19

4.2K 211 95
                                    

Jungkook gittikten sonra hemen ortalığı toparlayıp hazırlandım ve evden ayrıldım. Bir an önce yurda uğrayıp şirkete gitmemiz gerekiyordu.

Yeni albüm için çok az zaman kalmıştı ve şirkette yoğun bir çalışma ortamı hakimdi.

Arabadan indim ve yurdun kapısının önüne geldim. İçimde ister istemez bir kıpırtı vardı. Aramız iyiydi ve çok güzel bir güne başlamıştım.

Derin bir nefes aldıktan sonra tam kapıyı çalacaktım ki kapı açıldı ve elim havada kaldı.

"Hoşgeldin güzelim. Hadi gidelim. Hyunglar! Hadi gelin menajerimiz geldi!"

Bir anda elimden tuttu ve beni arabaya doğru sürüklemeye başladı. Her şey o kadar ani olmuştu ki hangi ara arabaya binmiştik anlamamıştım.

"Noluyor böyle Kook? Bir sorun yok değil mi?" Lütfen bir şey olmasın daha fazla sorunu kaldıramaz bu bünye. Kocaman gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Merak etme menajerim bir sorun yok. Bir an önce gidelim istedim sadece." Gülümsedim ve kafamı peki madem dercesine salladım.

Bu gülümseyişi biliyordum benden bir şey saklıyordu ama kötü bir şey değildi. Sonucunda güzel bir şey olacaktı, hissediyordum.

"Barıştığınıza göre bir daha küsmeyin ikinizin de kafasına vururum birer tane görürsünüz." Jin oppa ciddi bir şekilde bakıp konuştuğunda diğer üyeler de kafasını sallıyordu.

"Kimi avutucağımı şaşırdım ya. Mina ile mi ilgilenelim, maknae ile mi uğraşalım devrelerim yandı be." Hoseok oppanın sözlerinin ardından Tae ile el çakıştılar.

"Neyse atlattığımıza göre bir sorun yok." Yoongi oppa son sözleri söyleyip konuyu kapatmıştı.

"Bu arada konuyu kapatmadan uyarıyım şirkette dikkatli olun." Kook ile ikimiz de kafamızı salladık ve birbirimize baktık.

Gözlerinin içi gülüyordu ve bu gülüş hiç solmasın istiyordum. Bunun için ise elimden gelen her şeyi yapacaktım.

Onu kaybedersem toparlanamazdım ki...

Ona gülümsedim ve elini tuttum. Bir anda yüzünde kocaman bir gülüş oluşmuştu. Çok güzel gülüyordu...

Şirkete vardığımızda hemen üyeler pratik odasına ben de kendime ait olan odaya gitmiştim. Onların çıkacak albümü için iyi bir promosyon yapmaları gerekiyordu ve ben bunun için uzun zamandır uğraşıyordum. Sergileyecekleri performanslar, Amerikadaki programlar ve Koredeki programlar. Röportajlar ve radyolar da cabasıydı.

Eğer başarıyla sonuçlanırsa çok güzel bir başarı ve prestij elde edeceklerdi ve ben bunun için elimden gelenin fazlasını yapıyordum.

Sonuçta her şeyden önce onların menajeriydim ve işimi en iyi bir şekilde yapmalıydım. Zaten son 5 günüm kalmıştı ve bu 5 günü çok iyi bir şekilde tamamlamalıydım.

Saatler geçmişti ve ben bu odadan dışarı adımımı bile atmamıştım. Biraz hava almaya ihtiyacım olduğunu düşünerek odamdan dışarı çıktım ve terasa doğru ilerledim.

Terasa gidecekken kolumdan tutulmasıyla karanlık bir odaya girmem bir olmuştu. Tam bağıracakken dudaklarımı örten eller buna engel olmuştu.

"Şşt benim güzelim sakin ol." Kalbim deli gibi çarpıyordu. Yemin ederim 10 saniyede gerilim filminden beter şeyler yaşamıştım.

Usulca arkama döndüm ve bana gülümseyen surata yavaşça tokat attım. Kaçırılıyorum sanmıştım be, haklıyım.

"Güzelim neden yaptın ki şimdi bunu'Ne güzel sürpriz yaptım sana."

"Ya sen sapşal mısın çocuk? Kaçırılıyorum sandım be! Ne yapsam haklıyım şu an." Güldü ve belime sarıldı.

"Ama kabul et çok etkilendin." Gülümsedim ve ben de kafamı salladım.

"Doğru etkilendim. Bayılıyordum o derece etkilendim." Muzip bir şekilde baktı ve belimdeki ellerini sıklaştırdı.

"Çok etkileyici olduğumu söylerler."

"Demek öyle söylerler." Bu konuşma bana çok tanıdık gelmişti. İkimiz de aynı anıyı hatırlamış olacağız ki gülümsedik.

"Hı hı öyle söylerler." Sadece kişiler farklı replikler aynıydı.

Gülümsedi ve yavaşça duvara ittirdi beni.

"Şirkette de öpüşmedik demeyiz artık."

"Ha! Bence hala diyebiliriz." Tam onu ittirecekken beni iyice duvara yapıştırdı.

"Hayır diyemeyiz." Ve bir anda dudaklarımda dudaklarını hissetmiştim. O kadar naif ve güzelce öpüyordu ki... Kendinizi pamuk şeker yiyormuş gibi hissediyordunuz sanki, öyle bir hafiflik ve tatlılık..

Öpüşüne karşılık verdikçe aramızdaki naiflik kendini tutkuya bırakıyor, gittikçe derinleşiyordu. Kalbim o kadar çok çarpıyordu ki...

Dudaklarımızı yavaşça ayırdık ve birbirimizin gözlerine baktık. "Çünkü yalan söylemek çok ayıptır, öyle değil mi menajerim?"

Kahkaha attım ve ona sarıldım. "Evet, öyledir." Kollarını bana sardı ve kafasını boynuma gömdü. Kokumu içine çekdikçe benim içim gidiyordu, aynı şu anda olduğu gibi...

Saçlarını elime aldım ve okşamaya başladım. Yumuşacıktı ve çok güzel kokuyordu. Hep okşamak isteyeceğim saçları vardı.

Yavaşça ayrıldık ve birbirimize baktık.

"Çok yoruldunuz mu bugün?" Kafasını biraz dercesine salladı.

"Birazcık. Ama gayet iyiyiz. Bu tür yorgunluklar bize yük olarak gelmiyor. Hepsi hayranlarımız için." Kafamı salladım. O kadar güzel düşünüyordu ki. Hayranları hepsi için çok önemliydi. Her işlerinde onların adı vardı.

"Biliyorum onlar için ama siz kendinize dikkat etmezseniz onlar daha çok üzülür. O yüzden olabildiğince sağlığınıza dikkat edin." Kafasını salladı ve gülümsedi.

"Menajerimiz bizi ne kadat da düşünüyormuş öyle. Aigoo!" Yanaklarımı iki eli arasına almış sıkıştırıyordu.

"Bono bok, ozolloklo son dokkot odocokson tomom mo?" Yanaklarımı sıkıştırdığı için kelimeler ağzımdan garip bir şekilde çıkıyordu ve bu Kook'un çok hoşuna gitmiş olacak ki kahkaha atmıştı.

"Ya gülme! Sen hiç dikkat etmiyorsun kendine. Çok zorluyorsun kendini. Haklıyım söylenmekte!"

Yanaklarımı öptü ve gülümsedi. "Merak etme güzelim. Kendime dikkat ederim, özellikle senin için." Çapkın bir şekilde göz kırptı ve yandan gülüş attı.

"Aptal tavşan."

"Hadi gel çıkalım artık. Çok kalırsak dikkat çekeriz." Kafamı salladım ve uzattığı eli tuttum.

"Ama ilk önce yapmam gereken bir şey var."

"Ne yap-" demeye kalmadan dudaklarımda dudaklarını hissetmiştim. O beni öperken gülümsedim ve karşılık vermeye başladım.

Tam bir şapşaldı ve onu çok seviyordum.

Hepinize merhaba! Bugün doğum günüm olduğu için bol bol MinKook içeren bir bölüm yazmak istedim.

Bu arada size söylemem gereken bir şey var. Final çok yakın. Sizi yeni bir kurguya götürmek istiyorum. En kısa zamanda ne olduğunu söyleyeceğim.

Destekleriniz çok önemli

Hepinize kocaman koskocaman öpücükler.

Manager|♧|Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin