❄
Eskisi Gibi
Sıraya bacaklarımı uzatmış İngilizce notlarına göz atıyordum.Hiç bir bok anlamadığım o notlar Jisoo'nun notlarıydı gayet net anlaşılır bir yazısı vardı fakat ben anlamıyordum.
''Taehyung'u İngilizcenin derinlerinden çekip alabilecek var mı ?'' diyen Jimin dalga geçerek bana bakıyordu yanında da birkaç arkadaşı vardı.Sohbet ediyordular ve şimdi dikkatini bana vermişti.
''Matematik olsa olurdu ama ben daha kendi dilimi düzgün konuşamıyorum o yüzden...'' diyen Youngjae ellerini iki yana açmış omuzlarını silkmişti.
''Yoobin iyi bilir ya.'' Diyen Siyeon'a baktım kaşlarımı kaldırarak şüpheyle.
''Hadi be ordan Yoobin'den daha iyi konuşurum ben İngilizceyi.''Diyen Sehun alayla güldüğünde kafasına sert bir şey geldi.Siyeon ve Youngjae katıla katıla gülerken gözlerimi devirdim.İyi insan lafın üstüne gelirmiş...
''Terbiyesiz tavuk !'' diyerek Sehun'un bel boşluğuna parmağını batırmasıyla Sehun geri kaçtı.Ardından Sehun'un kafasına fırlattığı beyaz içi baya dolu olan kalemliği aldı.
''Kulağın mı var yerde reis nasıl duydun ?'' Diyen Jimin elini uzattığında beşlik çaktılar.
''Nasıl da boş yapıyorsunuz.'' Diye mırıldandığında Siyeon onun yanağını sıktı hafifçe.
Pembe saçlarına rağmen hala havalı gözüküyordu.
''Bayan Kim'in dersinden çıktım kafam bir milyon.'' Derken saçlarını karıştırdı Yoobin.
''Tarihçiyi diyorsan o kadının dediğinden hiçbir şey anlamıyorum ben.'' Diyen Sehun yüzünü buruşturmuştu.Kim Yongsun komik bir tarih öğretmeniydi.Çok tuhaf ders anlatma methodları vardı.
''Kadın size ne yaptı ya ?'' diyen Jimin yan sırıtışla onlara bakıyordu.
''Bu çocuk harbiden sapık.'' Diyen Youngjae'Ye gülümsedim.Haklıydı.
''Bari öğretmenlere yürüme gevşek herif.'' Diyen Siyeon gözlerini devirdi.
''Jimin şey değil mi ? Iron Man ?'' dediğimde herkes gülerek beni onaylarken ben de güldüm.
''Dahi, milyoner, zampara, hayırsever ?'' Diyen Jimin tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.Gülerek cevapladım.
''Dahi kısmını saymazsak oldu.'' Dediğimde Youngjae'nin gürültülü kahkahası tüm okulda duyuluyordu şimdi.
''Kıskanmayın kadın beni seviyor ezikler.'' Dediğinde gözlerimi devirip sandalyede biraz daha yayıldım.
''HEYT TOPARLANIN KRALİÇENİZ GELDİ !'' diye bağıran Jisoo'nun sesiyle herkes kapının olduğu tarafa döndü.Ellerini iki yana açmış gülümsüyordu.Halkını selamlayan Kraliçe Elizabeth havasıyla yürüyerek sınıfın ortasında durdu.
''Bir kamp gezisi başvurusu yaptım.Eğer kabul edilirse tüm sınıf geliyor yüzümü kara çıkarmayın olur mu ?'' dediğindeSınıfta olan birkaç kişi geziyle ilgili birkaç soru sormaya başlamıştı bile.Baygın bakışlarımı Jisoo'dan çekmezken içeri Jinyoung girdi.
''Yah Kim Jisoo duyuruyu çoktan sınıflara yapmışsın senin yüzünden rezil oldum.'' Diyen Jinyoung ile Jimin ona gülmeye başladı.Kimse gülmezken hemde.Sonra yvaşça kahkahası gülümsemeye dönüştü ve yüzü asıldı.
''Komik olduğunu düşünmüştüm.'' Başımı onaylamazca sallarken karşımda ki kaosa ilgimi tekrar verdim.
''Sana o gezi önerisini yapan bendim canım geri bas şimdi.'' Dediğinde Jinyoung derin bir nefes alarak gözlerini tepeye dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELICATE | Vhyun ✓
FanfictionBenim ruhum paramparçaydı, onun ise bedeni kırılgandı...