❄
11
Yanaktaki İstiridye İncileri
Sabahın erken saatlerinde okulda olmak çok boktandı pek tabii.Bir de erken gelmiştim.Jimin ile karşılaşmamak içindi.Bana mesaj da atmamıştı.Külüstür kaydırmalı tuşlu telefonuma tekrar baktım.Gerçekten kötü davranmış olmalıyım ki böyle küstü.
Omuzlarım çöktü.Boş sınıf beni iyice depresyona soktuğundan ayaklanıp bahçeye çıkma kararı verdim.Hava bugün bir hayli soğuktu.Sanırım kış erken geliyordu.
Rüzgar sert şekilde eserken saçlarım alnımı terk ederek geriye doğru uçtu.ellerim cebimde bir banka ilerliyordum ki ilerden Gelen beyaz teni gördüm ve adımlarım durdu ellimin tekiyle önüme gelen saçı kenara çektim.Mor.
Uzun mor saçlar.Ek olarak başıma taktığı bordo bir ressam beresi.Nefes almamı güçleştiren rüzgâr mıydı yoksa o mor rengi mi bilmiyorum...
Küçük gözlerini tereddütle yerden kaldırdığında göz göze geldik.Onunda adımları durdu.Hiç bir şeyden korkmayan ben tam şuanda onu kaybetmekten çok çok fazla korkmaya başladım.Elini yumruk yapıp ağzına götürürken sahte bir şekilde öksürdü ve hazır gözlerini benden almışken kendime gelip başımı sağa sola sallayıp ellerimle gözlerimi ovaladım.
''Günaydın.'' Dahyun'un sesiyle ellerimi yüzümden çektim.Gülümseyerek bana bakıyordu.Ben de gülümsedim.
''Günaydın.Ş-şey saçların...değişik olmuşlar.'' niye kekeliyordum neyim vardı benim ?!
''Ee..Evet Jisoo çok ısrarcı oldu ben de kırmak istemedim.'' Dediğinde gülümsedim ve elimle okulu gösterdim.
''Hava soğuk içeri girelim.'' Dediğimde başıyla onayladı ve birlikte yürümeye başladık.Sanırım Jisoo o cadıyı ilk bulduğum yerde ona çikolata ısmarlayacağım.Sanırım hayatında yaptığı tek doğru şey Dahyun'un saçını mora boyamaktı.Favori rengimin olmasının etkisi büyüktü ama gerçekten çok yakışmıştı.
Yanımda sallanan kollarımdan tekini havaya kaldırdım.Elim enseme gitti.Gerilmiştim.Sanki parıldayan bir kalemin yanında buruşturulmuş kağıttım.Saçını boyamadan önce de böyleydi.Hep böyleydi.O gerçekten harika biriydi ve ben çöp tenekesiydim işte.
''Ş-şey soracaktım...'' Diyen Dahyun ile koridorda ilerleyen ayaklarımız durdu.Ona döndüm gülümseyerek.
''Tiyatroya yeni üye bulamadınız değil mi ?'' Diye sordu kaşlarına bükerek.Dudak büzdüm.
''Aslında Jimi-'' dilimi ısırdım.Tabii Jimin ile en son tartıştık.Barışmam gerekiyordu.
''Şey önemli değil boş ver bulamazsanız da sorun değil.'' hızlı hızlı konuştuktan sonra koşar adım sınıfına ilerledi.Sallanan mor saçlarıyla aptal bir sırıtış yüzümü kapladı.Ben de tam sınıfa girecekken Wheein'i gördüm ve durdum.
''Jimin ile tartıştınız mı ?'' hemen de duymuş.Gözlerimi kıstım.
''Evet o mu söyledi sana ?'' Dediğimde alt dudağını kemirirken başıyla onayladı.
''Somurtarak sırasında oturmuş dışarıyı izliyor anlamak çok da zor değil.'' Dedi gülümseyerek.Omuz silkip sınıfa gireceğim sıra kolumdan tuttu.Dönüp baktım.
''Şey...İyi dersler.'' Dedikten sonra arkasını dönüp gitti kaşlarımı çatarak sınıfa girdim.Sınıfta birkaç kişi vardı.Sanırım dersin başlamasına daha vardı.Saate baktığımda 15 dakika olduğunu gördüm.Tekrar sınıftan çıkıp Jimin'in sınıfına ilerlemeye başladım.Aptalın teki olmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELICATE | Vhyun ✓
FanfictionBenim ruhum paramparçaydı, onun ise bedeni kırılgandı...