En yakın arkadaşınızı kaybetme hissi kadar berbat bir his yok. Bunu şu an çok daha iyi anlıyorum. Zor günlerinizde yanınızda olan, size destek veren insanın saçma bir kaza yüzünden ölümünü izlemek gerçekten çok zor. Ve kendinizi onun iyileşecek olmasına öyle kaptırmışsınız ki, onun ölebileceği ihtimaline karşı gelmişsiniz ve bu konuda hazırlıksız yakalanmışsınız.
Taylor'la son birkaç gündür gerçek bir "kardeş" gibiydik. Elena'dan sonra beni bu kadar iyi anlayan birinin olması paha biçilmez bir mutluluktu. Doktorların Taylor'ı hayata geri getirme çabalarını izlerken yerimde sabit kalmış, donmuş gibi hissediyordum. Hâlâ hayatta olduğumu açıklayan bir de gözyaşlarım vardı. Benim bir ailem yokken Taylor bana kardeş olmuştu. Beni korumuştu. Bu kadar çabuk gidebilir miydi? Bu kadar kolay mıydı gerçekten? Kendine bu kadar bağladıktan sonra gitmesi hiç adil değildi. Matt'in bana sarıldığını hissettiğimde göğsümdeki ağrı daha da şiddetlenmişti. Matt ağlıyordu ve Taylor ölüyordu. Dünyada bu kadar berbat başka ne olabilirdi?
Matt'in sarılışına karşılık verirken bir mucize olmasını bekledim. Veya her şey bir şakadan ibaret olsaydı. Taylor çıkıp gelseydi ve, "Benden kurtulamazsınız!" diye bağırıp bizi güldürseydi. Ama her şey o kadar boktandı ki... Hayatta zorluklar vardı ve ben o zorlukları hiçbir zaman aşamamıştım. Son derece güçsüz hissediyordum. Daha ne kadar şanssız olabilirdim? Kimse arkadaşının ölümünü izlemeyi hak etmez.Buna ben de dahildim. İstediğim şey bu değildi, evde oturup vine çeken çocukları görmek istiyordum. Taylor'ın aralarına girip saçma sapan hareketler yapmasını ve eşliğinde kahkahalarla gülmeyi istiyordum.
"Bu imkansız!" diye bağırdı sevinçle Jack J.
Taylor'ın ölmüş olması durumunda hangi imkansızın bu kadar sevinç verici olduğunu düşündüm. Merakla başımı ameliyatın olduğu tarafa çevirdiğimde osiloskop makinesinde Taylor'ın kalp atışlarının normale döndüğünü gördüm. Taylor'la birlikte hayata yeniden başladığımı hissediyordum. Doktorlar gerçekten fazla uğraşmış ve sonucunda terlemişlerdi. Onlara minnettardım. Sevinçle Matt'e sarıldığımda beni sıkıca sardı ve saçlarım arasına küçük birkaç öpücük kondurdu. Matt'ten ayrıldığımda ameliyatı gerçekleştiren doktora baktım. Bana baktığını yeni görüyordum. Başparmağı ile "Tamamdır," gibi bir hareket yaparken güldüm ve ona minnetle baktım. O ölmemişti ve ilk kez hayal ettiğim mucize gerçekleşmişti.
□□□
Taylor'ı hastane odasına aldıklarında biz de koridorda onun uyanmasını bekliyorduk. Kaç saat olmuştu? Ciddi anlamda beş saatten fazla olmuştu ve çoğumuz saatlerdir uyumamıştık bile.
Matt omzumdaki kolunu çekti ve yüzüme baktı. "Berbat görünüyorsun," dedi.
Ciddi olup olmadığına baktım. Matt asla ciddi olamazdı. "Erkek arkadaşların kız arkadaşlarına bu tür iltifatlar etmesi gerçekten gözlerimi yaşartıyor."
Bu dediğime güldü. "Demek istediğim, çok halsizsin. Taylor artık iyi, uyusan bir şey kaybetmezsin. Emin ol o uyandığı zaman seni uyandıracağım."
"Kimi kandırıyorsun? Tabii ki beni uyandırmazsın."
"Beni çok iyi tanıyorsun, bebeğim."
Beni uyandırmayacak olması bile umrumda değildi. Şu an gerçekten yorgun hissediyordum ve uyusam fena olmazdı. "Pekâlâ," dedim ve yerimde uzanarak başımı Matt'in göğsüne koydum. "Taylor uyanırsa beni uyandırmadan kalkamazsın, Espinosa."
Ne kadar zeki (!) biri olduğumu düşündükten sonra Matt'in yüzündeki ifadeye güldüm ve kollarımı ona sararak gözlerimi kapattım.
□□□
Hastanedeki seslerden dolayı gözlerimi hafifçe araladım. Sanırım saatlerdir uyuyordum. Etrafa baktığımda bizim çocuklardan birkaçının doktor Bexlaham ile konuştuklarını duydum. Başımı kaldırıp doğrulduğumda Matt de uyanmıştı. Birlikte mi uyumuştuk? Ve az önceki pozisyonda? Ah, çok şiriniz!
Doktor gittikten sonra Cameron yanımıza geldi. "Uyandı," dedi sevinçle.
Anında ayağa kalkmış ve odaya giriş yapmıştık. Taylor'ın gözlerinin açık olduğunu gördüğümde onu rahatsız etmek istedim. Yanına ilerledim ve saçlarını karıştırdım. Yüzünü buruşturduğunda sırıttım. "Selam domuzcuk!" Kenardaki koltuklardan birine oturdum. "Bizi bırakıp gitseydin sana gerçekten bildiğim tüm küfürleri saydırabilirdim," diye devam ettim.Konuşacaktı ama izin vermemiştim, konuşmaya devam ediyordum.Ona gerçekten birşeyler anlatmaya ihtiyacım vardı.Hani yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınız vardır, sizin yanınızdan birkaç yıllığına ayrılıp geri dönmüştür sizde ona burda olup biteni özlemle anlatmak istersiniz.Tam olarak şuan öyleyim.Taylor'a, "Hem ben senin ölmeyeceğini biliyordum, üzülmedim o yüzden.Çünkü domuzlar erken geberemez, sahipleri izin vermez." diyip burnunu sıktım.Taylor konuşmaya başladı, "Durmadan konuşmanı çok özlemişim ama ıstersen yüzünü yıka derim.Sevgilisine süslenip, sevgilisinin başka bır kızla öpüştüğünü gören kızlar'ın güçlü kalamamış örneği gibisin." dedi.Herkes ona şaşkın şaşkın bakıyordu, resmen iki saniye'de mizah yaratmıştı.Bazen Taylor'un içinde biryerlerde çok farklı ve gizli bir yeteneğin olduğunu düşünmüyor değilim.Taylor devam etti, "Evet, hepiniz biliyorsunuz ki Edebiyat dersinden hep A+ alıyorum.".Bu dediğine hepimiz güldük, ben hariç.Ben anırdım.Ameliyat'tan çıkmasına rağmen insanları çok içten güldürebiliyordu, en çok bu yönünü seviyorum. Biraz ortam sakinleştikten sonra Taylor, " Sidney,biraz konuşabilir miyiz?"dedi, herkes Taylor'u dinleme pozisyonuna geçtikten sonra Taylor, "Yalnız sen ve ben."dedi.Sonra herkesin teker teker kapıdan çıkışını izledim.Matthew, "Ben kapının karşısındaki koltuklardayım, merak ederseniz.Sanmıyorum." dedi.Kesinlikle trip atıyordu.Sonuna kadar haklıydı, Taylor'ın iyileşmesine o kadar kafa yormuştum ki Matt'i farkedememiştim.Tam kapıdan çıkarken sırtına atladım ve arkasından dudağına yapıştım, öperken gülümsediğini farkettiğimde, "Sen her saniye kalbimde özleniyorsun, yanımda olduğunda bile." dedim."Tamam, tamam izin veriyorum konuşun"diye cevap verdi Matthew.Odadan çıkarken boynuma öpücük bırakıp odadan çıktı.Sonra bende yerime geçtim ve konuşmaya başladım, "Sorun nedir Tay?".Cevap verdi, "Üzgünüm."
"Ne için?"
"Sana yalan söylediğim için."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Açıkçası bu seninle ilgili, karışmama pek uygun olur mu bilemem."
"Çok konuşuyorsun.Ayrıca ne zamandır ben sana 'Hayatıma karışma' dedim?"
"Hiçbir zaman."
"Ee, o zaman?"
"Pes ediyorum, anlatıcam."
Bunu dediğinde zafer kazanmışçasına gülümsedim ve konuşmasını devam ettirmesini bekledim,anlatmaya başladı.
"Sana kaza sonucu öldüğümü söylemiştim.Kaza sonucu değil,"
YENİ BÖLÜM GEÇ GELDİ ÇOK ÖZÜR DİLERİM GERCEKTEN SINAVLAR VE PERFORMANSLAR YÜZÜNDEN GECİKTİRDİM AMA SÖZ VERİYORUM BİR DAHA OLMAYACAK, YENİ BÖLÜM GECİKTİREN YAZARLAR GİBİ OLMAYACAĞIMA SÖZ VERİYORUM PİZZALARIM BU BÖLÜMDE ÇOK EKŞIN YAPTIM SKSLLAXKKS AYRICA BU BÖLÜMÜ YAZMAMDA HERŞEYİM OLAN VARLIĞIN ÇOK YARDIMI OLDU; @elenadogru ONU ÇOK SEVİYORUM BURDAN İLETEYİM ;** , HİKAYENİN YENİ ADI VE KAPAĞINI BEĞENMİŞSİNİZDİR UMARIM-HEP KAPAK DEĞİŞTİRİYORDUM BU UZUN BİR SÜRE KALACAK HOŞUMA GİTTİ- GÖRÜŞÜRÜZ <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Catch Me
أدب الهواة"Hayat her zaman yalanlara inanmaktır.Bu yalanlar'ı hiç güvenmediği biri söylese bile inanır."