Zengin bir ailenin değerli oğlundan sonra doğan
kız çocuğu, maddi olanakların dibine kadar sahipken manevi hislerden bir o kadar yoksun, çocukluğu travma dolu Belinay. Ailesi her istediğini aldı diye mutlu olmasını beklenen Belinay.
Kızgın, hayata küsmüş ailesiyle manevi olarak bağı olan insanları kıskanan Belinay. Ben Belinay ve bu benim hayatımın özeti....
Odamdan pembe ceketimi de alıp çıktım. Merdivenlerden aşağı inerken annem ve babamın tartışma seslerini duydum. Sık sık tartışırlardı zaten ama bu sefer benim de adım geçiyordu. "Günaydın. Yine neşeniz yerinde bakıyorum." Alayla söylediğim şeye cevap vermediler. Masaya doğru yaklaştım ve sandalyeye oturdum. "Günaydın kızım." Anneme baktım ve gülümsedim. "Ee... Bu seferki tartışmanızın sebebi nedir acaba?"
"Sen karışma." Babam sus ve yemeğini ye diyordu yani. Omuzlarımı silktim, dertlerini dinlememek işime gelirdi. Artık onlar ve dertlerinden içim şişmişti. "Alnın nasıl oldu, kızım?" Annemin sesi kısılmıştı. "Neden sesin kısıldı anneciğim? Yaptığın şeyden mi utandın yoksa?"
"Annenle düzgün konuş, kazaydı."
"Evet, sana sinirlendi. İçip içip kafayı buldu. Ne alakaysa beni sen sandı ve kafama şişeyi geçirdi. Bunlar normal kazalar... Haklısın, her evde olur böyle şeyler." Daha boş midemi yemekle dolduramadan gereksiz laflarla içim şişmişti. Yemek yiyesim de kaçtığı için sandalyeden kalktım. Babam kaşlarını çattı. "Nereye?"
"Doydum. Şirkete gideceğim."
"Gerek yok."
Bu sefer kaşlarını çatma sırası bendeydi. "Nasıl gerek yok?"
"Seninle konuşmamız gerek." Ona doğru birkaç adım attım. "Konuş."
"Çalışma odama geçelim."
"Peki." Beraber odasına geçtik. Babam koltuğuna geçti ve oturdu. Ben de masasının önüne yerleştirilmiş iki deri koltuğun oraya geçtim ve birinin üstüne oturdum. Sağ bacağımı, sol bacağımın üzerine attım. "Dinliyorum?"
"Bir talibin var."
"Yani? Hâlâ nereye varmak istediğini anlamıyorum."
"Ben de kabul ettim." Babam gözlerimin içine sert bir şekilde bakıyordu. Sanki bunun üzerine cevap vermemi istemiyor, sadece kabullenmemi bekliyor gibiydi.
Hışımla ayağa kalktım. "Sen... Sen bunu nasıl yaparsın?!"
"Gereksiz tepkiler verme, Belinay."
"Gereksiz tepkiler verme mi? Kafan yerinde mi senin?! Ne dediğini algılayabiliyor musun sen?!" Babam da ayağa kalktı ve sinirle ellerini masaya vurdu. "Kes sesini! Senin karşında çocuğun yok. Bu nasıl bir konuşma adabı böyle?! Ben düzgün konuşurken hem de?!"
"Ne saçmalıyorsun sen? Sorun sesimin yükselmesi mi?! Gerçekten mi?" Elimle başımı ovaladım. "Sen bana sormadan nasıl böyle bir şeyi kabul edersin?"
"İstedim. Düşündüm, seni isteyen varlıklı şirkete ortak olacak bizi daha da yükseltecek bir aileydi. Mantıklı geldi ve kabul ettim Belinay."
"Şirket zaten iyi durumda!"
"Sesine dikkat et!" Babam kükredi ve bana doğru yaklaştı. "İstemiyorum. Duydun mu beni? Senin para kaynağın olmak istemiyorum. Ben mal mıyım? Beni satıyor musun?! Kızınım ya ben senin! Nasıl bu kadar alçalabilirsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELİNAY -DÜZENLENİYOR-
ChickLitBaşlama Tarihi: 04.05.2019 "Korkarsan elimi tutabilirsin." dedi çapkın bir gülümsemeyle... Burak'ın ona dediği söz aklına gelmişti ve yüreğinin ağırlaştığını hissetti. -Bu şehri bırakırken seni ve anılarımızı da bırakacağım...