3

11.9K 753 97
                                    

Luhan, bileğini kavrayan elin sahibine baktı. Ağrıtmıyordu el, bileğini. Fakat daha önce kimse ona bu kadar nazik davranmamıştı. Evet, zorla biri elini tutup 'sen benimsin' dese bile. Ne yapabilirdi ki?

O sonuçta bar da çalışan bir sürtükten ibaretti, diğer insanların ona bakış açısı bu yöndeydi.

''Sizin olduğumu nereden çıkarıyorsunuz? Kim olduğunuzu sanıyorsunuz?''

Luhan çatılmış kaşları ile 'sahibine' sordu. Sehun cebinde ki anlaşmanın yazılı olduğu kağıdı açıp, ona gösterdi.

''Gözlerin görüyor değil mi? Bak, tam imzamın altında senin için ödediğim para miktarı yazıyor.'' 

Luhan gözlerine inanamayarak birkaç kez daha kırptı gözlerini. Bu mümkün olamazdı. Karşısında ki adam onun için bu kadar masrafa girmişti? 

Ve bu adamı ilk kez görüyordu. 

Lay araya girip, dikkat çekmek için seslendi. ''Sanırım sert bir içkiye gerek yok, bu olay daha sert gözüküyor.'' 

Lay gülümseyerek geri çekildiğinde, Sehun sessizliği bozarak anlaşma kağıdını cebine tekrar koydu. 

''Buradan ayrılıyorsun. Ne o, kurtulduğuna sevinmedin mi yoksa?'' Sehun çatık kaşlarla baktığında Luhan içinden gülümsedi. 

Buradan kurtulacağı (satın alınacağı) günü hayal etmekten kendini alıkoyamıyordu. Beklenen an gelmişti. Satın alınmıştı. Başka bir korkusu daha vardı aslında.

Sahibinin yaşlı bir moruk olmasından korkuyordu. Ama öyle olmamıştı. Luhan'a göre Sehun, standartların üzerinde bir çekiciliğe sahipti.

Keskin yüz hatları ve biçimli kaşları, belki de en dikkat çekici yeriydi. Bir de parıldayan dudakları. Evet, parıldayan. Pembemsi bir dudakları vardı. Ama yine de uzaktan bakıldığında, bu kadar belirgin değildi.

 Kalbinin ritmi yavaşça kademe kademe artarken, Luhan yutkundu. Sıcak olmaya başlamıştı burası. Ya da Sehun'a bu kadar yakın olduğu için terlemeye başladığını hissettiğini düşündü. Uzun bir sessizliğin ardından Sehun konuşmaya başladı.

''Git ve kıyafetlerini al. Kaçmayı falan da düşünme, seni ne yapar eder bulurum. Barın çıkışında seni bekliyor olacağım.''

Luhan inanılmaz bir şekilde itaatkârdı. Sadece buradan kurtulacağı için böyleydi. Daha sonra Sehun'a asıl Luhan'ı gösterecekti. Dediği gibi yukarı çıkarak soyunma odasına girdiğinde Baekhyun'u ağlar bir biçimde buldu.

''Baekhyun? Neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu?'' Luhan çekimser bir tavırla sorduğunda, Baekhyun gözyaşını sildi ve arkadaşını uzaklaştırmak için ona soğuk bir sesle cevap verdi. ''Eşyalarını al ve git. Sakın beni arama. Sana güvenmiştim. Birlikte buradan ayrılacaktık ama sen sözünü tutmadın. ''

Baekhyun söylediğin de, Luhan ona bir adım attı. Baekhyun onu durdurarak, Luhan'a ait olan valizi uzattı. ''Lütfen, git artık.''

Luhan gerçekten şu an berbat hissetmişti. Baekhyun genelde mutsuz olurdu ama bu gün, tamamen kırılmış bir hava içindeydi. Luhan üstelemedi. Eğer üsteleseydi, Baekhyun kendine zarar verirdi. Ama emindi, Baekhyun'u oradan kurtaracaktı.

Uzatılan valizi alarak yavaşça kapıyı arkasından kapattı. Gözyaşı yanaklarından süzüldüğünde barın ön kapısına geldi. Sehun, arabaya yaslanmış onu bekliyordu. ''Beni beklettin. Umarım kayda değer bir bahanen vardır.''

Sehun bunu şaka amaçlı söylediği her halinden belli ediyordu ama Luhan buna takılmayacak kadar üzgündü. ''Sorun ne?'' Arabaya binmek için Luhan arabanın kapısını açarken Sehun onun bileğini kavradı.

''Sence de birine ait olmak, köle olmak yeterince sorun değil mi?'' Luhan sinirliydi. Kurtulduğu için seviniyordu ama az önce arkadaşını öyle görünce, kurtulmaktan vazgeçmişti. Ve sahibini kızdırıp, oraya geri dönmesini sağlayacağını düşünüyordu.

''Bunu sorun olarak görüyorsan eğer, ilk başta o yere girmeyecektin. Bedenini sattın ve bende satın aldım. Bu kadar basit.'' Sehun bileğini bırakıp, onun valizini alarak bagaja koydu. Sürücü koltuğuna geçip, arabayı çalıştırdı.

Sessiz geçen araba yolculuğunun sonuna doğru Sehun'un telefonu çaldı. Sehun telefonu açarak verdiği cevaplar sayesinde, Luhan'ın ilgisini çekmeyi başarmıştı.

'Evet, eve gitmek üzereyim.'

...

'Hayır, bu gece meşgul olacağım.'

...

'Ben de seni özledim bebeğim ama gerçekten meşgul olacağım.'

...

'Evet, yarın gecemi sana ayıracağım. Uzun zamandır yoktum ve beni tatmin edişini özledim diyebilirim.'

Ardında ki gülüşler, Luhan'ın midesini bulandırmıştı. 'Piç.' Luhan mırıldandığında Sehun telefon ile o kadar meşguldü ki, onu duymamıştı bile.

Nihayet telefon konuşması bittiğinde eve vardığında, Luhan eve uzaktan bir bakış attı. Tek bir kişinin yaşayamayacağı kadar büyüktü. Belki 3 aile sığabilirdi! Sadece dizilerde görmüştü böyle evleri ve şimdi o evlerden birinde kalacaktı.

Eve girdiklerinde, Luhan dayanamayıp laf attı. ''Bir sevgilin olduğunu bilmiyordum.''

Sehun gülümseyerek ceketini astı. ''Sevgilim yok.''

''Fazla samimiydiniz.''

''Merak ediyorsan, arayan senden önce ki kölemdi.''

''Ben senin kölen değilim, adı lazım değil aşırı piç gülüşü sergileyen sivri çene.''

''Hayal gücüne hayran kaldım ama gerçekten seninle uğraşmayacağım. Sana boşuna para saymadım. Elbet karşılığını vereceksin.''

Derin bir nefes alarak gülümsedi. ''Bedeninle.''


I'M YOUR SLAVE ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin