(Şarkıyı Diane'nin performansı ile dinleyin, en etkilendiğiniz kısmını yazmayı unutmayın ;)
Diane
Jasper ile mektup hakkında konuştuk. Bana bulduğu ipuçlarını anlattı ve (yaklaşık gecenin ikisinde) beyin fırtınası yaptık. Sabah başımı neredeyse mısır gevreği kasesine sokuyordum ama Jasper benim aksime oldukça dinç görünüyordu.Sandra ile George'a sadece Sabaha Kadar adlı yerden bahsetti. Aslında Sandra bana sade bir elbise ve hafif bir makyaj önerdi ama reddettim. Kahverengi suni deri botlar, lacivert kot pantalon, koyu gri (bana büyük gelen) bir tişört, kahverengi ve gözlerimle aynı renk yeşil taşları olan (suni) deri ceket giydim. Saçlarımı sadece taradım, Sandra'nın bir yerden bulduğu saçlarımla aynı renk bir kırmızı ruj sürdüm. Hazırdım.
Aynada kendime baktığımda gayet hoş durduğumu fark ettim. Kapıyı açtığımda erkekler koridorda bekliyordu. Jasper saçlarından bir kaç ton soluk bir sarı tişört, siyah kot pantalon ve (eski görünümlü, muhtemelen bir zamanlar Rick'e ait olan) spor ayakkabı giymişti.
Oraya bir tek ikimiz gidecektik, onlar da kabul etti. Böylece edindiğimiz bilgileri öğrenemeyeceklerdi, bunu onlara söylemedik tabii. Jasper dayısının arabasını çalıştırdı ve sürmeye başladı.
"Araba sürmeyi nasıl öğrendin? " Dedim.
"Uzun hikaye. " Dedi ve kısa sohbetimiz burada bitti.
Sabaha Kadar adlı yere vardığımızda orasının bir bar olduğunu fark ettik. O kadar da şaşırmadım açıkcası, çünkü Sabaha Kadar adındaki bir yer başka ne olabilirdi ki? Aslında yatak mağazası da olabilirdi, ben yaşlı bir teyze/amca olsaydım yatak mağazasına giderdim. Bara değil. Keşke yatak mağazasına gitseydik de uyusaydım. Neyse, fazla abarttım sanırım...
Barın önündeki orta yaşlı kaslı bir güvenlik görevlisi
"Yardım edebileceğim bir şey var mı çocuklar? " Dedi.
"Ben Rick'in yeğeniyim. " Dedi Jasper da. Ben ise öylece bekledim.
"Rick öldü mü? Siz de bilgi istiyorsunuz, değil mi? "
"Evet, ve bizi içeri alman lazım. " Dedi Jasper.
"Güzel bir genç kız ve yakışıklı bir genç oğlan. Sahneye çıkıp dans edebilirsiniz, eğer iyi dans ederseniz veya güzel şarkı söylerseniz dikkat çekebilirsiniz. Birbirinizden ayrılmayın, sizi burada mahvederler çocuklar. " Dedi adam kapıyı açarak.
Jasper'da sahne korkusu olduğu için (ben inanmadım, bence beraber şarkı söylemek istemiyordu) ben tek başıma sahneye çıkacaktım.
"Jasper yeleğimi alsana! "Diye bağırdım çünkü son ses Mark Posner-I Took A Pill İn Ibiza (seeb remix) çalıyordu. Sahnede iki kişi iç içe geçmiş bir şekilde dans- dışında bir şey-ediyordu, daha çok midem bulanmaması için başka tarafa baktım. Burası leş gibi kokuyordu, o kadar ağır bir koku vardı ki başım dönmeye başlamıştı. Şu ana kadar hiç bar görmemiştim ama görseydim en büyüğü bu olurdu.
Kumar köşesi, bar tezgahı, slot makinaları, masalar, dans pisti, sahne, deli gibi dans eden insanlar... Burada kimse sizi fark edemezdi, o yüzden çekingenliğinizi adeta bir kenara fırlatıyordunuz. Sahneye gittim:Orada isimleri yazan bir adam vardı. Yanına gittim.
"İsmin ne? "
"Elisa-" Derken lafımı kesti.
"İsmin dedim, adın değil. Ne söyleyeceksin? Hızlı karar verirsen iyi olur bu arada. " Dedi sabırsız adam. Aklımda bir sürü şarkı vardı, buradaki insanlar da hareketli müzikleri çok seviyorlardı. Ben de aklıma ilk geleni söyledim:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Kardeşim/Devrim Serisi 1
Mystery / ThrillerDiane 13 yaşında kraliyet ailesinde yaşayan bir kızdır. Ancak ölü bir ablası olduğunu ve 14 yaşında öldürüleceğini öğrenir. Güvenli bir yere gitmesi, ablasına ne olduğunu öğrenmesi gerekir. Diane ablasının ölümünü mü çözecek? yoksa sonu onun gibi mi...