Joseph'dan;
Ashley ile beraber okula birlikte geldiğimiz için mutluydum, tabiki okulun bahçesine girmemiz ile Ashley'nin benden ayrılıp Alex'e doğru gidişini görene kadar. Onlara bakarak okula girdim ve arkadaşlarımın yanına gittim. Hepimiz koridorda duvara yaslanmış sohbet ediyorduk ama insanı bir rahat bırakmıyorlar. Pislik herif Ashley'nin elini tutmuş yürüyordu ve sevdiğim kızın bu şekilde elimden gitmesine izin veremezdim. Dayanamadım ve hızlı hızlı yürüyüp Alex'in suratına yumruğumu indirdim. Sert vurmuş olmalıyım ki canının acıdığını anlatan bir ses çıkardı. Biran kolumda soğuk bir el hissettim ve oraya döndüm. Ashley kolumu tutuyordu, keşke benim onu sevdiğimi anlasa da bu çocuk ile takılmasa. Ashley kolumdan beni çekiştirmeye devam ederek;
"Joseph! Sen ne yaptığını sanıyorsun?! Kendine gel hemen!"
Ashley'nin dedikleri beni durdurmuştu, yumruğum havada takılı kalmıştı. Gözlerimin içine bakıyordu, korkarak. O an kalbimin kırıldığını hissettim ve elimi indirerek Alex'i bıraktım. Ashley'e ve Alex'e son kez bakarak yanlarından koşarak ayrıldım. Erkekler tuvaletine girmemle rahatlıkla aynanın karşısına geçtim. Aynadan kendime baktığımda şaşırdım, ben ağlamıştım, genelde hiç ağlamayan birisi olarak ağlamıştım. Fazla umursamadan hızlıca göz yaşlarımı silip derse girmek için sınıfa çıktım. Yok, bugün illa ki biri ölecek diğeri de katil olacak, benim bugün okuldan gitmem lazım yoksa kavga çıkacak. Ashley yer değiştirip Alex'in yanına geçmiş, mükemmel manzara. Önüme dönüp sırama oturdum ve derse baktım, ders İnklaptı. Ashley'nin bu dersi sevmediğini ve kafasını sıraya koyup yatacağını bildiğimden ona döndüm. Her zamanki Ashley hiç değişmiyor bu kız. Bütün ders boyunca onu izlemeye başladım, tabiki arada Alex ile de birbirimize kötü bakışlar atıyorduk. Ashley asla o Alex'in olmamalı, o benimle beraber olacak.
Ashley'den;
Saçımda yumuşak bir el hissetmem ile uyandım ve dönüp elin sahibine baktım. Alex hem dersi dinliyor hemde yavaşça saçımı seviyordu. Ona bakmayı bırakıp Joseph'a baktım oda uyuyordu ve uyurken çok komik duruyordu. Zil çaldığında Alex arkadaşlarıyla konuşurken tek başıma kantine indim. Sıraya girerek bir tost aldım ve okulun bahçesine gitmeye karar verdim. Canım sıkılıyordu, bir ağacın altına oturup her zamanki gibi kodları aklımdan geçirdim. İlk defa olan okulun bahçesindeki sessizliğin arasında, yan tarafımdan gelen ayak sesine odaklandım. Ayak sesi yanımda kesilince yavaşça gözlerimi araladım ve sesin olduğu tarafa döndüm. Tanımadığım bir kız bana gülümseyerek bakıyordu. Fazla dalmış olmalıydı, biran gözlerini kırpıştırarak kendine geldi ve elini uzatarak;
"Merhaba"
"Merhaba"
"Şey, seni burada otururken gördüm de, ne yaptığını merak ettim"
"Özel birkaç şey diyelim"
"Pekala, bu arada adım Bella. Senin adın ne?"
"Benim adımda Ashley, tanıştığıma memnun oldum"
Kız çok tatlıydı, güler yüzlü, çekik gözlü ve siyah saçlı. Arkadaş edinmek için çabalayan biri gibi duruyordu ve cana yakın birisi gibiydi. Elimi uzattım ve el sıkıştım, galiba bundan sonra Bella ile iyi birer arkadaş olacağız. Biraz sohbet ettikten sonra zil çaldı ve Bella'nın yanından ayrılarak tekrar sınıfıma döndüm. Joseph'ın yanına geçmeden Alex'in sırasına doğru yürüdüm. Joseph yanıma geldi ve kulağıma sessizce birşey fısıldadı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Girl
General FictionAshley adındaki bir kızın hayatta tek istediği şey gerçekten iyi yazılım bilip istediği herşeyi yapabilmekti. Kim demiş ona bunu yapamazsın diye?