Sabah saat 7 olmuştu ve ben her zamanki gibi Bangtan'ı uyandırmaya gidiyordum. Hayır yani koca adamlar. Sürekli onları hadi kalkın diye dürtmek mi gerekiyor anlamıyorum ki?
Ama şu var ki onlarla olmak güzeldi.
Bugün normalde izin günleri olacaktı. Ama Bang açgözlü ShikHyun' un son dakika golü ile ödül törenine katılacaklardı.
Aish, aklıma geldikçe sinirleniyorum!
Yurda gelip kapıyı açtığımda gördüğüm manzara beni oldukça şaşırtmıştı. Hatta dumura uğratmıştı.
Üyeler salonda, koltuğun üzerine uzanmış olan Jungkook'un etrafına toplaşmışlardı. Tanrım lütfen kötü bir şey olmasın...
Telaşla kapıyı kapattım ve yanlarına salona gittim.
"Ne oluyor burda?" Namjoon bana dönmüştü.
"Dün Kook'un törenden sonra biraz ateşi çıkmış. Bize de hiçbir şey söylemedi. Biz de şimdi öğreniyoruz."
"Tabi kendisi bir anda sendeleyip koltuğa tutunmak zorunda kalınca öğrendik biz de." Hoseok da kızgın bir şekilde Jungkook'a bakarak konuşmuştu.
Sanırım içimden bir şey kopmuştu. Karşımda solgun yüzlü Jungkook'u görmek bana hiç iyi gelmemişti. Hem de hiç...
"Ne? Nasıl söylemezsin böyle bir şeyi Jungkook? Ciddi bir şeyin olabilir. Nasıl bu kadar rahat olabilirsin ya!?" Sesim telaş ve sinirden titremişti.
Jungkook gözlerimin içine baktı ve gülümsedi. Daha sonra ise üyelerin üzerinde gözlerini gezdirdi ve gülümsedi.
"Sakin olun. Gayet iyiyim, bir şeyim yok. Dün sadece sıkılmıştım. Ondan olmuş olmalı. Şimdi bir sorun yok."
Jin oppa sorgular bir şekilde baktı, gülümsedi ve elini Jungkook'un omzuna koydu.
"Emin misin? Bak sana bir şey olursa dayanamayız. "
"Hyunglarının da kalbi acır." Jimin hemen dahil olmuştu.
"Eminim ve ben de sizi seviyorum hyung."
Sanırım gözlerim dolmuştu. Aralarındaki ilişki o kadar güzeldi ki. Hepsi bir anda Jungkook'un üzerine çıktı ve kocaman sarıldılar birbirlerine.
Umarım hiçbir zaman ayrılmazsınız çocuklar...
Kook ile tekrar göz göze gelmiştik. Ancak bir sıkıntı vardı. Hissediyordum, iyi değildi. Burukça gülümsedim. Lütfen bir şey olmasın, yalvarırım...
BTS ve Menajer Mina tören alanına giriş yapmıştı. Kendilerine çeken kameralara el sallayan üyeler çabucak onlara ayrılmış odaya ilerlediler.
BTS in makyajı ve kulaklıkları ayarlanırken Mina ise sahne ile ilgili işlerle ilgileniyor, son dakika sorun çıkmaması için uğraşıyordu.
Jungkook ise kendisini sıkmaktan şimdiden kötü hissetmeye başlamıştı. Halsizdi, ateşi vardı ve o bunu belli etmemek için sürekli kendini sıkıyordu.
Onun yüzünden performans bozulsun istemiyor içinden sürekli şu cümleleri tekrarlıyordu.
"Bir daha bu ana geri dönemeyeceksin. Aynı performansı sergilemeyeceksin. Dayan Kook, 2 saat daha dayan. İyisin, iyisin..."
Mina BTS' in yanına odaya gelmişti.
"Her şey tamam. 5 dakika sonra çıkıyorsunuz. Fighting beyler!"
Hepsi gülümsemiş ve Mina ile şakalaştıktan sonra sahneye doğru ilerlemek için odadan çıkmışlardı.
Jungkook arkadan yavaş bir şekilde ilerliyordu. Başı dönüyordu ve her geçen saniyede daha da kötü oluyor, gücü çekiliyordu.
Üyeler gittikçe uzaklaşmıştı ve arkada kalan Jungkook'u fark eden Mina kolar adımlarla genç adamın yanına ilerledi.
Kalbi sızlıyordu. Genç adam kötü görünüyordu ve Mina kötü şeylerin olacağını hissediyordu.
"Kook, iyi görünmüyorsun. Çıkma performans sergilemeye. Evet, en iyisi ben iptal edeyim."
Genç kız telaşla cebindeki telefona uzandı ve gerekli numarayı tuşlamaya başladı. Jungkook ise Mina'nın telefonu tutan elini tuttu ve onun aramasını engelledi.
"Mina, iyiyim tamam mı? Sakin ol. İyiyim, bir şeyim yok..." Sesi gittikçe fısıltı halini almıştı.
Yavaşça Mina'ya doğru yaklaştı ve alnını genç menajerinin alnına yasladı. İkisininde kalp atışları dışarıdan duyuluyordu sanki.
Mina o andan itibaren gözlerini kapatmış, Kook'un kokusunu içine çekiyordu. Genç adam güç bulduğunu hissetmişti. Genç adamı kokusuyla büyülemiş ona güç vermişti sanki.
En azından Kook öyle düşünüyordu.
Alınları ayrıldı ve Jungkook sahneye doğru ilerledi. Arkasında ise endişeli birini bırakmıştı
Aslında ikisi de endişeliydi. Biri sevdiği adam için diğeri de arkasında bıraktığı büyülü menajeri için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manager|♧|Jeon Jungkook
FanfictionAjandana bakar mısın? Aşık olman için hiç boş gün var mı?... Ya da dur, menajerin olarak ben bakayım...