9.BÖLÜM/MAHKEME KARARI

26 15 6
                                    

(Selam okurlarım! Sizi çok seviyorum❤️. Buraya çizimlerimi koyacağım, umarım beğenirsiniz. NOT:Çizimleri bölüm bittikten sonra da yayınlayabilirim. )

Diane
"Ne oldu Michael? Anlatsana. " Dedim fısıldayarak. İç çekti, o sırada kızlara baktım. Anna eliyle kalp yapıyor, Eliza beğeni işareti yapıyor, Ashley bana göz kırpıyor ve Alexsandra bile hafifçe bana (!) gülümsüyordu.

"Diane, haftaya mahkememiz olacak. Ancak biz 'kanun kaçağı' olduğumuz için mahkeme çoktan bizim için karar vermiş. " Diye kulağıma fısıldadı.

"Ne?! Hakkımızda ne kararı vermiş? Haftaya mahkememiz mi var? Bu karar için erken değil mi? Basının bundan haberi olacak mı? " Diye ben de onun kulağına fısıldadım.

"Bilmiyorum Diane, bildiğim tek şey hakkımızdaki idam kararı. 2 haftalık ömürümüz kaldı, son günlerini iyi yaşa. Seninle tanıştığıma memnun oldum. "

"Hayır, Michael. Böyle konuşma. Ölmeyeceğim, ölmeyeceğiz. "

"Dünya dönüyor Diane. Biz ölsek de, ölmesek de dönmeye devam edecek. "

"Affedersin de ben böyle Dünya'nın içine etmek istiyorum. "

"Yapacak bir şey yok Diane. " Dedi, onun da sesi çatlamıştı. Ölümünü kabullenmişti! Hüzünle bana gülümsedi. Koşa koşa koridorlara gittim. Bir tane polis beni aldı ve hakaret ederek hücreme yolladı. Bana sert davranılmasını istiyordum, canımın yanmasını istiyordum. Ölmek istiyordum çünkü kendimi suçlu hissediyordum.

Michael, beni sadece 1 buçuk haftadır tanıyan biri, ben aptalca ablamın cinayetini çözmeye çalışırken idam ediliyordu. KENDİMDEN NEFRET EDİYORUM!

Kendimi, Diane adı verilen bu aptal kabuğu yatağa fırlattım. Her ne kadar ağlamayacağıma dair kendime söz versem de şu an salya sümük ağlıyordum. Belki ablam da benim yüzümden ölmüştür.

Eskiden kendini kesenlere deli gözü ile bakıyordum ama şu an oldukça mantıklı bir fikir gibi gözüküyordu. Hayır! Bir pislik yüzünden kendimi öldürecek kadar güçsüz değildim! Çığlık attım, tekrar ve tekrar çığlık attım.

Eğer beni yazan biri varsa ona sesleniyorum: S€nden nefRet ediy@rum!

Yazar notu:Affedersiniz araya girmek zorundayım. Klavye kendi kendine yazıyor ve harfler-

B€n#bir iNs@m¡

Kafamda sesler duyup onlarla konuştuğum için sanırım delirmiştim.

Neyse, Eğer idam edileceksem medyaya bir mesajım olması lazımdı. Eğer öleceksem insanların beni hatırlayıp, haksızlık karşısında isyan edip, onların sembolü olduğumu hatırlamaları lazımdı.

Eğer haksızlık karşısında eğilip büküleceksen, hakkın için onları eğip bükmenin zamanı gelmiş demektir.

Ben bu düşünceler içinde kaybolurken kapı açıldı, kızlar içeriye girerken gülüp şakalaşıyorlardı. Beni görünce sustular. En sonunda biri benimle konuştu ama kafamı tekrar yastığa gömdüğüm için hangisi olduğunu anlamadım.

"Neyin var Ann? "

Sofia
George ile planı konuşmuştuk. Planda hala bir çok bilinmezlik vardı ama üstesinden gelirdik. Taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamıştı. Planım için ilk adımı atmıştım.

İnsanlar, bencil ve egoist varlıklardı. Ben de bencil ve egoist bir varlıktım. İnsanların yönetilmeye ihtiyacı vardı, insanların bazı şeyleri bilmemesine ihtiyacı vardı. Planımı tamamladığımda kontrol tamamen bana geçecekti.

Planım için Diane sadece bir piyondu. İlk çocuğum, sevgili kızım ve veliahtımdı. Ama ben hiçbir zaman duygusal bir insan olmamıştım, sadece insani duyguların taklidini yapıyordum. Diane'nin beni sevemesi ve saraya geri dönmesi ihtimali çoktan kalmıştı. Bende ondan çoktan vazgeçmiştim.

Birinin, bir topluluk oluşturduğu, bana karşı kullanacağına, gücü elden düşüreceğime dair dedikodular dolaşıyordu. Eğer bu dedikodu gerçek ise bunun başındaki kişi Marie olmalıydı. O lanet kadının istediği tek şey Jackson'dı. Oysaki Jackson giderse, güç de giderdi. O anda hizmetçinin sesini duydum:

"Efendim? Kusura bakmayın rahatsız ediyorum. Kapıda sizinle konuşmak isteyen fakat adını vermeyen biri var. Bir bakabilir misiniz? "

Ölü Kardeşim/Devrim Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin