Belinay ağlayarak kucağındaki meleğine bakıyordu. Doğumunu kolay bir şekilde atlatmıştı ve şimdi o gerçek bir anne olmuştu.
Hemşireler Belinay'ı odasına alırken, kucağındaki bebeği de sağlık kontrolünün yapılacağı yere götürdü.
Hasan doğumhanenin önünde bütün o süreçte heyecanla beklemiş, sonunda Belinay'ı ve Emir'i görmüştü.
-Tebrik ederim. Nur topu gibi bir oğlunuz oldu, dedi hemşire.
Hasan ne diyeceğini bilemeyerek geçmesi için hemşireye yol verdi.
Burak arabasını durdurup, hastanenin kapısının önünde durdu ve arada bir etrafına bakınarak onceden öğrendiği odaya doğru koştu.
Zeynep Belinay'ın doğum çantasını hazırlamış, apartman kapısını kapatıp hastaneye gitmek üzere Umut'un arabasına binmişti.
Burak ayarladığı hemşirenin yanına gitti.
-Bebeğim nerede? Nasıl durumu?
Hemşire heyecanlı babaya gülümsedi.
-Bebeğiniz gayet iyi. Sağlık kontrolü az önce bitti. İsterseniz siz şu odaya geçin ve size bebeğinizi getireyim.
Burak boş odaya geçip üstündeki tişörtü çıkardı. Boş olduğu zamanlarda bebekler hakkında kitap okuyan Burak, bebeklerin böyle daha rahat edeceğini biliyordu. Bundan sonra oğlunu gördüğü her an, kendi ve oğlu için inanılmaz olmalıydı.
Hemşire kucağındaki Emir'le beraber odaya girdi. İlk önce yatakta boylu boyunca uzanmış üstü çıplak Burak'ı görünce afallasa da hemen kendini toparlamış ve bebeği ona uzatmış, Burak'ın ricasıyla fotoğraflarını çekmiş ve odadan bir kaç dakika sonra dönmek üzere çıkmıştı.
-Merhaba Emir, ben senin babanım. Şu kaslı ve yakışıklı olan babalardanım. Sanırım gözlerini açamıyorsun ama beni duyuyorsun değil mi?
Bebeğinin kafasını okşadı ve kokusunu içine çekti.
-Seni seviyorum oğlum ama senin yanında olamadım. Lütfen bana kızma, babacık seni korumak için senden ayrı kalmalıydı. Yoksa seni ve anneni çok seviyorum oğlum.
Burak gözünden akan bir damla yaşı sildi.
-Annene ne kadar teşekkür etsem az oğlum. Keşke ona ömrüm boyunca yanında olarak teşekkür edebilsem ama olmaz... Ah, dünyaya yeni geldin ve ben sana dertlerimi anlatmak üzereyim.
Anneni benim yokluğumda koru tamam mı oğlum. Ben onu çok üzdüm ama sen üzme. Emir'im baban yine gelecek ama artık gitmem gerekiyor ve senin de annenle olman. Seni seviyorum, oğlum.Tam o sırada içeri giren hemşire yine gülümseyerek Emir'i kuvözüne yatırdı ve odadan çıkardı. Burak gidişlerini ve kapanan kapıyı izledi. Hey erkekler ağlamaz diyen kimdi? Burak ona bir yumruk geçirmeliydi bu yalan yüzünden, şuan neden ağlıyordu o halde?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELİNAY -DÜZENLENİYOR-
ChickLitBaşlama Tarihi: 04.05.2019 "Korkarsan elimi tutabilirsin." dedi çapkın bir gülümsemeyle... Burak'ın ona dediği söz aklına gelmişti ve yüreğinin ağırlaştığını hissetti. -Bu şehri bırakırken seni ve anılarımızı da bırakacağım...