17.BÖLÜM

1.3K 89 35
                                    

Medya; Suicide squad izlemeyenler izlesin mükemmel bir film.

Bir sarsılmayla uyandım annem beni dürtüp duruyordu;

"Günaydın hadi kalk 2 saate uçak kalkacak kahvaltını yap"

"Tamam sen in ben geliyorum"

Yatağımdan kalktım ve camı açıp dışarı bakacaktım ki güneşi görmemle kapattım. Şurda bi duygusallık yapalım dedik onunda içine ettiler. Aklıma Burak ve Joseph geldi ve onları aramaya karar verdim. Toplu aradım ve ikiside açtı;

"Hey nasılsınız hazırlıklarınız bitti mi?"

"Evet hepimizin bitti"

"Burayı hiç bu kadar izleyeceğim aklıma gelmezdi"

"Hey bizi özlemeyecek misin?"

"Tabimi özleyeceğim sizi hep özleyeceğim sizi çok seviyorum en iyi dostlarım olduğunuz için teşekkür ederim. Simdi gitmem gerem kahvaltı yapıp gidicez"

"Hoşçakalın"

Telefonu kapatıp ekrana öylece baktım. Telefonla ve laptopla konuşacak olsam da onları gerçekten özleyecektim. Hemen kalktım ce rutinim için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Kahvaltıyı görmemle koştum masada kıymalı börek vardı. Kahvaltı bitince eşyaları topladık bisikletimi götürmezsem olmazdı. Annemler arabayla giderken bende eğlenceli olsun diye arkalarından bisikletle hava alanına kadar gidicektim. Yola çıktığımızda hrm heyecanlı hemde üzgündüm. Hem arkadaşlarımı göremeyip orayı özleyeceğimden üzülüyordum hemde uçağa ilk defa bineceğim ve sevdiğim için heyecanlıydım. Hava alanına yarım saat erken gelmiştik;

"Ashley istersen burda oturup yarım saat beklemek istemiyorsan şurda ki kafede birkaç şey yiyebilirsin"

"Olur"

Kafeye girip bir masaya oturdum. Yanıma garson gelmesiyle suratına baka kaldım bu Bella;

"Bella senin burda ne işin var?"

"Şey ben burda çalışıyorum ve burayı seviyorum. Peki senin burda ne işin var?"

"Senin haberin yok dimi yaa birkaç nedenden dolayı Burak, Joseph ve ben başka şehirlere taşınıyoruz 4 seneliğine falan"

"Ama neden?"

"Nedenini boşver. Sey bana bi tost birde çay getirir misin?"

"Tabiki"

Bella yemeği getirince hemen yiyip ona el sallayıp gittim. 2 dakika kalmıştı uçağa bindik ve benim oturacağım yer cam kenarıydı. Çok heyecanlandım ve uçak kalkarken camdan baktım. Heryer çok güzel gözüküyordu ve yaşadığım yere hüzünle baktım. Anılarım canlandı ve sanırım burayı gerçekten çok özleyecektim.

Dışarıyı uçağın camından izlerken uyuya kaldığımı farkettim. Annemin beni dürtmesiyle uyandım gelmiştik camdan baktığımda karşımda Ankara vardı. Şimdiden şehrimi ve arkadaşlarımı özlemiştim. Uçaktan inip bavullarla beraber taksiye binerken telefonumu elime aldım ve Burak ile Joseph'ı aradım. Ashley;

"Nasılsınız gençler?"

"Iyi sen bu arada Burak ve sen şehirlerinize vardınız mi?"

"Ben vardım Burak sen?"

"Bende vardım"

"Hepinizi şimdiden çok özledim çocuklar yaa burası çok tuhaf geldi ve şimdi annemlerin burda satın aldığı eve gidiyoruz"

"Bende seni çok özledim Ashley (bunu diyen Burak) burasıburasida bana tuhaf geldi evlerimize vardığımızda laptoplardan görüntülü konuşur muyuz?"

"Konuşuruz tabiki dimi Joseph"

"Ben konuşamam ya bizimkiler eşyaları yerleştirmede yardım istedi"

"Hmm anladım tamam o zaman ben kapatıyorum Burak eve vardığımda seni ararım laptoptan görüntülü"

"Tamam hoşçakalın"

"Baybay"

Telefonu kapattım eve varmıştık. Ev hava alanına çok da uzak değilmiş aslında. Eve baktığımda karşımda iki katlı çok güzel beyaz ve bahçeli bir ev duruyordu;

"Anneee!"

"Efendim"

"Şoför galiba bizi yanlış adrese getirmiş yan komşunun evi falan olsa gerek"

Annem gülerek az önce bahsettiğim eve girmeye başladı;

"Anne siz ciddi olamazsınız burası bizim mi!?"

"Evet"

"Çok güzel. Üst katta oda var mı?"

"Kızım mutfak, salon, birinci banyo ve bir oda alt katta. Ikinci banyo ve iki odada üst katta"

"Üst kattaki bir oda benim"

"Tamam o zaman alt kattada ben  kalırım ve güzel bir haberim var sana"

"Neymiş bu güzel haber?"

"Üst kattaki diğer odayı istediğin gibi düzenleyebilirsin o odaya istedigini yap"

"Anne sen ciddi misin?"

"Evet"

Evde sevinç çığlıkları atarak üst kata koştum ev hem büyüktu hemde güzel odamda baya genişti. Diger boş odaya geçtim ve bakındım aklımda bir fikir vardı aslında bu oda için. Odanın duvarlarını sprey boyayla yazılar ve çizimler yapacağım. Sonra bir bilgisayar buraya koyacağım. Burası dinlenme, rahatlama, spor yapma odası gibi karışık birşey olucak. Odama gidip zaten önceden konulmuş olan yatağıma uzandım ve o an aklıma Burak geldi. Hemen laptopumu bavuldan çıkarıp Burak'ı aradım;

"Napiyosun Burak?"

"Hiç evi gezdim biraz evimiz eski eve benziyo aslında fazla fark yok. Sen?"

"Bende evi gezdim ama inanmassin ev çok büyük iki katlı, bahçeli, üç odası, iki banyosu ve bi mutfakla salonu var. En güzel yanı ise üçüncü üst kattaki odayı annem bama verdi iki tane odam var o odaya istediğimi yapabileceğimi söyledi"

"Vay ne yapacaksın o odaya peki"

"Spreyle duvarlarını boyayacagim ve karışık eşyalar koyucam eglence ve takılma kafa dağıtma odası gibi birşey olucak"

"Iyiymis keşke yanında olsaydım birlikte duvarları spreyle boyardik"

"Evet ya keşke. Zaten bide şu yeni okul olayı da olucak of"

"Aynem ya en sinir olduğum şey"

"Burak ben artık kapatayim aaat çok geç oldu"

"Peki iyi geceler"

"Sanada iyi geceler"

Son kez gözlerinin içine bakıp kapattım gerçekten uykum gelmişti. Uçaktaki uyku bana yetmemişti gerçi ne diyebilirim ki ben boğa burcuyum uylusuz hayat benim için hayat degildir. Kendi dediğime gülüp yatağıma yattım. Aklımdan eskisi gibi kodlamalar geçirerek uyuya kaldım. Ah keske bilseler bizim bu işleri bırakmayacağımızı.

Hacker GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin