Medya; My Hero Academia
Bu anime en sevdiğim anime dünyada insanların doğarken süper gücü olmaya başlıyor. Bazılarının ise olamıyor. Bir çocuğun süper gücü olmadan süper kahraman olmaya çalışması ve en sevdiği süper kahramanla yaşadıkları anlatılıyor. Kötü adamlarla falanda savaşıyor. İzlemenizi tavsiye ederim yeni sezonunu bekliyorum. Ve Dönmek güzel ^^
Sarsılmayla uyandım. Kayl'ı beklerken uyuya kalmıştım ah gerçekten mi? Kayl benim uyandığımı görüp hemen ellerimi çözmeye başladı. Beni çözüp kalkmama yardım etti ve;
"Şimdi gel artık buradan gitmeliyiz. Güvende olman için Joseph ve Burak'ı arayıp gelmelerini söyledim bizi hava alanında bekliyorlar. Hızlı olmalıyız bende sizinle geliyorum"
Ona bakıp "tamam" dercesine kafamı salladım ve koşmaya başladık. Buranın neresi olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu;
"Burası neresi?"
"Burası Alex'in insanları bağlayıp kötülük yaptığı yer. Sığınak olarak burayı seçti çünkü buralarda fazla insan oturmuyor. Buralarda çok serseri ve silahlı insanlar gezdiği söyleniyor. Ama hava alanı buraya 2 km uzaklıkta, o yüzden birde bisiklet getirmiştim. Atla hadi!"
Önümüzde duvara yaslı bir şekilde iki bisiklet vardı. Hemen bisiklete binip Kayl'ın arkasından sürmeye başladım, çok hızlı bir şekilde gidiyorduk. Etraf gerçekten de çok sessizdi sokaklarda kimse yoktu. Hava alanına vardığımızda bisikletleri bir kenara atıp içeri koştuk. İçerde bekleme koltuklarında Joseph ve Burak vardı. Koşup onlara sarıldım ve;
"Burada olmanıza o kadar sevindim ki bilemezsiniz. Şimdi ne yapacağız?"
Burak bana yaklaşıp, kolumdan tutarak hızla ilerlemeye başladı. Joseph ve Kayl da arkamızdan geliyorlardı. Uçak biletlerini İstanbul'a gidecek şekilde çoktan almışlardı. Hızla biletleri verip uçağa bindik. Uçağın İstanbul'a varması 3 saat sürecekti, sakince yerime oturdum ve bir nefes verdim. Burak bana bakıp;
"O manyak sana birşey yaptı mı?"
"Beni grubuna almak istediğini söyledi, bende hayır deyince tokat attı. Oradan kurtulduğuma şükredebilirim. Teşekkür ederim Kayl"
Gülümseyerek bana baktı;
"Dediğim gibi insanların zarar görmesini istemiyorum"
Kulaklığımı taktım ve karşımdaki televizyondan birşeyler bakınmaya başladım. Peki biz İstanbul'a gidince ne yapacağız? Nereye gideceğiz? Bunları sonra düşünmeye karar vererek tekrar ekrana döndüm. Bir film buldum filmin adı "Who am ı" dı. Bu filmi küçükken izlemiştim ve çok severdim tekrar izlemekten zarar gelmezdi. Filmi açmadan önce son kez Joseph, Burak ve Kayl'a baktım. Joseph ve Burak hiç değişmemişlerdi ve onlardı çok özlemiştim. Umarım onlarla kaçırdığımız vakitleri doldurabilecek zamanımız olur. Kayl telefonuyla ilgileniyordu, sanırım onun bu haline alışamayacaktım.
Burak ve Joseph'a olanları anlattığı için ve bizim tarafımızda olduğu için Kayl'a kimse birşey demedi. Artık o da bizdendi sonuçta. Yani umarım bizdendir.
Film bitmişti ve eskiden izlediğim gibi beni çok heyecanlandırmıştı. Saate baktığımda daha inmemize bir buçuk saat olduğunu gördüm. Ayağa kalkıp tuvalete gitmeliydim. Ayağa kalktım ve tuvalete doğru ilerledim. İçeride biri vardı birde sıra beklemek zorunda kalmıştım. Kapı açılıp içerideki kişi çıkınca şaşkınlıktan gözlerim açıldı;
"Mehmet?"
"Ashley?"
"Senin burada ne işin var. Yarın okula gitmeyecek misin?"
"Hayır, annem İstanbul'a taşınmaya karar verdi. Yani gene okul değiştiriyorum. İstanbul'da okuyacağım. Peki ya sen, senin burada ne işin var?"
"Okulu bıraktım. İstanbul'a dönüyorum"
"Peki ya neden?"
"Orasını boşver"
"Pekala, nasıl istersen. Ben artık gideyim inişte görüşürüz"
"Görüşürüz"
Lavaboya girdim ve düşünmeye başladım. Biz tam İstanbul'a dönerken Mehmet'in de aynı anda dönmesi çok tuhaftı. Okulunu bu kadar sık değiştirmesi de tuhaftı. Elimi yüzümü yıkayıp yerime geri oturdum ve uyumaya karar verdim.
Uyandığımda önümde Burak'ın kafası vardı. Bana bakıyordu ve;
"Kalk hadi uykucu, uçak inmek üzere"
"Tamam, tamam ayıldım"
Gülerek bana bakıp önüne döndü. Uçaktan indiğimizde Mehmet arkadan koşarak geldi ve;
"Ashley okulda karşılaştık ama ben sana telefonumu vermedim. Birşey olursa veya konuşmak istersen ararsın. Sonrada görüşürüz komutanım"
"Sağol asker, çok yardımcı oldun. Şimdi gidebilirsin. Selam ver! İleri marş!"
"Emredersiniz komutanım!"
Gene herkes bize dönmüştü. Mehmet ise asker adımlarıyla düzgün bir şekilde bizden uzaklaştı. Herkes bana döndü, ben ise ne var dercesine onlara baktım;
"Ne var?"
"O kimdi ve neden öle hareketler yaptınız?"
Her şeyi onlara anlattım. Okulda tanıştığımızı neden öyle yaptığımızı falan. Burak ve Joseph sinirlenir gibi bakıyorlardı. Onu sevmedikleri yüzlerinden belliydi ve kıskanıyor gibiydiler. Ama merak ettiğim şimdi nereye gideceğimizdi;
"Biz nereye gideceğiz bu arada?"
"Hatırlıyor musun 3 yıl önce bizim burada bir sığınağımız vardı. Bilgisayarlarla doluydu oranın terk edildiğini duydum. Orayı ziyarete gidip anıları canlandırmaya ne dersiniz?"
"Bana uyar burayı özlemiştim"
"Bizde özledik"
Gülümseyerek onlara baktım ve yola çıktık. Hava alanına biraz uzaktı, hemen taksi bulduk ve gideceğimiz yeri söyledik. Oranın yakınlarında indik ve ara sokağa yürümeye başladık. Buralar hiç değişmemişti sadece daha çok eskimiş tozlanmış yıkılmış haldeydi. İçeri girmek için kapıyı vurarak ittirmek zorunda kalmıştık çünkü kapı sıkışmıştı. İçeri girmem ile anılarım canlanmıştı. Burada fazla anım olmasa bilene burası özeldi. Bilgisayarlar hala yerli yerinde duruyordu ve hepsi toz içindeydi. Acaba hala çalışıyorlar mı diye ana bilgisayara gittim. Hala çalışıyordu aklıma 3 yıl önceki Anonymous'a yaptığımız saldırı geldi. Tabi ya dosyalar hala bu bilgisayarda olabilirdi. Hemen bilgisayarın açılmasını beklerken herkese seslendim;
"Hey, hala ana bilgisayarda Anonymous'a ait saldırıda aldığımız dosyalar olabilir. Belki işimize yarar"
"Haklısın!"
Hemen başıma toplandılar ve bilgisayara baktılar. Bilgisayar açıldığında ekranın sağında bir dosya vardı. Üzerinde "anonymous dosya kopyası" yazıyordu. Saldırıdayken onların bilgisayarından bunu kopyalayarak almıştık. Hemen dosyayı açtım ve içindekiler beni biraz şaşırttı. Bu bilgilerin işe yarayacağı kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker Girl
General FictionAshley adındaki bir kızın hayatta tek istediği şey gerçekten iyi yazılım bilip istediği herşeyi yapabilmekti. Kim demiş ona bunu yapamazsın diye?