venti

5.7K 618 222
                                    

"Başım çatlıyor, hala kendime gelemedim."

Masanın üstündeki epey acı kahvemle bakışırken sessizce mırıldandım. Jennie benim bu acınası halime kıkırdarken, "Sana o kadar çok içme demiştim," diyerek söylendi bilmiş bir tavırla. "Umarım bu kadar dağıtmana değmiştir."

Taehyung'u ima ettiğini anladığımda, hatırlamak adına zihnimi zorladım ancak orada sanki hiçbir şey yok gibiydi. Jennie'nin anlattıklarına göre dün gece o kadar kötü bir haldeymişim ki, Taehyung'u aramak ve yanımıza çağırmak zorunda kalmış. Asla böyle bir şeyin yaşanacağına ihtimal vermezdim fakat Taehyung, tüm yaşadıklarımıza rağmen benim kötü olduğumu duyduğu an hemen yanımıza gelmiş ve benimle ilgilenip eve bırakabileceğini söylemiş, hâl böyle olunca da Jennie ve Yoongi'de yanımızdan ayrılmış. Onun bildikleri ve bana aktardıkları tamamen bunlardan ibaretti ve ben ise dün gece Taehyung ile ne konuştum, ona neler söyledim hiçbir şeyi hatırlayamıyordum. Silik birkaç görüntü vardı zihnimde fakat gerçek mi yoksa hayal mi, onu bile ne yazık ki ayırt edemiyordum. Uyandığımda yatağımdaydım ve dün gece olan her şeyi, biraz önce Jennie'den öğrenmiş; halen hissettiğim şaşkınlığı da üstümden atabilmiş değildim.

Dürüst olmak gerekirse, Taehyung'un benim için endişelenip yanıma gelmiş olması beni ne kadar şaşırtmış olsa da, bir o kadar da mutlu etmişti. Ona yaptıklarımdan sonra benimle uğraşmak, bana yardım etmek zorunda değildi ama yapmıştı işte. Ona olan aşkımdan öte, o gerçekten tanıdığım en iyi insanlardan biriydi ve ona minnettardım. Onunla konuşmalı ve en azından bir teşekkür etmeliydim, zaten elimden de daha fazlası gelmiyordu.

Ders saatimiz geldiğinde, Jennie ile kafeteryadan çıktık ve sınıfımızın olduğu koridora doğru ilerledik. Jennie çıkışta alışverişe gitmemiz gerektiğine dair bir şeyler mırıldandı ama onu dinleyemedim. Çünkü o an bütün dikkatim, koridorun sonundan benim olduğum yöne doğru yürüyen Taehyung'daydı.

Onu gördüğüm her an, kalbimin yerinden çıkacak gibi atmaya başlaması normal miydi?

Bakışlarımız kesiştiğinde, istemsizce adımlarım yavaşladı ve nefesim kesildi. "Sen önden git," dedim sessiz bir tonda. Jennie'de bize doğru gelen Taehyung'u farkettiğinde aklımdan geçenleri anlamış olacak ki, anında kafasını salladı ve yanımızdan uzaklaşarak sınıfa ilerledi. Taehyung ile tam olarak karşı karşıya geldiğimizde ise, ikimizde olduğumuz yerde durduk ve öylece birbirimizi izlemeye devam ettik.

"Ben," dedim aradan geçen saniyelerin ardından ne diyeceğimi bilemez bir halde ona bakarken. "Teşekkür ederim, dün gece için." Başını sorun yok dercesine salladı. "Sen iyi misin?"

"İyiyim," dedim fısıltıdan farksız çıkan bir sesle. "Sadece, pek bir şey hatırlayamıyorum. Benim yüzümden dün gece bir sürü şeyle uğraşmışsın, gerçekten üzgünüm."

Taehyung'un dudaklarına ufak bir tebessüm yerleşirken, bütün vücuduma yayılan karıncalanmaya engel olamadım. O günden beri bana ilk kez gülümsüyordu, bu ufakta olsa bir gelişmeydi benim adıma ve ben elbette bu küçük ilerleme için bile oldukça memnundum.

"Lalisa," dedi güzel kahveleri benim iri gözlerimin tam içine bakarken. "Farei di tutto per te." (Senin için her şeyi yaparım.)

Taehyung'un dudaklarından anlamadığım dilden kelimeler döküldüğünde, derin bir iç çektim. Onun derin sesiyle kurduğu İtalyanca cümleleri bile deli gibi özlemiştim. "Biliyorsun," dedim gülümserken. "Her zamanki gibi, hiçbir şey anlamadım."

Taehyung'un gülümsemesi genişlerken başını salladı. "Biliyorum, zaten önemli bir şey söylememiştim." Yalan söylediğini biliyordum. Kelimeleri anlamasamda bana olan bakışlarından, yüzündeki tebessümden söylediğinin aksine aslında çok önemli şeyler söylediğini hissedebiliyordum.

bittersweetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin