Başlama Tarihi: 04.05.2019
"Korkarsan elimi tutabilirsin." dedi çapkın bir gülümsemeyle...
Burak'ın ona dediği söz aklına gelmişti ve yüreğinin ağırlaştığını hissetti.
-Bu şehri bırakırken seni ve anılarımızı da bırakacağım...
Sakin olmaya çalışarak karnını ovaladı. Yanındaki telefonu eline aldı ve yardım edebileceğini düşündüğü kişinin numarasını çevirdi.
-Alo?
-Pınar merhaba rahatsız ediyorum. Ih, evde misin?
-Canım bir sorun mu var? Hayır değilim ama gelebilirim istersen.
-Y..Yok yok. Öylesine sormuştum. Derin bir nefes verdi. Neyse, ben seni tutmayayım. Görüşürüz.
-Anlamadım bir şey ama görüşürüz canım.
Ayağa kalkmış ve adımlarını dış kapıya yönlendirirken ağrısının geçtiğini hissetmişti.
-Allah'ım çok şükür. Bebeğim anneni çok korkuttun. Her ne kadar rahatlamış olsa da artık bir hastahaneye gitmesi gerektiğini biliyordu.
Banyoya gidip rahatlamak için bir duş aldı ve karnını belli eden elbisesini giyindi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saç kurutma makinesi olmadığı için saçlarını havluyla gelişi güzel bir şekilde kurutmuştu.
Eve yakın olan hastahaneyi sormak için ev sahibesi Fatma Hanım'ın katına çıktı. Kapıyı üç kere tıklattı.
-Kim o?
-Benim Fatma Hanım, Belinay.
Kadın hoş bir kahkaha attı ve kapıyı açtı.
-Hoş geldin melek kokulu kızım. Ne iyi ettin de geldin beni ziyarete.
-Hoş buldum. Yaşlı kadın onu içeri davet etmiş ve beraber oturma odasına geçmişlerdi.
Belinay ona hal hatır sorduktan sonra kafedeki iş anlaşmasını anlatmış ve hastahanenin yol tarifini almıştı.
Fatma Hanım 2 yıl önce kaybettiği eşiyle olan aşkını, nasıl evlendiklerini, tatlı kavgalarını ve çocuklarını anlatmış, bazı yerlerde de kıkırdamadan edememişti. Belinay onun bu tatlı haline gülümseden edemiyordu.
Belinay artık eve gitmek için ayaklanmıştı ki kapının sesiyle ikisi de kapıya yöneldi. Gelen Hasan'dı ve Fatma Hanım'ın siparişlerini getirmişti. Hasan Fatma Hanım'a neşeyle gülümsedi.
-Merhaba sultanım. Bu ne güzellik yine gözlerimi kamaştırdın.
Fatma Hanım elini ağzına götürmüş, minik bir kahkaha atmıştı.
-Yaşlı başlı kadınla alay etmeye utanmıyor musun bakayım sen?
-Ne yaşlısı sultanım. Mahalledeki çoğu genç kıza taş çıkartırsın sen. Heyt be! Ver bakalım bir yanak.
