Where Wind Drags Us... •Jinji•

19

*Jinyoung*

Sabah uyandığımda yine sıkıcı bir gün geçireceğimin farkındaydım. 

Ben de bu yüzden bir sonraki pazar gününü beklemeden Jisoo'yla buluşmaya karar verdim. 

Jisoo'yu aramak için telefonu aldığımda JYP'den mesaj geldiğini gördüm. 

Neden sabah sabah bana mesaj atmış olabilirdi ki?

JYP: Jinyoung yanıma gelir misin? Seninle bir şey konuşmak istiyorum.

Meraklanmıştım. Ne konuşmak istiyordu ki?

Diğer üyeler daha uyanmamıştı. Üzerimi değiştirdim ve bir taksiye binip JYP binasına gittim.

İkinci kata çıkıp JYP'nin odasına doğru yürüdüm. Odasının kapısı açıktı. Geldiğimi görünce gülümsedi ve "Hoş geldin Jinyoung. Gel otur." dedi.

Masasının önündeki koltuklardan birine oturdum. 

JYP konuşmaya başladı "Jinyoung, ben seni buraya bir teklifte bulunmak için çağırmıştım." dedi.

"Tabii. Teklifiniz ne?"

"Benim çok yakın bir arkadaşım var. Kendisi yönetmen. Bu sabah beni aradı. Yeni bir dizi çekeceğini ve bu dizide senin de oynamanı istediğini söyledi. Senin oyunculuğunu çok beğeniyormuş. Peki sen... Ne dersin bu işe?"

Ahh lanet olsun yine mi bir film? 

Artık aktörlük beni yoruyordu. Hem sunuculuk hem aktörlük hem de şarkıcılık...

Hepsini birden nasıl yürütebilirdim?

Bir süre düşündüm. 

Aslında JYP'yi kırmak istemiyordum. Ama yeni bir dizi de istemiyordum.

Karar vermem gerekiyor. JYP cevabımı bekliyordu...

"Peki. Sizi kırmak istemem." dedim. Evet lanet olsun ki böyle dedim...

"Teşekkürler Jinyoung. Beni kırmayacağını biliyordum. Sette başarılar."

"Teşekkürler."

Bir süre sessizlik oldu. JYP telefonuna bakıyordu. Galiba arkadaşını arayıp kabul ettiğimi söyleyecekti.

Telefondan başını kaldırıp bana döndü.

"Ha bu arada çekimlere bu akşam başlıyormuşsunuz Jinyoung. Sahilde olacakmış. Saat dokuzda."

"Tamam. Şey... O zaman söyleyeceğiniz başka bir şey yoksa ben gideyim mi?"

JYP gülümsedi ve "Evet gidebilirsin Jinyoung. Görüşürüz." dedi.

Ben de "Görüşürüz." dedim ve kapıya yöneldim.

JYP arkamdan seslendi "Jinyoung sana bir şey söylemeyi unuttum."

Arkamı dönüp JYP'ye baktım.

"Sana güzel bir haberim var. Dizide partnerin yabancı biri değil. Park GyuYoung. Senin için iyi olur." 

Tabii ya ne iyi olurdu (!) 

Yapmacık bir gülümsemeyle "Hmm öyle mi? Ne güzel. Sevindim." dedim ve odadan çıktım.

Neydi bu? 

Gerçekten neydi?

Hayat inadına Park GyuYoung'u karşıma mı çıkarıyordu?

Ne diye kabul ettim sanki dizide oynamayı?

Shit...

Evet Park GyuYoung istediğini yapan biriydi ve galiba şimdi de istediğini yapmıştı.

Jisoo'ya 'Seni Jinyoung'dan ayırmak için her şeyi yapacağım.' demişti.

Her şeyi o planlamıştı.

Sinirli sinirli eve geri döndüm. 

Artık böyle sinirliyken Jisoo'yla da buluşamazdım.

Sadece oturup akşam saat dokuzu bekleyebilirdim.

Bugünün tarihi neyse bir yere kazımalıyım. 

Çok sevdim bu günü...