Eve geldik. Burak hızlıca arabadan indi ve kapımı açtı. Gelinliğimi tutmama yardım etti ve evden içeri girdik. İkimizde sessizce bir süre etrafımıza bakındık.
"Ee..." Burak, ensesini kaşıyarak bana dönmüş sıkıntıyla nefes vermişti. "Nerede yatacağım?"
"Yani yatak odası ya da misafir odası bana fark etmez, Burak."
"Sen yatak odasını al, ben de misafir odasında yatayım."
"Tamam. O zaman ben odama geçeyim de, üzerimdeki ağırlıktan kurtulayım."
"Sen böyle düşünüyorsun ama... gerçekten çok güzel oldun."
Gülümsedim. "Teşekkür ederim." Ondan artı bir cevap gelmeyince odama çıktım. Gelinliği zor da olsa çıkarmayı başardım. Dolaba yönelip içinde kıyafet olması için dua etmeye başladım çünkü eşyalar yarın sabah gelecekti. Dolabı açıp elime paketlenmiş siyah bir geceliği aldım. Paketi açtığımda minik bir şok geçirdim. Dantelli, fazlasıyla fantezili geceler/gündüzler için yaşanmış bir gecelikti. Üzerimde iç çamaşırları, bir tarafımda gelinlik bir tarafımda gecelik. Geceliği giymek zorundaydım. Üzerime hızlıca giyindim ve geceliğin hırkasını da üzerime geçirmeyi ihmal etmedim. Oda beyaz ton ağırlıklıydı. Gerçi, benim için pek bir şey fark etmezdi.
Çift kişilik yatağıma yavaşça, keyfini çıkararak uzandım ve huzurumu yaşayarak uykuya daldım.
...
Gözlerimi güneş ışınlarının vurması ve sıcakla açtım. Havalar ısındığı için insan artık uyuyamıyordu. Üstüm başım dağılmış bir şekilde bir süre yatakta oturdum. Sonra dün evlendiğim aklıma geldi. Vay be, ciddi ciddi evlenmiştim. Yatağım köşesinde oturdum ve ayaklarımı salladım. Ayağa kalktım ve odanın içinde olan dış kapının dışında duran ikinci bir kapıya yöneldim. Düşündüğüm gibiydi, ebeveyn banyosu. Banyoya girdim ve işlerimi halledip çıktım. Bornozla odadan çıktım, sonra aklıma bir şey dank etti. Giyecek bir kıyafetim yoktu. Mecburen odadan bornozlu bir şekilde çıkmak zorunda kaldım.
Bu odaya en yakın misafir odasının kapısını çaldım. Tahminlerim doğru çıkmıştı, Burak buradaydı. "Gelebilirsin, Belinay." Kapıyı açtım ve içeri girdim. Bakışları bana döndüğünde gözleri şok olurcasına açıldı. "Sen... böyle ne yapıyorsun?"
"Kuyafetlerimiz gelmedi hâlâ. Giyecek bir şeyim yok."
"Dur dur..." Burak ayağa kalktı ya da kalkmaya çalıştı. Ayağı sendelemiş son anda dengesini sağlamıştı. Odadan çıkmak için sağ kenara kayacaktım ki o da aynısını yapınca son anda çarpışmamak için kapı taraflarına tutundu. "Belinay..." dedi tıslarcasına.
"Efendim?"
"Hava çok soğuk, sen üşütmeden getireyim şı kıyafetlerini."
"Aslında sıcak." Bakışları bana döndü. Yüzü, yüzüme biraz daha yaklaştı.
"Haklısın, gerçekten sıcak..." Başka bir şey demeden beni sol terafa çekti ve hızlı adımlarla telefonda birini arayarak yanımdan uzaklaştı.
...Bir süre sonra ben saçlarımı kurulama ve tarama işlemini bitirmiş hâlâ beklerken Burak odamın kapısını iki kez tıklattı. "Gel, müsaitim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELİNAY -DÜZENLENİYOR-
ChickLitBaşlama Tarihi: 04.05.2019 "Korkarsan elimi tutabilirsin." dedi çapkın bir gülümsemeyle... Burak'ın ona dediği söz aklına gelmişti ve yüreğinin ağırlaştığını hissetti. -Bu şehri bırakırken seni ve anılarımızı da bırakacağım...