BÖLÜM 37

6.8K 468 128
                                    

5 MART 2015 (BEBEK 8 AYLIK)

'Tatlı mırıltılar eşliğinde kulağına ulaşan sesim daha fazla kırılamazdı bugün ki gibi,

Ölümden beterdi benim için. Ne sen vardın ne de sana ait bir şey. Gittin, benden çok uzaklara, bize ait ne varsa alıp götürdün.'

Sehun, Luhan için mırıldandığı şarkı sözleriyle daha çok sarıldı küçük olan, Sehun'un bedenine. Sehun'un sesi Luhan'ı dinlendiriyor, huzura kavuşturuyordu.

''Sehun-ah, neden böyle hüzün dolu şarkıların?'' Luhan oturduğu kucağa iyice yerleşip, yüzünü Sehun'a döndü.

Sehun, göğsüne yaslanan sırtla beraber yatağa daha fazla yaslandı. Kollarını Luhan'ın beline dolamış ve elinin altında ki Luhan'ın yuvarlak ve epeyce büyümüş olan karnını okşuyorken söylediği şarkının kesilen sözlerini söyledi.

'Yalnızca ben kaldım. Sanki daha önce hiç dokunmamıştı kalbime dudakların. Hiç öpmemiştim sevginin en sıcak yanaklarını,

Hiç sevmemiş gibi gittiğinde yalnızlığım ile baş başa kaldım. Gözlerimi açtığımda bunun bir rüya olduğunu anladığımda,

Gözlerim açıldı ve gözlerinle buluştu. Oysa gün yeni doğmuştu ve ben, sıkıca sarıldım sıcaklığına,

Her şeyin bir rüya olduğunu anladığımda, sen yanımdaydın. Tıpkı söz verdiğin gibi yanı başımdaydın ve ben şimdi sana söz vermek istiyorum,

Ne olursa olsun, senin yanında olacağım. Sevgimin sadece bir rüyadan ibaret olduğunu düşündüğünde ve uyanmak istediğinde, sana söz veriyorum,

Bu rüyadan birlikte uyanıp, yanında olacağım. En büyük kâbusun olsam bile, sana sımsıkı sarılacağım.'

Sehun seslendirdiği şarkıya son verdiğinde dudaklarını Luhan'ın yanağına bastırıp, geriye çekilmeden önce onun kokusunu içine çekti.

''Sana söz veriyorum hayatım, her zaman yanında olacağım.'' Sehun onun elini kavrayıp, onun karnının üzerine koyarak okşamaya devam etti. ''Sen ve ben, bu zorlu yolda dimdik ayakta duracağız ve yanımızda tıpkı bize benzeyen oğlumuzla yolumuza devam edeceğiz.''

''Sehun-ah, beni endişelendiriyorsun. Neden birden bire böyle şeyler söyledin ki?'' Luhan'ın gözleri onun şarkısıyla dolduğu andan beri yaşlarını yanaklarına akıtmaya devam ediyordu.

''Çok geç olmadan sana söz vermek istedim. Bilirsin, kimse gelecekte ne olacağını bilemez ve ben ne olursa olsun, senin yanında olacağımı bilmeni istiyorum.''

''Sehun-ah, bana söz vermene gerek yok. Bana evlenme teklifi ettiğin günü hatırlıyorsun değil mi? O zaman bana bir söz vermiştin zaten. Korkmana gerek yok, sen her zaman benim yanımda olacaksın.''

Luhan karnının üzerinde ki eli sıkıca tutup, kalbinin üzerine koydu. ''Her zaman tam burada olacaksın. Bende sana söz veriyorum, kalbimden çıkmana müsaade etmeyeceğim.''

...

Bebeğin doğmasına günler kaldığında Luhan'ın ağrıları artmış ve geceleri karnına saplanan sancıdan dolayı kıvranırken bedeni Sehun ona şarkı mırıldanıp, onun sancılarının yatışmasını bekleyip en sonunda uykuya dalıyorlardı. Bu gece de o gecelerden biriydi. Luhan sancıdan dolayı uyuyamamış ve terler içerisinde yataktan doğrulmuştu. Sehun, Luhan'dan gelen acı inlemeyi duyduğunda uykusunu bölmüştü.

''Hayatım, buraya gel.'' Sehun onun belini kavrayıp, kucağına çekmişti ve karnına masaj yapar gibi parmaklarını hareket ettirmeye başlamıştı. Luhan kollarını kocasının boynuna sararak başını da onun boynuna yaslamıştı. Yaşlar gözlerinden akarken hıçkırıklarını onun tenine karşı verdi.

''S-Sehun...'' Titreyen dudakları hareket ettiğinde parmaklarını onun omuzlarında gezdirip, acıyla sıktı ve daha çok hıçkırmasına neden olan acıyı karnında hissetti. Sehun onu yatıştırmak için o onun karnını daha sert okşayarak sancının azalmasını sağladığında mırıldandı. ''Geçti bebeğim, geçti. Çok az kaldı.''

Bir süre daha böyle giderken Luhan acının gitmesiyle derin bir nefes aldı. Sehun onu kucağından indirip, yatağa yatırdığında pijama üzerinin sıyrık olan kısmına eli soktu ve yavaşça Luhan'ın karnında hayali şekiller çizerken kaşlarını çattı.

''Oğlum, anneyi incittiğinin farkındasın değil mi? Biraz daha sabret ve orada dur, anneyi incitmeyi bırak. Yoksa baban sana çok kızacak.''

Çatılan kaşlar düzeldiğinde, Luhan kocasına keyifli bir gülücük sundu. ''İyi bir baba olacaksın. Ama lütfen Sehun-ah, benden çok sevme onu.''

''Bebeğim, o bizim oğlumuz. Elbette onu senden daha çok sevece-Ah!''

Luhan onun koluna vurduğunda bu sefer kaşlarını Luhan çattı. ''Sana sevmeyeceksin dedim!''

''Tamam, sevmeyeceğim hayatım. Ya sen?'' Sehun soru sorar gibi Luhan'ın yüzüne baktı.

Luhan gülümseyerek cevap verdi. ''Aptal mısın? Tabii ki senden daha çok seveceğim onu!''

''Bu haksızlık!''

''Onu ben doğuruyorum, buna hakkım var!'' Luhan sırtını ona dönerek yorganı üzerine çekip, gözlerini kapattı. ''Ben yatıyorum.''

Sehun, kendisine küsen eşinin beline kollarını dolayıp, dudaklarını onun boynuna sürttükten sonra kulağına fısıldadı. ''Bebeğimi seviyorum ama seni daha fazla seviyorum. Çünkü senden başka hiç kimseyi bu kadar çok sevmeyeceğime söz verdim.''

...

Yixing keyiflice sabah kahvaltısını hazırladıktan sonra yatağında mışıl mışıl uyuyan devi uyandırmaya gidecekken çalan kapı sesinin ardından hızla kapıya koşarak postacıdan zarfı aldı.

''Wufan! Zarf geldi!''

Yüksek sesle bağırarak Wufan ile paylaştığı odasına girip, yatağa çıktı. ''Wufan! Uyan hadi...'' Elinde ki zarfın üzerini okumaya ve kimden geldiğini anlamaya çalışarak kafasını hafifçe eğdi.

''Sanırım... Mi-''

''Yixing...'' Dev, uykusundan uyanmak için gözlerini aralayıp kolunu Yixing'in beline atarak onu yanına çekerken Yixing zarfı yere düşürdü.

''Wufan!'' Yixing mızmızlanarak onun göğsünü iteledi. ''Uzak dur bedenimden... dün gece fazlasıyla hırpalandım.''

''Seni küçük yalancı!'' Wufan onu altına alarak ellerini onun başının anlarına koyarak çatık kaşlarını Yixing'e dikti.

''Beni sarhoş ettin ve uyumamı sağladın!'' Yixing ufak oyununun kusursuz olduğunu düşünmüştü ama bu konuda büyük bir hata yaptığını fark etti.

''Üzgünüm... Ama gerçekten fazlaca yorgundum, seninle yatmam için ısrar ettin ve seni kırmamak için de seni sarhoş edip, uyumanı sağladım.''

''Uykunu güzelce aldığını umuyorum çünkü bu gece yataktan çıkmayacağız!'' Wufan sırıtarak Yixing'in üzerini çıkardı.

''Wufan! Lütfen ama... bugün iş başvurusuna gideceğim.''

''Sana çalışmaman gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum. Daha iyi, yataktan kalkamayacak kadar yorgun olacaksın e iş başvurusunu kaçıracaksın.''

Dudaklarını onun dudaklarında buluşturup, Yixing'in vereceği cevabı yarıda kesti. Yixing birkaç saniye sonra pes ederek ona karşılık verdi. Dudaklar şehvetle hareket ederken Wufan vakit kaybetmeyerek onun pantolonunu çıkardı ve dudaklarını onun bedenini keşfe çıkmak için onun dudaklarından ayırdı.

...

Uzun ve aralıksız devam eden turlar adından Yixing bitkince mırıldandı. ''Wufan... bugün sana zarf geldi.''

''Kimden geldiğini gördün mü?''

Yixing başını hafifçe salladı ve Wufan'ın duymak istemeyeceği en son ismi söyledi.

''Minseok.''

NOT: İşte büyük sürpriz! Olaylar karışacak gibi, hm? Heheh. Bir fikri olan?

NOT 2: Şarkı sözleri bana ait. Çok eskiden yazdığım bir şeydi. Bugüne kısmetmiş..

I'M YOUR SLAVE ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin