Yaklaşık yarım saatir 9 kişi kayalıklara oturmuş öylece denizi seyrediyorduk. Daha doğrusu seyrediyordum.
Çünkü Jeongwoo ile üyeler çok iyi anlaşmışlardı ve sürekli muhabbet ediyorlardı.
Kim hariç olduğunu söylememe gerek var mı?
Öyle bir bakıyor ki sanki yavrusunu elinden almaya çalışıyorlarmış gibi. Ya da düşman biriymiş gibi.
Jeongwoo ile bizimkilere gitmeden önce yaptığımız minik anlaşma sonucu 1 günlüğüne bana yardım etme kararı almıştı.
Jeongguk'un duygularından emin olma planı. Ne kadar acizce öyle değil mi? Kıskanırsa bana karşı bir şeyler hissettiğine dair tekrardan düşünmeye başlayacaktım.
İmkansızdı. Ama hiç olmazsa denedim demek istemiştim. Denedim ama olmadı.
Her neyse. Sonuç olarak şu an hep birlikte oturmuş muhabbet ediyorduk.
"Ee ne zaman dönmeyi düşünüyorsun peki?"
Hoseok'un sorusuyla Jeongwoo'nun bakışları ufaktan bana dönmüştü.
"Mina'yı yeni bulmuşken bırakmaya pek niyetim yok. Biraz daha buralardayım."
Bana fark ettirmeden göz kırpan Jeongwoo'ya karşı gülümsedim ve üyelere döndüm.
"Uzun zamandır görüşemiyorduk, onu çok özlemişim gerçekten. Birlikte çok eğlenirdik."
Yalandan kim ölmüş öyle değil mi?
"Uzun zamandır tanışıyor olmalısınız. Ne kadar güzel." Namjoon'un bize gülümsemesinin ardından Jeon salak Jungkook dişlerinin arasından konuştu.
"Hı çok güzel."
Jeongwoo ile birbirimizi çaktırmadan dürttük. Daha sonra kolunu omzuma atan Jeongwoo ile öksürmeye başlayan Jungkook'a ben şaşkınlıkla bakarken Taehyung gülerek sırtına vuruyordu.
"Sıcak zaten bence çek sen kolunu Mina'nın omzundan. Hadi, arkadaşım, hadi."
Üyeler sırıtmaktan bir hal olurken ben öylece Jungkook'a bakıyordum. Jeongeoo eğildi ve kulağıma fısıldadı.
"Kanka kusura bakma ama ben korkuyorum. Her an üzerime uçan tekme atacakmış gibi."
Ben kıkırdarken o da bana gülümseyerek bakıyordu.
"Kanka dur şimdi son kozumu oynuyorum, bundan sonra teksin."
Ben daha ne kozu demeye kalmadan Jeongwoo ayağa kalktı ve elini bana uzattı.
"Ben sana uzun zamandır bir şey söylemek istiyordum ama bir türlü söyleyemedim. Daha fazla içimde tutmak gibi bir niyetim de yok."
Ben Jeongwoo'ya şaşkınca bakarken yalnız olmadığımı fark ettim. Üyeler de en az benim kadar şaşkınlardı.
"Jeongwoo be-"
"Dur Mina, sözümü kesme lütfen. Ben senden çok hoşlanıyorum. Bana bir şans verir misin? İnan bana seni asla üzmem, hep yüzünü gülümsetirim."
Şimdi anladımmm! Ulan Jeongwoo ne adamsın he! Ben daha cevap vermeye kalmadan bir anda itildim ve neye uğradığımı şaşırdım.
"Ulan senin ağzını yüzünü kırarım! Gerzek herif!" Suratının ortasına yumruk yiyen Jeongwoo geriye sendelerken ben ne yapacağımı bilememiş bir şekilde onlara bakıyordum.
"Ulan yanımda bir saatir sevdiğim kıza kur yaptın şerefsiz herif! Ama bekle sen ben senin ağzına sıçıcam şimdi!"
Üyeler Jungkook'u tutmaya çalışırken Hoseok da Jeongwoo ile ilgileniyordu. Daha sonradan çalışmaya başlayan beynim sayesinde ben de Jeongwoo'nun yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manager|♧|Jeon Jungkook
Hayran KurguAjandana bakar mısın? Aşık olman için hiç boş gün var mı?... Ya da dur, menajerin olarak ben bakayım...