07.12.2017

99 11 4
                                    

Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu
Ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
-Atilla ilhan-


Fleurie/ Hurts Like Hell

Yılların içimden söküp attığı bir şey varsa o da sevmekti. Bunu fark ettiğimde asıl sorunun ne olduğunu bir türlü bulamamıştım. Sevemiyordum kimseyi çünkü güvenemiyordum. Öyle bir kırmışlardı ki kalbimi aşk neydi sevgi neydi unutmuştum.

Soğuk bir kış günüydü. Hava almak için dışarı çıkmıştım. Daha doğrusu düşüncelerimi uyuşturmak istemiştim soğuk havanın buz gibi bıçağıyla.

Atkımı boynuma iyice dolayıp öylesine yürüyordum. Ne gideceğim yeri ne de geldiğim yeri biliyordum. Sanırım kaybolmuştum. Oysa bu kayıp sana bedel olacakmış, bilmiyordum.

Botlarım ile karları eze eze ilerlerken yolun bittiğini fark edince durmak zorunda kalmamla başladı her şey. Önce kırmızı duvarın buzlu yüzeyinde gezdirdim ellerimi öylece. Kıpkırmızı olmuştu ellerim ve titriyorlardı.

Umrumda bile değildi. Telefonumun titrediğini fark ettim ama umursamadım. Orada dakikalarca durdum. Hava biraz daha karardı, yol açılmadı. Dakikalar birbirini kovaladı, yol açılmadı. Soğuk bir rüzgâr esti ama yol açılmadı.

Bir an her şeyi daha yeni fark ediyormuş gibi başımı arkaya attım ve kahkahalarla gülmeye başladım.

Sanırım, deliriyordum.

Kırmızı duvarın önünde güldüm, devamlı güldüm.

Atkım boynumdan çıkmıştı. Yere düşmesine izin verdim ve etrafı incelemeye başladım. Çıkmaz sokakta birkaç apartman ve bir tane de dükkan vardı. Dükkanın kepengi yarıya kadar kapatılmıştı.

Hiç düşünmeden yarım olan kepenkten içeri doğru süzüldüm. Loş bir ışık vardı dükkanda ve bir sürü müzik aleti.

Hayran olmuş gibi gezdim koca dükkanı. İçeride kimse yoktu anlaşılan.

Fakat sonra bir şey oldu. Sesleri yeni duymaya başlamış gibi bir ses duydum önce.

Birkaç melodi mekik dokudu sessiz gecede.

Adımlarımı sese yönlendirdim.

Karanlık bir kordidor karşıladı beni. Korkusuzca yürüdüm o koridoru. Sesler çoğaldı, notalar çıldırmış olmalıydı.

Bu müzik beni şarhoş ediyor gibiydi.

Kapıyı açtım. Koskoca bir piyona ve bir adam vardı büyük odada.

Müzik bitene kadar oracıkta durdum.

İstemsizce gözümden yaşlar süzülüyordu. İki, üç dakikalık o zaman diliminde çok eskilere gitmiştim. Tüm kırgınlıklarımı görmüştüm sanki. Öyle güzel bir melodiydi ki dayanamayıp ağlamıştım.

"Hanımefendi, iyi misiniz? "

İrkildim.

Sesin sahibine baktım.

Piyona çalan adamdı bu.

"Üşümüşsünüz sanırım. Gelin oturun. " dedi hiçbir şeyi sorgulamayarak.

Ayaklarım hareket etmiyordu ki. Kilitlenmişlerdi.

Kilitlenmiştim.
Adamın gözlerine kilitlenmiştim.
Zihnimde hâlâ notalar dans ediyordu.
Özlemiştim.
Kimi olduğunu bilmiyordum ama çok özlemiştim.

Adam hareket etmediğimi fark ettiğinde bana endişe ile bakmaya başlamıştı.

"İyi misiniz? " diye sordu.

Yutkunamadım, boğazım düğümlendi.

"Ben " diye başladım cümleye ama devam edemedim.

Dudaklarıma dökülen yaşların tadı vardı kelimelerimde ve yumak olmuş olan cümleler boğazıma dizilmişti, çıkmıyorlardı.

Birkaç defa daha ağzımı açtım, ona bir şeyler diyebilmek için ama nafile.

Sustuk ikimiz de.

Ne kadar zaman geçti sayamadım.

"Kepenkleriniz açıktı o yüzden girdim içeri. " dedim zorlukla, yutkuna yutkuna.

Gülümser gibi oldu dudakları ama gülümseyemedi. Çenesindeki oyuğa baktım. Bembeyaz yüzü loş ışıkta ayrı bir güzeldi. Kirpiklerinin gölgesi, kalbinin acısı vardı yanaklarında.

Lacivert bir gömlek vardı üzerinde. En sevmediğim rengi bana sevdirmişti o gömlek. Sakalları yok denecek kadar azdı.

Bakışlarımı tekrar yeşilliklerine değdirdim.

"Yarıya kadar indirdim kepenkleri belki kapatmadığımı görür de gelir diye ama gelmedi yine de. " dedi mahzun bir yüz ifadesiyle.

"İnsan ümit ediyor işte. " diye devam ettiğinde kısılan gözlerinden geçen karaltıya şahit oldum.

O gün nereye gittiğimi bilmeden kendi kendime yürümüştüm bu müzik dükkanına. Felaketim oldu bu yol benim, ben ona aşık oldum. Kalbim yeniden sevmeyi öğrendi o gün. Yeniden aşkı tattı. İçimde öldürdüğüm tüm kelebekler yeniden doğdu. Yine öleceklerdi ama doğdular. Uzun zamandır terk ettiğim o duyguyu yine beslemeye başladım. İnsanoğlu işte sonu acı da olsa yapıyor. O gün yeniden ümit etmeye başladım. Zararı banaydı, biliyordum. Ama yaptım. Düşünüyorum da yine olsa yine yapardım.

23.03.2019  (TEXTING)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin