Çiçek-17

15.7K 583 50
                                    

Multimedya: Bölümle ilgili...

***
Ahmet Selim ve Gülsüm:

***Ahmet Selim ve Gülsüm:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
Gülsüm'den...

Bakışlarımı ellerimden çekip karnıma sabitledim. Omuzlarıma sıkı sıkı sarılı kollar beni ayakta tutarken arabanın arka koltuğunda gözyaşı bile dökemedim.

Selim omzumu sıkınca ona kafamı kaldırıp ona baktım. Eliyle yüzümü okşadı ve sol gözüme bir öpücük kondurdu.

"Metanetli ol sevgilim. Bebeğimiz için..."

Ona gülümsedim. Buruk, acı ve zorla yapıldığı belli olan bir gülümsemeydi bu. Derin bir nefes alıp camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Arabayı kullanan ağabeyim ve yanındaki Seyhan'dan da ses çıkmıyordu. Babamı toprağa vermiş olmak hepimizi acıtıyordu. En çok da ağabeyimi.

Bebeğimi de acıtıyordu. Hareketleri sertleşmişti. Az hareket ediyor ama canımı yakıyordu. Her anımda ellerimle onu sakinleştirmeye çalışıyor, onu hissediyordum. Tek dayanağımdı o. Canım'dan sonra...

Selim... Canım oydu benim. Tüm kalbim, vücudum, beynim, mantığım oydu. Her saniye yanımdaydı. Bir an beni yalnız bırakmamıştı. Ona o kadar çok şey borçluydum ki...

Araba sonunda durduğunda Selim bana destek olup arabadan inmemi sağladı. Bizim evde Kuran okunuyordu ama ben gidemiyordum. Ağırlaşmıştım ve bebeğimi kötü etkiliyordum. Onu da kaybetmeye dayanamazdım.

Bizim evin kapısını açan Selim ağabeyime dostça sarılıp onları gönderdi. Her ne kadar Fatma annemin, annemi yalnız bırakmayacağını bilsemde ağabeyimden güç alacaktı annem. Hayat arkadaşını kaybetmişti. Yılların yoldaşını uğurlamıştı kara toprağa.

Eve girdiğimde Selim'in yönlendirmesi ile yatak odamıza doğru çıktım. Yatağa oturup Selim'i izlemeye başladım. Saçlarıma bir öpücük kondurup banyoya doğru ilerlerken konuştu.

"Sizi yıkayalım sonra da yatarız olur mu güzelim?"

Kafamı sallayarak onayladım. Ne söylese tamam derdim zaten. Öylesine boşalmıştı düşüncelerim, o derece boştu bakışlarım.

Suyu ayarlamış olacak ki banyodan çıktı. Üzerimdekileri yavaşça çıkardığında iç çamaşırlarımla kalmıştım. Eğilip şişkin karnıma bir öpücük kondurdu. Büyük eliyle okşadı yavaş yavaş. Sonra fısıldadı.

"Anneyi üzme, onun canını yakma babacığım tamam mı? Baban ve annen seni çok seviyor oğlum."

Buruk tebessümüm ile göz pınarlarımda hazır bekleyen damlalar yanaklarıma doğru süzüldü. Elimi Selim'in saçlarına atıp yavaşça sevdim. Diğer elim karnımdaydı. Oğlum ve kocam ile birlikte atlatmaya çalıştım içimdeki huzursuzluğu.

°

... 40 GÜN SONRA...

Yataktan çıkmak istemezken sabahın köründe beni uyandıran yaramaz oğluma doğru gülümsedim.

Pencere Önü SaksılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin