söyleyip kapatması, mesajlarıma geç cevao vermesi ve bugün yaptığı şey vardı... Aynı zamanda bunların tek bir açıklaması vardı. "Benden ayrılmak istiyor."
"NE!?" Hepsinin ağzından aynı şeyin çıkması beni gram etkilememişti. "Mina saçmalama yok öyle bir şey." Jimin'in karşımda durumu inkar etmesi bir şeyi değiştirmiyordu.
"Nasıl yok öyle bir şey Jimin? İki haftadır arıyorum açmıyor, mesaj atıyorum cevap vermiyor, yanıma uğramıyor. Bunun başka nasıl bir açıklaması olabilir ki?" Jimin eliyle alnına vurdu ve kafasını iki yana doğru salladı.
"Ulan Kook, seni bir elime geçireyim..."
"Hayır hyung önce ben. Bu zevk bana ait." Jin ve Tae kendi arasında fısıldaşırken benim gözlerim birleşen ellerimdeydi.
Gözlerimden akan yaşı durduramıyordum. Ne olmuştu, ne değişmişti ki? Niye böyle olmuştu aramız?
"Başka birine aşık..." Bir anda ortamda ölüm sessizliği oluşmuştu. Namjoon kendş kendine söylenirken Jimin elini tekrar alnına vurmuştu.
"Mina! Ciddiyim söylediklerine dikkat et!" Yoongi tekrardan bana sert bir şekilde tepki verince daha fazla dayanamamıştım.
"Ya ne var ne!? Doğru değil mi!? Tüm bu olanların açıklaması ne ya Tanrı aşkına!?" Ayağı kalkıp saçlarımı çekiştiriyor, salonda bir oraya bir buraya geziyordum.
Ellerim sinirden titriyordu. Çoktan hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Kendimi iğrenç hissediyordum.
" Mina sakinleş artık!" Hoseok yanıma gelmiş iki elini de omuzlarıma yerleştirmişti. "Her şeyin mantıklı bir açıklaması olduğuna eminim. Lütfen sakinleş artık." Tae ayağa kalkmış beni odama doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Gel biz seninle odaya gidelim, seni bir sakinleştirelim." Biz Tae ile birlikte ağır adımlarla odaya doğru ilerlerken arkadan kısık kısık konuşma sesleri duyuyordum.
"Jungkook denen herifi sikiceğim. Bunu kesinlikle yapacağım."
"Yapıcağın işe sokayım senin, it!"
....
Odaya gelip beni yatağa yatıran Taehyung örtüyü üzerime örttü ve eliyle saçlarımı okşadı. "Eminim her şey düzelecek. Onu biliyorsun, seni çok seviyor." Gülümsedi ve eğilip alnıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Sen iyice dinlen, menajer..."
.....
Uyandığımda saatin kaç olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Zaten başımda dünün verdiği büyük bir ağrı anında kendisini göstermişti. Elime saate bakmak için telefonumu aldım ve o an gözüm mesaj bildirimine takıldı. Elim bildirim üzerine gidince gördüğüm o tanıdık isim yeniden gözlerimi doldurmaya yetmişti.
Sevgilim
Saat 18.00 da burada ol. Seninle konuşmamız gereken çok şey bir konu var.
*Konum*
...
Ay yemin ederim hepinizi çok özlemişim. Sizin de özleyebileceğinizi düşündüm ve iki parttan oluşan özel bölümle geri döndüm.
Bu kadar geç kaldığım için ise hepinizden özür dilerim. Ama sonuçta geldim değil mi? Ehe...
Sizce Mina ve bizleri gelecek bölümde ne bekliyor? Yorumlarınızı bekliyorum.
Bu arada lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Hepinizi çok seviyorum.
Kocaman koskocaman öpücükler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manager|♧|Jeon Jungkook
FanfictionAjandana bakar mısın? Aşık olman için hiç boş gün var mı?... Ya da dur, menajerin olarak ben bakayım...