Şu lanet alarm her zamanki gibi çalmaya başlamıştı. Neden okula bu kadar erken gitmek zorundaydık ki. Alarmı kapattım ve duş almak için yatağımdan kalkıp banyoya girdim. Bugün cumaydı, aklıma dün Alex ile konuşmamız geldi. 12 Mayıs günü onunla tren istasyonuna gidecektim. Bir dakika, dün 11 Mayıs'tı yani bugün 12 Mayıs! Bugün okul çıkışı gitmeliyiz. Telefonuma uzandım ve Alex'e mesaj attım;
'Alex, unutma bugün 12 Mayıs, okul çıkışı gidiyoruz'
Hemen Alex'ten mesaj geldi;
'Tabiki unutmadım. Hatta senden önce davranıp birkaç bıçak sopa bilene ayarladım. Kim bilir belki katil veya sapık falan çıkar, sana birşey olmasını istemem'
Alex'in mesajına gülümseyip, üstümü giyinmek için dolabımdan birkaç parça kıyafet çıkardım. İşlerimi bitirince aşağıya inip kahvaltı ederek annemle sohbet ettim. Annem ile uzun süre sonra sohbet etmek iyi gelmişti, masadan kalkıp paramı ve çantamı alıp evden çıkarak okula doğru bisikletimi sürmeye başladım. Okula vardığımda Alex beni kapıda gülümseyerek bekliyordu. Bisikletimi kilitleyip onun yanına gittim;
"Neden beni kapıda bekliyorsun bakalım?"
"Hiç öylesine, seni herkesten önce görmek istedim, hadi sınıfa gidelim"
Diyerek elimi tuttu, bana bir şeyler oluyor, sanırım bayılıyorum. Alex ile el ele sınıfa girerken herkesin gözü elimize odaklıydı. Utanmadım değil, ama herkes bizim sevgili olduğumuzu düşünüyordu. Sırama geçerken bana sinirle bakan bir çift göz gördüm, Joseph neden bu aralar bana bu kadar sinirli. Sırama oturmam ile Joseph bana baktı ve konuşmaya başladı;
"O Alex senin elini mi tutuyordu, yoksa ben mi yanlış gördüm?!"
"Joseph sakin, bağırma. Evet, elimi tutuyordu ne var bunda?"
"Şey, hiçbir şey. Sen rahatına bak, ben sadece anlık tepki verdim"
Joseph gözlerini benden Alex'e çevirdi, bu çocuğa neler oluyordu böyle. Hoca sınıfın kapısından içeri girdi ve ders başladı.
===================================
Joseph'dan:
Sınıfta sıramda otururken herkesin gözlerinin bir yere odaklandığını fark ettim. Öğrencilerin baktığı yere döndüğümde sinirden deliye dönmek üzereydim, Alex pisliği Ashley'nin elini tutmuş sınıfa giriyordu. İnanamıyorum bu çocuk fazla olmaya başlamıştı ama, o kim lan sevdiğim kızın elini tutuyor. Ashley en sonunda Alex'in elini bıraktı ve gelip yanıma oturdu. Sinirimden susamadım ve konuştum;
"O Alex senin elini mi tutuyordu yoksa ben mi yanlış gördüm?!"
Çok sinirliydim ama Ashley'nin sözüyle kendime geldim;
"Joseph sakin, bağrıma. Evet, elimi tutuyordu ne var bunda?"
"Şey, hiçbir şey. Sen rahatına bak, ben sadece anlık tepki verdim"
Gözlerimi Alex'e döndürdüm, çocuğun gülümsemekten yüzü kırışmıştı resmen. Bu pisliği aradan çıkarmazsam Ashley onunla beraber olabilir. Bunu halletmem gerek, Ashley benim olmalı.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
6. derse girmiştik, ders bedendi ve son iki dersimizin beden olması çok iyiydi. Hoca futbol sahasında sınıfı birkaç tur koşturup serbest bıraktı. Alex ve Joseph erkeklerle futbol oynamaya gitti, kızlar ise valeybol oynuyordu. Ben valeybol güzel oynarım ama oynamayı sevdiğim söylenemez. Futbol benim en sevdiğim spordu, ama beni oyuna alacaklarını hiç sanmıyordum. Alex'in uzaktan yanıma geldiğini gördüm;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Girl
General FictionAshley adındaki bir kızın hayatta tek istediği şey gerçekten iyi yazılım bilip istediği herşeyi yapabilmekti. Kim demiş ona bunu yapamazsın diye?