Multimedya: Bölümle ilgili...
⚠SON BEŞ BÖLÜM⚠
***
Ahmet Selim ve Gülsüm:***
Gülsüm'den...Gece boyu gözüme girmeyen uykumun çoktan beni terk ettiğini anladığımda şafak sökmek üzereydi. Selim dün gece uykuya daldığımı sanıp odadan çıktığında Seyhan yanıma gelmiş ve koltuğa kıvrılıp bir süre beni izlemişti. Sonunda yorgunluktan uyuya kalan arkadaşımın üzerini ben örtmüştüm.
Selim'in, o mavi gözlü çocuğun yanında olduğunu biliyordum. Bana söz vermişti çünkü. Bana o çocuk hakkında hiçbir şey söylemiyorlardı ve bu beni oldukça korkutuyordu. Gece gözüme uyku girmemesinin asıl sebebi de buydu.
Yataktan yavaşça kalkıp odadaki dolaba doğu ilerlediğimde üzerimdeki ince hasta kıyafeti beni üşütmüştü. Dolabın içerisindeki kıyafetlerimi alıp tuvalete ilerlerken Seyhan'ı in uyanmaması için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Tek kolum askıda olduğu için zorlansam da bunu başaramayacağımı görmek istemiyordum.
Saçlarımı toplayamadığım için salık bırakmak zorunda kalmıştım. Kol askımı zor bela çıkarıp hırkamın üzerinden tekrar takmıştım.
Odadan çıkarken Seyhan hala uyuyordu. Biliyordum beni bulamayınca kızacaktı ama o uyanmadan geri dönmeyi umuyordum.
Güzel bir kızıllığa bürünen sessiz hastane koridorunda ilerliyordum ki çocuğun nerede olduğunu bilmediğimi hatırladım. Yavaş adımlarla asansöre ilerleyip alt kattaki hemşire odasına gitmeye karar verdim.
Beni yolda gören hastane çalışanları durumumu soruyor, geçmiş olsun dileklerini iletiyorlardı. Hepsinin yüzünden yorgun oldukları ve gece boyu uyumadıkları belli oluyordu."Hocam? Gülsüm Hocam?!"
Arkamdan gelen sesle yavaşça geriye döndüm. Başhemşireydi.
"Hemşire hanım?"
"Hocam... Şey geçmiş olsun ama sizin yatakta olmanız gerekmiyor mu?"
Kafamla onayladım.
"Hocam, kendinizi yormamalısınız. Odanıza kadar size yardım etmemi ister misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pencere Önü Saksıları
Romance*TAMAMLANMIŞTIR* ~"Ben 'ağabey' olarak dayatılan çocukluk aşkımla nasıl birlikte olunur bilmiyorum."~ ... Pencerenin önünde ufacık bir saksıda büyümesine rağmen bütün ihtişamı ile açan rengarenk bir çiçektim ben. Bana dayatılan bir hayatı yaşama ko...