BÖLÜM 40

7.4K 477 141
                                    

Söylenecek sözler tükenirdi bazen, onun yerini alırdı sıcak bakışlar. Sevgiye susamıştı dudaklar, bir çöl kadar kuraktı. Yardım çığlıklarını duyamıyordu gökyüzü. Tek bir damlasını ondan eksik görüyordu. Çöl, suya ne kadar muhtaçsa, Sehun Luhan’a o kadar muhtaçtı. Dudakları çatlamıştı, sonsuz bir mühre kapılmıştı dudakları. Ve o mühür, Luhan tarafından son bulmuştu.

Luhan dudaklarını, Sehun’un dudaklarına karşılık olarak hareket ettiriyordu. Suya muhtaç gibi büyük bir açlıkla hareket eden Sehun’un dudakları, Luhan’ın yumuşak alt dudağını alt ederek ısırmaya başladığında Luhan’dan inilti koparmaya yetmişti.

Luhan yumruk yaptığı ellerini Sehun’un göğsüne koyarak, onu ittirmeye çalıştı. Küçük bebek sabırsızlıkla annesini isterken, Sehun onun susacağını umuyordu ama bebeğin ağlamaları giderek şiddetlendiğinde Luhan güçlü kocasını alt etmek için, onun oyununa ayak uydurdu.

Sehun’un yatağa iterek uzanmasını sağladı ve onun üzerine geçerek elini, Sehun’un çadırına sürterek Sehun’un dudaklarının kendi dudaklarından çekilip, inlemesinden fırsat bularak hızlıca onun üzerinden kalkarak yüzünde ki sırıtma ile beşiğin yanına gidip, bebeğinin sevimliliğine baktı.

Bebek annesinin kokusunu aldığında ellerini ona ulaşmak için kaldırdı. Dudakları büzülmüş ve yanakları gözyaşlarıyla ıslanmıştı. ‘’Oh, bebeğim. Neden bu kadar sabırsızsın? Babacık geyik avına çıkmıştı. Onu alt etmem uzun sürdü, hepsi babanın suçu.’’ Luhan bebeği kucağına aldığında, Sehun çatılmış kaşlarıyla yatakta uğradığı ihaneti hazmetmeye çalışıyordu.

Sızlayan ve pantolonundan belli olan kabarıklığı görünce içinden bir siktir çektiğinde gözleri otomatik olarak devrilmişti. Eğer böyle olacağını bilseydi Luhan’ı hamile bırakmazdı. Bebek doğduğundan beri Luhan ile cinsel hayatına ara vermişti. Hayvanların bile düzenli ve canlı bir cinsel hayatı vardı çünkü sokağın başında bu olaya şahit olduğundan beridir kendine lanet okuyordu.

Bebeklerinin hayatlarına girmesinin ardından bir ay geçmişti. O bir ay boyunca birçok şey değiştiğini biliyordu Sehun. Sabahları alarmın yerine bebek ağlamasıyla uyanıyor. Bazen de gözünü açtığında Luhan’ı görmesi gerekirken bebeğinin yüzünü görüyordu. Hayır, bu mükemmel bir manzaraydı ama bu bebek kesinlikle onun varlığını engelliyordu.

Bebeğini kıskanıyordu çünkü Luhan tüm ilgiyi bebeğine gösteriyor, onunla konuşuyor, ona yemek yediriyordu ve gece bile onun başından ayrılmıyordu. Sehun biraz bencil olabilirdi ama ne kadar büyümüşte gözükse, o da bir bebek gibiydi.

İlgi görmek istiyordu Luhan’dan ama şu sıralar Luhan küçük bir afacanla meşguldü. Luhan kucağında ki bebeği yatağa getirip, başından ve belinden tutarak yavaşça bebeği yatağa koydu. Bebek annesinin teninden uzaklaşınca dudaklarını sarkıttı.

Sehun burnuna gelen kokuyla beraber yüzünü ekşitti. ‘’Tanrı aşkına Luhan, o iğrenç kokuyor!’’ Yatakta mızmızlanmaya başladığında Luhan ona yan bir bakış attı ve bu kesinlikle korkutucu bir bakış olduğunu kabullendi Sehun.

‘’Sehun, bebeğin altını sen değiştiriyorsun.’’

‘’Ne? NE? Bunu yapamayacağımı biliyorsun.’’ Sehun onu reddettiğini belirtti.

‘’Denemeden bilemezsin, yapacaksın Sehun. Ya bir hafta koltukta yatar ve yastıkla sevişirsin ya da bebeğimizin altını değiştirirsin.’’

Sehun pes ederek Luhan’ın kalktığı yere oturdu. ‘’Sen kazandın.’’ Bebeğinin ağlamaya başlayacağı anladığında gözlerini devirdi. ‘’Sana zarar mı veriyorum? Ne diye ağlıyorsun ki? Biliyorum, ben de seni istemiyorum. Sen de beni. Duygularımız karşılıklı adamım.’’

I'M YOUR SLAVE ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin