*Jisoo*
Programın başlamasına bir iki dakika vardı.
Jinyoung gelmişti ve hazırlanmıştı. Hiç konuşmadan yanımda oturup programın başlamasını bekliyordu.
Ve ara sıra da öksürüyordu.
Çünkü dün gece yağmurda baya ıslanmıştı...
Geldiğinde bana merhaba demişti. Sesinde artık bir umut kırıntısı bile yoktu...
Bts son dakikada geldi. Ve program başladı.
Jin bana bakıp gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Programdan önce onunla konuşmaya fırsatım olmamıştı. Ama programdan sonra onunla konuşacaktım.
2 saat sonra...
Program bitmişti.
Üzerimi değiştirdim ve Jin'le konuşmak için odadan çıktım.
Gözlerim onu ararken o beni bulmuştu.
"Selam Jisoo"
"Selam. Jin şey... Ben sana bir şey söylemek istiyorum. Kabul ediyorum... Seninle sevgili olmayı kabul ediyorum." Her şeyi bir anda söylemiştim.
Gülümsedi. Sanki bunu bekliyor gibiydi.
"Öyle mi? Ne güzel. Çok sevindim Jisoo."
Bana yaklaştı. Gözlerini gözlerime dikti.
Sonra yandaki kapıyı açtı. Burası benim hazırladığım odaydı.
Kolumdan tuttu. Birlikte odaya girdik.
Beni duvarla arasına aldı.
Hayır...
Hayır ama bu fazla erken...
Fısıldayarak "Çok güzelsin Jisoo..." dedi.
Rahatsız oluyordum.
Hem de çok.
Sonra birden..
Birden tişörtümü sıvadı, soğuk ellerini belimde hissettim.
"Jin yapma.. Fazla ileriye gidiyorsun."
"Şşt... Sakin ol Jisoo..."
Tişörtümü üzerimden çıkardı ve yere attı.
"Jin ne yaptığını sanıyorsun?"
Cevap vermedi sadece sırıttı. Ve kendi üzerindeki tişörtü de çıkardı.
Yerdeki tişörtüme uzandım. Ama beni engelledi. Kollarımdan tuttu.
Makyaj masasına ilerledi. Masanın üzerindeki her şeyi yere attı ve beni masaya yatırdı.
Ağlıyordum bir yandan da Jin'e yapmamasını söylüyordum ve ondan kurtulmaya çalışıyordum. Ama güçlü ellerinden kurtulmak imkansızdı...
Boynuma eğildi ve küçük ısırıklar bırakmaya başladı.
İşte o an..
O an kendimi çok kötü hissettim.
Neden?
Neden onunla sevgili olmak istemiştim?
Neden hayatta aldığım tüm kararlar, yaptığım her şey benim pişman olmamı sağlıyordu?
O an ses tellerim yırtılırcasına çığlık attım.
Birinin duymasını umdum...
"Hey ne oluyor burada?"
Bu sesi nerede duysam tanırdım..
Bu Jinyoung'un sesiydi...
Belli ki odaya gelmişti.
Jin hemen yerdeki tişörtünü giydi ve odadan çıktı.
Jinyoung'un ona bir şey söylemesine fırsat vermeden odadan çıktı.
Bense ellerimle yüzümü kapatmıştım, ağlıyordum.
Jinyoung yanıma geldi.
"Jisoo... Ağlama her şey geçti."
Yavaşça kolumdan tutarak beni oturur pozisyona getirdi.
Elinde tişörtüm vardı.
Bana tişörtümü giydirdi.
Yanıma, masaya oturdu ve beni de kucağına oturttu.
Kafamı ona yasladım.
Yavaşça saçlarımı okşadı.
Birkaç dakika sakinleşmemi bekledikten sonra sanki bir anneymiş gibi "Bana olanları anlatmak ister misin?" dedi.
Kafamı evet anlamında salladım ve olanları anlattım. Tüm ayrıntılarıyla.
Anlattıklarımı bitirdikten sonra Jinyoung konuşmaya başladı.
"Jisoo ben seni aldatmadım. GyuYoung bizim aramızı bozmak için komplo kurmuş. O gün JYP bana bir dizide oyunculuk yapmamı teklif etmişti. Ve ben de onu kırmamak için kabul etmiştim. Ama dizide partnerimin GyuYoung olduğundan haberim yoktu... Sonradan öğrenince çok pişman olmuştum ama iş işten geçmişti. Çekimler o akşam başlıyordu. Sahilde olacaktı. Akşam sahile gittim ve beklemeye başladım . Etrafta kimse yoktu. Şaşırmıştım. Ama bir süre sonra GyuYoung geldi. Ve ondan sonra galiba beni bayılttı. Çünkü sonrasını hatırlamıyorum."
Sözünün geri kalanını ben tamamladım "Ve ondan sonra seni evine getirip o fotoğrafı çekip bana atmış." dedim.
Jinyoung "Evet o lanet kadın o gün bunları yapmış." dedi.
"Jinyoung ben çok özür dilerim o gün yağmurda gece boyunca evimin önünde bekledin. Ve galiba şimdi hastasın. Çok üzgünüm."
Gülümsedi "Önemli değil. Peki... Barıştık mı?"
"Tabii ki barıştık." dedim.
Gülümsedi. "Jisoo sen iyi olduğuna eminsin değil mi? O pislik herif sana bir şey yapmadı?" dedi. Emin olmak istiyordu galiba...
"Evet bir şey yapmadı. Ama sen gelmeseydin kötü şeyler olacaktı Jinyoung."
Jinyoung'un gözleri boynuma gitti. Elini boynumdaki morarıklara sürerek "Boynunu morartmış." dedi. Ve sonra da "Onu BigHit'e söylemeliyiz. Yaptığının cezasını çekmeli." dedi.
Yüzüme baktı "Kendini toparladıysan seni evine bırakayım mı?" dedi.
"Olur." dedim.
Dışarıya çıktık. Beni arabasına bindirdi ve eve gittik.
Arabadan indim ama eve girmek istemiyordum. Çünkü yalnız başıma kalacaktım ve bugün olanlardan dolayı korkuyordum.
Jinyoung'un elinden tutum ve "Benimle kal... Korkuyorum." dedim.
Arabadan çıktı. Yanıma geldi. Baş parmağıyla yanağımı okşayarak "Soo-ya korkmasın. Ben onunla kalırım." dedi.
Birlikte eve girdik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where Wind Drags Us... •Jinji•
Fanfiction"Küçükken çimenlere uzanıp yıldızları seyretmeyi çok severdim Jisoo. Yıldızlara bakıp hayal kurardım. Hani bazen insanlar bulutlara bakıp hayal kurar ya... Ben de yıldızlarla hayal kurardım. Ve böyle mutlu olurdum. Beni yıldızlar mutlu ederdi Jisoo...