Issız bir geceydi. Sen hariç evdeki herkes uykudaydı. O gece nedense pek uykun gelmemişti. Sende bunun üzerine sıcacık yorganına sarılarak eline aldığın telefonundan CP hikayeleri okumaya başladın. Aslında herşey tatlı ve iyi gidiyordu, ama sonra birdenbire elektrikler kesildi. Etrafı aydınlatan tek şey elindeki telefonun ışığıydı. Bi kaç dakka önce okuduğun CP hikayelerinin etkisi altında olduğun için bu durum seni biraz ürpertti, ama bir süre sonra saçmaladığının kanısına vararak bu durmu fazla takmadın ve elindeki telefona yeniden odaklandın. Elektrik kesilmesinin üzerinden yaklaşık bir iki saat geçmişdi ama sen hala zifiri karanlık içindeydin. Telefonunun şarjı gitgide azalıyordu. Baterisi bitmeye başlayan telefonun etrafa yaydığı ışık da cılızlaşıyordu. Etrafı görmek zorlaşmışdı. Bu durum seni içden içe rahatsız etmeye başlamıştı. Maalesef telefonunu şarj edemeyecek durumda olmanda ayrı bir sıkıntıydı.
Hala zihnin canlı ve dinçti. Uyku uyuyacak durumda değildin. Ama eğer telefonunun şarzı bitersede uyanık kalman için bir sebebinde olmicakdı. Ama Elbet ki bir süre sonra olan oldu. Şarj %0'a indi ve telefonunun marka logosu ile sana veda edişini seyrettin. Bu sinir bozucuydu. Ama artık uyumak zorundaydın. İstemsizce yastığa başını koydun ve derin düşüncelerinin seni ele almasına izin verdin. Yaklaşık bir,iki dakika sonra gözlerin hantallaşmaya başladı, neredeyse uykuya dalıcakdın. Tam gözlerini kapatıyordunki......odanın içinden bir ses yükseldi. Sanki biri camdan bir nesneyi devrimiş ve parçalanmasına sebep olmuşdu. Aniden irkildin, hemen yatma pozisyonundan oturma pozisyonuna geçtin ve gözlerini kısarak zifiri karanlığa O daklandın. Birşeyler görebilmeyi umuyordun ama maalesef görme duyun seni yarı yolda bıraktı ve hiç birşey göremedin. Bunun üzerine "Belki pencere açıktı, rüzgar falan devirmişdir..." diye düşünerek tekrardan yatağına uzandın. Gözlerini sıkıca kapattın ve kendini uykuya teslim ettin. Yaklaşık üç saat sonra yine uykundan sıçradın bu sefer sebebi birinin gülerek seni yatakta çekiştirmiş olmasıydı. Korku bedeninin her yerini sardı ve hemen kendini toparlayarak etrafa bakınmaya başladın. Hiçbirşey yokdu. Zaten heryer karanlıkdı, varsa bile görünmesi imkansızdı. Titrek be cılız bir tonda seslendin "A-anne?.....Sen misin?!" Cevap yokdu... bir süre öylece bekledin ve karanlığın içinde aydınlık bir ışık olduğunu gördün. Sarı renkdeydi... ince bir elips gibi...... aslında daha çok göz gibi bir şekildeydi. Ve sana yönelikdi. Öylece kalakaldın. Bu ışığın ne olduğu hakkında hiçbir fikrin yokdu. Işık sana yaklaşmaya başladı... yavaş,yavaş.... kendini yatakda geri çekdin. Korkuyordun... aklına her türlü saçma ve korkunç şey geliyordu o an. Işık dahada çok yaklaşdı. Ve sonra biraz daha....birazdaha......ve biraz daha. Sonunda yatağının dibinde bitti. Öğlecene bakıyordun ona. Birden bire o ışıģın altında kocaman beyaz bir sırtıma belirdi. Keskin ve sivri dişleri olan kocaman bir ağız. Öylece durmuş sana durmadan sırıtıyordu. Kaskatı kesildin. Hareket edemedin. Ve birdenbire burnuna ağır ve kötü bir koku geldi. Çok keskin ve metalikdi. Bu kan kokusuydu.... ve çok yoğundu. Aniden ışıklar açıldı! Ve o sırıtma ile parıldayan göz ortadan kayboldu. Ama karşına çok daha kötü bir manzara çıkdı... Odanın heryeri kan ve et parçaları (organlar) ile doluydu! Yorganının bile üstünde bağırsaklar vardı. İstemsizce elini ağzına götürerek öğürdün. Ve ardındanda var kuvvetinle çığlık atmaya başladın. Taaki bir el seni susturana kadar. Aniden ağzına yapıştı ve sıkı bir biçimde seni tuttu. Ensende o vahşi sıcak ve dengesiz nefesi hissettin.
Hareket edemiyordun. Arkamdaki kişi tüm ağırlığı ile üzerine çökmüş ve iki elini de tek eli ile arkanda kavramışdı. Bi süre bu pozisyonda beklediniz ve sonunda arkamdaki kişi kulağının yanına eğilerek."Ahh, zavallı çocuk... sanırım seni korkuttum.
*vahşi ve tiz kıkırdama* Boşuna debelenme. Kimse seni duyamaz. Ne ailen, nede dışardan her hangi biri... Hiç mi ama hiç kimse..." Daha dayanamadın ve hem sinirden ve hemde korkudan gözlerindeki yaşların boşalmasına izin verdin. Ve o devam etti... "Aaaa, ağlama ama y/n... herşey çok güzel olucak. Benden korkmana gerek yok... Bak şimdi sana neler yapıcaģımızı anlatıcam. Şimdi ben seni burdan alıııp Slenderman'in ormanına götürücem ve seni orda bir ağaca bağliyacam... Sonraaa*kıkırdama* en sevdiğim bıçağımla karnını delik deşik edicem ve içinde ne varsa (tüm organlarını ) dışarı çıkarıcam. Ve seni o gece Smiley Dog'a bırakıcam.
Uzun zamandır canı taze et istiyordu zaten *çatlak gülüş* . Çok eğlenicez y/n. Hemde çoooook..." Aniden kafanı geri çekerek yüzünü kendi yüzünün hizasına getirdi... ve o anda gördün ... Sol gözü tamamen ışık ile kaplıydı. Karanlıkda gördüģün o vahşi ve rahatsız edici gülümseme bizzat yüzündeydi. Uzun ,daģınık kahverengi saçları vardı. Bu Silent Hunter'dı. Karşında tamamen canlı bir şekilde duruyordu... Üstü başı kan içindeydi..."Sen olsan ne yapardın?..."
Arkadaşlar umarımki sevmişsinizdir. Bu da yeni öğrendiğim karakterlerden biri. Ben şahsen kendisini çok sevdim. Umarımkı sizde sevmişsinizdir. Lütfen Vote vermeyi unutmayın. Ve okuduğunuz için çooooooooooo...oook teşekkür ederim!
Sizleri seviyorum ve hepinize iyi akşamlar!😊💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖💖
![](https://img.wattpad.com/cover/161322195-288-k856087.jpg)