24

100 12 18
                                    

*Jisoo*

Akşama kadar hiçbir şey yapmadım.

Sadece oturdum.

Jinyoung da oturdu...

Hala yağan yağmurda kapımın önünde oturdu.

Ama umrumda değildi...

Yatağa yatıp cama vuran yağmur damlalarının sesini dinledim.

Sonra...

Sonra birden Jinyoung'un dışarıda üşüdüğünü düşündüm.

Hem de çok üşüyordu...

Yağmur yağıyordu.

Hemen bir battaniye alıp aşağıya indim.

O kadar da taş kalpli değildim. Üzerini örtecektim.

Uyumuştu.

Üzerine elimdeki battaniyeyi güzelce örttüm.

Ve eve geçtim.

Yatağa yattım. Bir süre sonra göz kapaklarım ağırlaştı ve uykuya daldım.

~

Evet bugün pazardı.

Sunuculuk vardı.

Bugün BTS programda performans sergileyecekti.

Ve bugün Jinyoung'la sunuculuk yapacaktım.

Evet maalesef ki öyleydi.

Acıkmıştım.

Kahvaltı yapmak için mutfağa gittim.

Ama nedense bugün canım evde kendime kahvaltı hazırlamak istemedi.

Üzerimi giyindim. Bugün sabah sabah ramen yemeye karar verdim.

Kapıdan çıktım. Jinyoung hala uyuyordu ve dün gece üstüne örttüğüm battaniyeyi sıkıca tutuyordu. Battaniyenin bir ucunu sanki kokluyormuş gibi burnuna yaklaştırmıştı.

Umursamadan yürüdüm.

Ufak bir lokantanın önünde durup ramen aldım. Kasaya giderken gözüme çilek aromalı sular çarptı.

Onları severdim.

Jinyoung da öyle...

Bir tane çilek aromalı su ve ramen alıp kasaya gittim ve parasını ödeyip çıktım.

Eve geldiğimde Jinyoung hala uyuyordu. Yanına aldığım çilekli suyu bırakıp eve girdim.

Rameni hazırlayıp yedim. Sonra da giyinmek için odama çıktım. Programdan önce binaya gitmek istiyordum.

Hazırlandıktan sonra evden çıktım. Jinyoung uyanmıştı. Beni görünce ayağa kalktı. Elinde battaniyem ve çilekli su vardı. 

"Jisoo lütfen dinle beni. Hiçbir şey düşündüğün gibi değil."

Yüzüne bakmadan "Sana da günaydın." dedim. 

Ve bir taksiye binip sunuculuk yaptığım binaya gittim.

Daha çok erken olduğu için pek fazla insan yoktu. 

Oturup Jin'i beklemeye başladım.

Yeni sevgilimi...








Where Wind Drags Us... •Jinji•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin