Catch Me

"Get out of my room!"

Elena'nın ağzından

Ameliyatta ve, onu beklemek hayatın bana verdiği en saçma sınav, genellikle ağlamakla veya sabırla çözülen.

En yakın arkadaşım orada ölebilir bile, ama ben burada oturmuş, sadece sabretmeye çalışıyor ve ağlıyorum. Adil değil, kesinlikle adil değil.

Sevgililer gelip geçicidir ama arkadaşlıklar tam tersine. Shawn için ağladığım çoğu zamanda yanımda hep Sidney vardı. Dertlerimi kimseye anlatamazken ona rahatlıkla her şeyimi anlatabiliyordum. Üzücü bir olay olduğunda ağlamak yerine beni güldürürdü ve aynı şekilde ben de onu güldürmek için elimden gelen her şeyi yapardım. Bunu düşününce istemsiz olarak yüzümde bir gülümseme belirdi. Onu özlemiştim. O benim sahip olduğum tek kardeşimdi. Şu an düşününce keşke onunla daha çok zaman geçirseydim diyorum. Kim bilebilirdi ki böyle olacağını? Burada olmamamız gerekirdi. Sidney yine uzun saçlarını savurarak içeri girerdi ve hepimizi kahkahalara boğardı. Onunla uğraşmak bana her zaman eğlence veriyordu. O güçlü bir kızdı, Matt'le ayrıldıktan sonra bile biraz üzülmüş, daha sonra kendine gelmeyi denemiş ve ağlamayı kesmişti. Hâlâ Matt'i deliler gibi sevdiğini anlayabiliyordum. Onların ilişkileri kolay kolay sona erecek bir ilişki değildi. Matt'in elbette Sidney'den ayrılmasının mantıklı bir açıklaması olmalıydı. Diğer kimse anlamasa da ben en yakın arkadaşı olarak Sidney'in üzüldüğünü görebiliyordum. Dışa yansıtmaması bile onun ne kadar güçlü bir genç kız olduğunu gösterirdi.

Keşke şu an tam burada gelip sırtıma atlasaydı ve her zamanki gibi onu azarlasaydım, daha sonra masum görünüşüne dayanamayıp ona sarılır ve gülerdim. Onunla çok fazla anımız vardı. Küçüklüğümden beri yanımdaydı ve her yerde, her saat, her dakika birlikte olurduk. Çoğu zaman film gecesi yapardık. Bu, onunla geçirdiğim en iyi zamanlardan biri olurdu.

Ameliyat odasının olduğu yerde beklerken bir kez daha ofladım. Beklemek fazlasıyla sinir bozucuydu. Biliyorum, Sidney inatçı biri ve bu ameliyatı da atlatacak. O asla vazgeçmez, ne pahasına olursa olsun savaşır. Ve ben negatif düşünmeyeceğim. Her ne kadar içten içe üzülsem de Sidney'in uyandığında bu halimi görmesini istemezdim. Ne olursa olsun biz birbirimizi bırakamazdık ve şimdi de öyle olacaktı. O odadan canlı bir şekilde çıkacaktı.

Buna inanıyordum.

Yazar'dan;

Hayatının tecrübelerini yaşıyorlardı.On iki gence bu kadar üzüntü bünyelerine fazla değil mi? On üçüncülerini beklerken?

Ameliyat odasından çıkan doktoru farkettikleri zaman, ağlamaları, şaşırmayla karışmışken, doktorun yanına gittiler.

Elena, "Durumu nasıl?" dedi.

Ardından Matt atladı, "Tanrım, onu o kadar çok özledim ki, çıktığı an evlenme teklifi edeceğim."

Bütün çocuklar ve kızlar Matt'e bakarken, Matt bakışların cevabını verdi, "Tamam, tamam.Belki 5 sene sonra."

Doktor sıkılmışcasına başını sallayıp, konuşmaya başladı, "Ciddi bir şey gözükmüyor ama-"

Taylor doktorun sözünü kesip konuşmaya başladı, "Ama ne!"

"Ama 15 gün veya biraz daha kısa bir süre için, ayak rahatsızlığı çekecek." herkes anlamamış şekilde bakarken, doktor konuşmasına devam etti, "Anlayacağınız, bir süre tekerlekli sandalyeyle olacak.1 saat sonra sadece en yakınları girebilir, geçmiş olsun."

***

"Tamam, hangimiz giriyor içeri?"

Matt, "Ben gönüllüyüm." dedi ve herkes ona kafasını döndürdü ve baktı.

Elena: "Gönüllüyüm mü? Burada gitmek için yarışma yapmamıza az kaldı!?"

Matt: "Orada kaslı çocuk fotoğrafları açıp, öleceğinizden bahsedeceğinizi dinleyip, parmaklarımla oynayacağım değil mi?"

Elena: "Eğer kaslı çocukları sevseydi sen hariç, buradaki herkesle çıkardı, sersem." Cümlesini söylerken, işaret parmağını çocukların üzerinde gezdirdi ve sırıttı.Shawn'a geldiği zaman duraksadı.Ardından Shawn'la iki veya iki buçuk saniyelik bir bakışma yaşadılar, ama kendini düzeltip, yaptığı şeye devam etti.

Nash: "Kavga etmeyi keser misiniz." duraksayıp, Matt ve Elena'ya baktı ve konuşmasını sürdürdü, "Bu arada, iltifat için teşekkürler, Elena." deyip, göz kırptı.

Shawn, Jack G ve Troian, Nash'e ölümcül bakışlar atarken, Nash 'teslim oluyorum.' şeklinde ellerini kaldırdı ve sustu.

Carter: "Bana kalırsa, Elena, Matt ve Taylor girmeli."

Bütün herkes kabul ettikten sonra, Elena, Matt ve Taylor, güçlü bir nefes aldıktan sonra, kapıyı aralayıp içeri girdiler.

Taylor: "Sessiz olun ve onunla kesinlikle temas kurmayın, uykudan uyanırsa hepinizi keser."

Elena: "Haklı."

Matt: "Benim ona karşılığını vermek için dokunmam gerekiyor, dudaklarımla.Üzgün değilim."

Matt, Sidney'e doğru yaklaşırken, Taylor ve Elena, Sidney'in uyanmaması için dua ediyordu.

Matt, Sidney'i masumca öptükten sonra, Sidney seslice bağırarak, "Seni yakaladım!" dedi ve kahkaha atmaya başladı, "Keşke biraz daha uyku taklidi yapsaydım, galiba bana aşık olduğundan falan bahsederdin, ha?" kahkahasına devam ederken, Elena,

"Tanrım!" diye bağırıp, Sidney'e sarıldı.

Taylor da, Elena'ya katılarak, Sidney'e sıkıca sarıldılar.

Sidney, durumdan şikayetçi olmuşcasına konuştu, "Boyunluk takmak istemiyorum, lütfen." dedi ve 4'ü de kahkahalara boğuldu.

Sidney, "Tanrım, olanları doktorlar anlattı mı size? Kendimden nefret ediyorum." dedi ve o mutlu ifadesi, en üzgün ve kızgın ifadesine dönüştü.

Matt atıldı, "Vee tahmin edin kimin mükemmel bir planı var?"

Sidney: "Elena veya Taylor olmalı, ha? Genellikle senin planların, sabahın köründe seksi bir şekilde gelip, 'Mükemmel Ünikorn Sevgilisini' aldatmak oluyor." dedi ve Tay ile Elena, Matt'e gözlerini çevirip, kıkırdayarak bakmaya başladı.Sidney ise, tam havasında, sırıtarak Matt'e bakıyordu.

Sidney, "Benden nefret ediyorsunuz değil mi? Matt ya sen? Hiçbir işe yaramam şuan.Çok büyük kayıp oldu, bu sefer Sidney tam içmişken, onu eve götürüp beceremeyeceksin.Ya da tam becerecekken, iğrenip kaçıp gideceksin değil mi? Artık Elena'yı becerirsin heralde, ha? 'Bir kızın yedeği, en yakın arkadaşıdır.' derler."

Sidney, konuşmasını bitirdiği an, Elena kalkıp tokat attı, "Lütfen konuşma, daha fazla sesimi duymanı istemiyorum."

Sidney: "Gidin odamdan."

Elena, Sidney'in yanında, "Özür dile-" demeye çalışırken, Sidney bağırdı,

"Odamdan defolun!"