Özel Bölüm 2

3.5K 178 128
                                    

Bölümü sonuna kadar okuyun lütfen.

İyi okumalar canlarım...

....

Üzerime geçirdiğim hırka ile birlikte aceleyle evden dışarı çıkmıştım. Kesinlikle ona kızgın ve kırgındım ancak mantıklı bir açıklaması olacağına inanmak istiyordum.

Yoksa kalbim bir daha toparlanamazdı. Onun yokluğuna alışamazdı.

Onsuz olmazdı.

Kapıdan dışarı adımımı atar atmaz kaşımda gördüğüm arabayla istemsizce yutkunmuştum. Ağır adımlarla arabaya ilerledim ve ön tarafın kapısını açıp içeri girdim.

Kafamı çevirmeye o kadar çok korkuyordum ki...

Cesaretimi topladım ve kafamı usulca ona doğru çevirdim. Kafasına taktığı siyah şapkası güzel saçlarını örtmüş, üzerine giydiği deri ceket ise sert bir hava katmıştı. O da kafasını bana çevirdi ve gözlerimin içine baktı.

Ve işte tam o an içimden bir şey kopmuştu sanki. Gözleri öyle bir bakıyordu ki bana, sanki ona yabancıymışım gibi, düşmanıymışım gibi.

Beni sevmiyormuş gibi...

Gözlerimin yeniden dolmasını engelleyememiştim. Ancak yaşların akmaması için gözlerimi kırpıştırmış, onları kontrol altına almıştım. Kafamı çevirdim ve gözlerimi birleştirdiğim ellerime odakladım.

"Tüm bu olanların mantıklı bir açıklaması var... Yani, vardır... Değil mi?" Kesik kesik tamamladığım sözlerimin ardından titrekçe bir nefes aldım.

"Böyle olmasını istemezdim. Ama seninle bir şey konuşmam gerek... Önemli." Kafamı ona çevirmeden salladım ve onayladığımı belirttim. Sesi buz kesmişti. Sesi resmen beni iliklerime kadar üşütmüştü.

Her zaman içimi sıcacık yapan o sesi şimdi içimi dondurmuştu.

Derin bir nefes aldı ve arabayı çalıştırıp evin önünden ayrıldı. Aradan geçen sürede sürekli düşünmüştüm.

Ne olmuş olabilirdi ki? Şirket mi ilişkimizi etkilemişti? İki haftada bana karşı olan aşkını ne yıkıp yok etmiş olabilirdi?

Bir şey mi yapmıştım? İstemeden üzmüş müydüm onu?

"Jungkook... Seni kırdım mı? Üzdüm mü seni? Bana bu yüzden mi böyle davranıyorsun? Sana yemin ederim isteyerek yapmadım. Ben seni üzmem ki..."

"Mina, sus..."

İşte bu sefer gözyaşlarımı tutamadım. Kafamı camdan tarafa çevirdim ve gözyaşlarımı akıtmaya başladım. Sessizce ağlıyor, her akan göz yaşımı da hırçın bir şekilde siliyordum.

Acımı gözyaşlarımdan çıkartıyordum.

Resmen kalbimi biri yerinden sökmüş de yerine de zehirli bir sarmaşık koymuş gibi hissediyordum. Zehirli sarmaşık bütün vücudumu o zehirle kıvrandırıyordu.

Yarım saatlik bir araba yolculuğunun ardından uçurumun kıyısına yakın bir yerde arabayı durdurmuştu. İkimizin de nefes alış veriş seslerinden başka bir ses duyulmuyordu.

İlk defa biz birlikteyken etrafta kahkahalarımız duyulmuyordu.

İlk defa biz birlikteyken aramızdan geçen soğuk rüzgarların uğultusu duyuluyordu.

Bunun acısını nasıl tarif edebilirdim ki? Edilebilir miydi ki? "İn hadi..." Onun sesiyle kendime geldim ve aynı anda kapılarımıza yöneldik. Arabadan dışarı çıkar çıkmaz üzerimdeki hırkaya rağmen titremeye başlamıştım.

Manager|♧|Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin