15.BÖLÜM

704 33 23
                                    

"Selam ;)"

Bunu yazanın Mert olmamasını umarak numarayı "?" olarak kaydedip profiline baktım. Ah, tabii ki Mert'ti. Konuşmaya girdim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Görüldü attım ve mesajı arşivledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Görüldü attım ve mesajı arşivledim. Telefonu tekrar şarja taktıktan sonra yorganı üzerime çektim, Burak'a baktıktan sonra gözlerimi sıkıca yumdum. "Lütfen bu yaşadıklarım bir kabus olsun."

...

Alarmın sesiyle gözlerimi istemeyecekte olsa açtım. Yine midem bulanıyordu, koşarak banyoya gidip kustum. Aynada kendime bakarken konuşmaya başladım. "O Mert olacak oksijen kaybı yüzünden o kadar geriliyorum ki midemin bulanması, bu kusmalarım normaldir." diye mırıldandım. İşlerimi halledip banyodan çıktım.

Üniversiteye yeni başlamama rağmen gitmek içimden gelmiyordu ama gitmek zorundaydım. Aynada son kez kendime bakıp yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim ve odadan çıktım.

"Günaydın güzellik." Bu güzellik lafından midem bulanmıştı.

"Lütfen bana bugün güzellik deme."

"Rahatsız olduğunu bilmiyordum. Peki o zaman, demem." Burak yanımdan uzaklaşarak dış kapıya doğru ilerliyordu. "Nereye gidiyorsun?" Dediklerimden pişman olmuştum ama Burak'ın o pisliğin bana seslendiği şekilde seslenmesini istememiştim. Ona yaklaşıp bileğini tuttum.

"İzin verirsen işe gideceğim, Belinay." Burak tuttuğum bileğini benden çekti ve evden çıktı. Gözlerimin dolmuştu, ona neden böyle davranmıştım ki. Arkamı döndüğümde ise üzüntüm kendimden nefret etmeye dönmüştü çünkü Burak, bana kahvaltı hazırlamıştı.

"Lanet olsun!" Bir adım atmıştım ki gözümün karardığını hissettim. Yerimde durup olduğum yere çöktüm. Birkaç dakika içinde kendimi toparladım ve ayağa kalktım. Ev beni bunaltıyordu ve dersim vardı o yüzden hızlıca evden çıktım ve bagaja doğru ilerledim. Arabaya bindikten sonra üniversiteye doğru gitmeye başladım. Üniversiteye vardığımda, arabayı otoparka park edip Öykü'yü aradım. Telefonumu açmayıp kantinde olduğunu söyleyen bir mesaj atmıştı. Sohbet etmeye o kadar ihtiyacım vardı ki neredeyse koşar adım Öykü'nün yanına gitmeye çalışıyordum. Gerçi aptal kafam, daha Öykü'ye evli olduğumu bile söylememiştim. Of, of!

BELİNAY  -DÜZENLENİYOR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin