8

10K 583 185
                                    

Askeri tarzdaki diğer hikayem olan GÖKBÖRÜ'ye profilimden ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar^^

Kulağına tuttuğu telefon üçüncü kez çalarken ayağını stresle yere vurdu. Başka zaman kendisi geç açınca suçlu oluyordu ancak onlar yaptığında hiç sorun yoktu.

Göreve gitmeden hemen önce herkes ailesini aramaya koyulmuştu. Hilal'de ne zamandır konuşmadığı babasını arayayım demişti ancak telefonu açmıyordu.

Tek elini beline koymuş ayağını deli gibi sallarken "Hadi baba." diye mırıldandı. Gözleri hâlâ telefonda konuşan birkaç kişiye kaydı ve o an da özlediği sesi nihayet duydu.

"Buyrun?"

"Baba," dedi şükredercesine. "Sonunda açtın."

"Hilal, sen yaşıyor muydun ya?" Babasının ciddiyet ile sarf ettiği sözler bir anlık duraksamasına ve bedenini şöyle bir süzmeye teşvik ettiğinde silkelenerek kendine geldi. Adam öyle bir ikna edici bir sesle konuşmuştu ki kendini bunu yapmaktan alıkoyamamıştı.

"Baba bununla ilgili azarımı sonra işitsem olur mu? Şimdi göreve gideceğiz."

Derince nefes verdiğini işittiğinde birkaç adım ilerledi.

"Çok dikkatli ol tamam mı kızım?" dedi içinde hüznü barındıran sesiyle. "Sağ salim gidin sağ selim gelin inşAllah."

İçinden inşAllah derken "Baba," diye mırıldandı boğazındaki yanmaya rağmen. Onu özlediğini şimdi daha çok hissetmişti. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum Asena'm. Askere kaç günlük göreve ve nereye gittiği sorulmaz ama bir şansımı deneyeyim diyorum."

"Ayrıntılı bilgi veremeyeceğimi biliyorsun baba ancak şunu söyleyebilirim ki, en eski yurtlardan birinin gölgesindeyim."

Turan'ın.

En eski yurt, isminin anlamlarından biriydi.

Babasıyla kendi telefonundan yaptığı görüşmelerde dinleniyor olma tehlikesine karşın daima şifreli konuşurdu. O yüzden çevresindeki herkesin isminin anlamını ya da ona dair bir şeyi öğrenir, babasına söylerdi.

"Demek öyle," dedi güldüğünü düşündüğü şekilde.

"En eski yurtlar hasret kokar."

Dediğini anlamak için birkaç saniyelik düşünme süresi tanıdı kendine. Anlayamadığında ise uzatmadı.

"Baba, şimdi kapatmam lazım tamam mı? Herkese çokça selam söyle. Sağ salim dönersem telefon ederim, dönmezsem haberim gelir zaten."

Kızmaya başladığını belli eden sesiyle "Hilal!" dediğinde hemen geri adım attı.

"Şaka yapıyorum baba ya. Hadi öpüyorum."

"Ben de seni kızım. Allah'a emanet ol. Herkese bolca selam."

"Aleyküm Selam."

Telefonu kapattıktan sonra bir araya toplanmış olan Turanların yanına gitti.

"Babamın hepinize selamı var."

Selamını aldıklarında Alparslanların da hemen yanlarında olduğunu fark etmişti. Onlarda selamını aldığında aklını kurcalayan şeyi sormak için Turan'a döndü.

"Turan babama burada olduğunu söylediğimde bir şey dedi ama anlayamadım." dedi kaşlarını çatarak.

Turan, Hilal'in elinde tuttuğu şapkayı alarak onun sıkıca toplanmış siyah saçlarının üzerine taktı ve "Ne dedi?" diye sordu. Kadının saçlarına bayılıyordu.

Aşkı HilalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin