Buluşma saati yaklaşıyordu, hemen çantamı alarak merdivenlerden indim. Tam evden çıkıyordum, annem bana seslendi;
"Bu saatte nereye bakalım küçük hanım?"
"Hiç, Alex bana ders vermek istedi, matematik zor geliyor. Bende kabul ettim, sorun olur mu?"
"Tamam, gidebilirsin ama eve çok geç kalma"
"Tamam"
Hemen bisikletimi alıp yola çıktım, biraz karanlıktı ve önümü görmekte zorlanıyordum. Buluşma yerine vardığımda buranın terk edilmiş bir bina olduğunu farkettim. Korkmadım dersem yalan olurdu, gerçekten binayı görünce tüylerim ürperdi. Yavaş adımlarla bisikleti bir köşeye bırakıp içeri girdim. Kapı aralık bir biçimde duruyordu, kapıyı açarken gıcırtı sesi etrafta yankılandı. Titreyerek yavaş adımlar ile içeride yürümeye başladım. Telefonumun sesiyle çığlık atmam bir oldu, gizli bir numaradan mesaj vardı;
'Üst katta, sağdan ikinci oda'
Kendime güvenerek çantamdan bir beyzbol sopası çıkardım ve mesajda bahsedilen yere doğru gitmeye başladım. Kapıyı açtım ve geri çekildim, içeride siyah kapşonlu biri vardı. Yüzü gözükmüyordu, içeriye girip yavaş yavaş o kişiye yaklaştım ve şapkasını çıkardım. Gördüğüm kişi ile donup kaldım;
"Nasıl yani? Bugüne kadar bana mektupları yollayan sen miydin? İyi de neden?"
"Evet bendim. Noldu başkasını falan mı bekliyordun?"
"Bende salak olmalıyım ki buraya geldim. Neden bana öyle mektuplar gönderdin, eğer benden kodlama hakkında yardım istiyorsan avucunu yalarsın şimdiden söyleyeyim. Çünkü ben artık senin içinde olduğun bir işe asla girmem, anladın mı?"
Joseph birden kolumdan tuttu ve duvara yapıştırdı. Aklıma okuldaki o olay geldi ve korkmaya başladım;
"Joseph! Bırak beni!"
"Seni seviyorum, bunu biliyordun, ama lanet olası Alex'le birliktesin. Bana doğruyu söyle Alex'le sevgili misiniz?"
"Hayır değiliz, biz sadece arkadaşız ve bu arkadaş kelimesine sende dahilsin. Üzgünüm dediğim gibi seni sevmiyorum ve şuan senin yaptığın bu şey beni senden daha çok soğuttu. Şimdi kolumu bırak artık, canımı yakmaya başladın!"
"Demek gerçekten de beni sevmiyorsun, kalbimi fazla kırıyorsun. Genede zorlayamam seni, ama en azından beraber olamıyoruz, bir hacker grubu gibi birşey kurmak istiyorum ve senin de gelmeni istiyorum"
"Peki, kabul ediyorum ama bi şartla"
"Ne şartı?"
"Alex hacker konusunda benden daha tecrübeli, onuda alacağız"
"Sevmiyorum o pisliği, o gelemez"
"Peki, o zaman bende yokum"
"Tamam, tamam o da gelsin, yeter ki sen gel"
"Tamam anlaştık, şimdi gidebilir miyim?"
"Gidebilirsin"
Kollarımı bıraktı ve bana dışarıya kadar eşlik etti. Onunla vedalaşıp bisikletim ile evin yolunu tuttum. Sokaklar çok karanlıktı, ama karanlık ve esen nahoş rüzgar beni rahatlatıyordu. Huzur içinde eve vardığımda çok yorgun olduğumdan ilk defa bilgisayara geçmeden ve kodları düşünmeden odama çıktım, yorgun vücudumu yatağa bırakarak uyudum.
Sabah uyandığımda hala yorgun hissediyordum. Dünkü olaylar beni bayağa bi yormuştu. Alex'e de bahsetmem gerek bu olaydan. Bana kızıcağını biliyorum ama söylemessem olmaz. Bu sefer biraz geç uyandığımdan eşyalarımı hemen toplayıp evden paramı alarak çıktım. Bisikletimle okula giderken sokağımızın köşesinde bi çocuk Alex'i dövüyordu. Hemen bisikletimi bi köşeye atıp yanlarına koştum ve çocuğu Alex'in üstünden ittim. Bu çocuğu görmüştüm okulda yan sınıfımızda. Popüler bir çocuktu ama adını hatırlamıyodum. Alex'i alıp ordan gittim. Okulda Alex'e herşeyi anlattıracaktım nasıl olsa. Okula vardığımızda bisikletlerimizi bırakıp arka bahçede bir ağacın altına oturduk. Derse daha vaktimiz vardı. Önce Alex'e döndüm ve;
"O çocuk neden sana saldırdı?"
"Boşver özel bir meseleden dolayı. Ama suç bu sefer benim"
"Onun seni dövüceği kadar ne suç işlemiş olabilirsin ki?"
"Dedim yha boşver. Asıl sen anlat bakalım. Dün akşam annen beni aradı ve senin benimle ders çalıştığını söyledi"
"Aaa şey anneme öyle bir yalan atıp dışarı çıkmış olabilirim. Zaten bunu sana anlatacaktım"
"Peki dışarda nereye gittin
Herşeyi Alex'e anlattım ve son sorumu sordum;
"Peki Joseph'ın grubuna brnimle katılmaya ne dersin?"
"İnanamıyorum o mektupları yazanın hiç o herifin olacağı aklıma gelmezdi. O kadar aradık ve çıka çıka bu salak mı çıktı of"
"Eee sen gruba katılıcak mısın?"
"Sen katılıyosan bende katılırım"
Sevinerek ona sarıldım. Sonra arkamdan bir öksürük sesi geldi ve oraya döndüm bu Bella'ydı. Ona dönüp;
"Aa Bella nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Bu arada arada görüşüceksek ben senin telefon numaranı alayım sana söylemeyi unuttum dün"
"Tabi söylüyorum yaz"
Telefonumu çıkarıp söylediği numarayı yazdım ve onuda aramıza alıp sohbet etmeye başladık. Sohbet ederken yanımıza biri geldi baktığımda onun sabah Alex'i döven çocuk olduğunu gördüm. Bize;
"Bende size katılabilir miyim?"
"Alex'e vurduktan sonra mı? Üzgünüm sana yer yok"
"Şey o sadece kişisel bir meseleydi ama hallettik. Özür dilerim Alex"
"Sorun değil"
Bana elini uzattı ve;
"Bu arada ben Burak. Memnun oldum"
Demek bu çocuğun adı Burak'tı. Ama ona fazla güvenebileceğimi sanmıyorum. Yani o popüler biri kavgadan sonra özür dileyecek bir tipi yok. Bende uzattığı elini sıktım ve;
"Bende Ashley memnun oldum. Buda arkadaşım Bella"
Zil çaldı ve sınıflara dağıldık Joseph'ın yanına oturdum ve dersi dinlemeye başladım. Birkac gündürde olaylar bitmiyor. Uykum vardı ve yorgundum ama derside dinlemem gerekiyordu. İki gün sonra sınavımız vardı Inklap sınavı off. Kendime geldim ve derse odaklanıp dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Girl
General FictionAshley adındaki bir kızın hayatta tek istediği şey gerçekten iyi yazılım bilip istediği herşeyi yapabilmekti. Kim demiş ona bunu yapamazsın diye?