Jimin
Birinci ders bitmişti bile. Hızla sınıfımdan çıkıp, jungkook'un bulunduğu sınıfın kapısına yönelmiştim.. İçeriye baktığımda bir grup kız, jungkook'un peşinde toplanmıştı. Ne konuştuklarını dinlemeye başladım
"Jungkook oppa. Jimin oppa ile sevgili misiniz?"
"Evet. Hatta yakında evlenebiliriz."
"Jungkook oppa bana, gaylerden nefret ettiğini söylerdin. Senden hiç beklemezdim doğrusu..."
"Kaderimizi bilemeyiz değil mi, kızlar?"
"Ama oppa, jimin oppa seni nasıl istiyor? Sen playboysun.."
"İnsanlar değişebilirmiş demek ki.. Hanginiz, benim birisine aşık olacağımı, hatta bir erkeğe aşık olacağımı düşünebilirdi?"
"Ben düşünmezdim.. Asla"
Hepsi aynı tepkiyi verdiğinde, jungkook tavşan dişleri ile gülümsemişti. Kıskanmıştım... Herkes onu görmemeliydi. Özellikle sürtükler.
"Aaa jungkook aşkım. Neler yapıyorsunuz böyle?"
"Jiminie? Hoş geldin. Seni beklerken kızlarla sohbet ediyordum.. dışarıya çıkalım mı?"
"Çıkalım, sevgilim. Benim yrkışıklı, tavşan dişli sevgilim. Biliyor musunuz kızlar, jungkook'u çok seviyorum. Çünkü sevmemem için bir neden yok. Hem o benim sev- aşkım d-dursana çekiştirme- aish!"
Kızlara gösteriş yaparmış gibi yüksek ses ile konuşurken, bana değişik değişik bakıyorlardı.. Jungkook durumun saçmalığını kavramış olmalı ki, beni dışarıya çıkarmak için yeltenmişti.
"Hadi jiminie, yemek yemek istiyorum.."
Koluma girip, kantine doğru adımlamaya başladığında ona eşlik etmek zorunda kalmıştım.
"Jiminieee"
"Huh?"
Kantinde oturmuş, çikolatalı sütümü yudumlarken, jungkook sonunda yemeğinden başını kaldırıp bana bakabilmişti.
"Ne oldu sana böyle?"
"Sadece.. Stresliyim."
"Niçin?"
"Akşam annen gelecek"
"Eee?"
"Ne ee? Bu büyük bir stres kaynağı.."
"Sadece rahat ol.."
"İnanabiliyor musun? İlk derslerde sürekli uyuyan ben, bu ders hiç uyumadan, akşam ne yapacağını düşündü!"
"Uuu bu senin için büyük bir olay sevgilim!"
"Ne yapacağız?"
"Hiçbir şey. Sadece akışına bırak tamam mı?"
"Tanrım! Benim ölen bir bebeğim var! Onu tamamen unuttum!"
"Vah vah. Şimdi yasına geri dön aşkım"
"Bebeğimi özledim. Onu karnımda hissetmeyi özledim ben kookie.."
"Yenisini yapmaya ne dersin?"
"Hayır! Ben daha ölen bebeğimi unutmadım!"
"Tanrım... jimin..."
"Jungkook.. Beni bu konu hakkında zorlama. Lütfen.."
"Pekala, sen ne zaman istersen."
Zilin çalma sesi ile yerimizden kalkıp. Sınıflarımıza çıkmıştık..
"İyi dersler jiminie~"
"İyi dersler kookie~"
Sınıfa girdiğimde, yerime oturup başımı sıraya koymuştum. Bugün profesör izinliydi, derse giremeyeceği için rahatça uyuyabilirdim...Kafama gelen sert darbe ile, sinirle ayağa kalkıp söveceğim sırada taehyung'u görmem ile, kocaman sarılmıştım.
"Bakıyorum son zamanlarda fazla atarlısın jimin-ssi?"
"Taehyung! Nerelerdesin sen!?"
Günler sonra ilk defa görmüştüm onu. Bebeğimi ilk kaybettiğimde ne kadar arasam da ulaşamamıştım. Okula da gelmiyordu..
"Büyükannem ciddi bir rahatsızlık geçirdi jiminie. Ben de ailemin yanında olmak için yanlarına gittim. O kadar üzülmüştüm ki, telefonumu şarja bile takamadım. Özür dilerim~"
"Oh, geçmiş olsun taehyungie~ büyükannen şimdi daha iyi mi?"
"Evet. Şu aralar daha iyi."
"Ama inan bana, çok daha zor şeyler geçirdim.."
"Nelere oldu? Korkuyorum.. jungkook ile kavga etmediniz değil mi?"
"Hayır..."
•••••••••••••••••
Olayların hepsini anlattığımda, ilk ağlamıştı. Fakat jungkook ile artık sevgili olduğumuz haberi onu mutlu etmişti.
Evet. Uzuuun bir bölümden kastım buydu arkideşler öföföfö lan ben tae'yi unutmuşum amk kdkdkfkkc
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heart beat | kookmin
FanfictionBir gecede aralarındaki abi-kardeş ilişkisinin sona erip, aşk ilişkisine dönüşeceğini bilemezlerdi... -mpreg-